Söylem değil eylem zamanı
Emin olun siyaset üzerine yazmaktan daha sıkıcı bir şey yok. Özellikle ülkemiz gibi iktidar ile muhalefetin birbiriyle tamamen uzaklaştığı, Türkiye’nin çıkarları için bile bir araya gelemediği bir ortamda siyaset daha da anlamını yitiriyor. Muhalefetin yapılan onca şeye rağmen 20 yıllık AK Parti iktidarında bu ülkenin hayrına ne yapıldı cümlesinden öteye gidemediği bir ortamda iktidara düşen daha fazla eylemde bulunmak, icraat yapmaktır. Muhalefet için değil yine bu ülke için, 20 yıllık süreçte ülkenin nereden nereye geldiğini sadece söylemle değil, yapılacak icraatlarla nereye de gideceğini göstermek için…
Muhalif partilerimiz sağ olsun şuara yine erken seçime taktılar. Kendi aralarında sürekli tarih belirleyip duruyorlar. Onlara kalırsa 2021 bitmeden bu seçim yapılacak. Hükümet ise erken seçim tartışmalarının boş olduğunu, seçimlerin zamanında yapılacağını söylüyor söylemesine ama elbette dinleyen yok. 2002 yılındaki 3 Kasım seçimlerinden beri seçim konusunda bilirkişi olan Devlet Bahçeli bile seçime kaç gün kaldığını söylemişken bilmem başkasına söz düşer mi(!) Muhalefetimiz ısrarla bazı şeyleri görmezden geliyor. Onlara kalsa iktidarın bu ülke için ortalama 20 yıldır yaptığı iyi bir şey yok.
Yapılan yolları, köprüleri, barajları, yüksek hızlı trenleri anlatıyorsun, bunlar inşaat ekonomisi, kendi yandaşlarını zengin etmek için yaptılar diyorlar. Sanki bu eserlerden kendileri faydalanmıyor. Savunma alanındaki yerli üretimden bahsediyorsun, İHA’lardan, SİHA’lardan falan akılları sıra dudak büküp beğenmediklerini ima ediyorlar. Başörtüsü yasağının kaldırılması, eğitimdeki katsayı adaletsizliğinin giderilmesi gibi özgürlük ve eşitlik noktasında atılan adımlar ise elbette umurlarında değil. Muhalif bakış açısına göre Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, Taksim’e cami yapılması falanda zaten hükümetin gündem değiştirme çabasından başka bir şey değil. Terörle mücadeledeki başarımız, korona ile mücadelede birçok gelişmiş ülkeye göre daha iyi durumda olmamız da elbette görmezden geliniyor.
Muhalefetimiz, bir şeyi 40 defa söylersen gerçek olur lafını ispat etmeye uğraşıyor. Bir ara 128 milyar nerede diye takmışlardı. Hükümet cephesinden bu soruya onlarca farklı ikna edici cevap verilmesine rağmen aynı soruyu tekrarlayıp durdular. Ekonomistler anlattı ikna olmadılar. CHP içinden işi bilen birisi bile sonradan çark etse de paranın yok olmadığını anlatmaya çalıştı ama olmadı. Çünkü görmek istemeyene doğruyu gözünün içene soksanız bile göremez. Şimdi de erken seçim deyince olacağını sanıyorlar. Bugün seçim olsa hükümetin adayı belli, muhalefette ise adaylığa aday en az 4-5 isim var. Birleşip tek adayla mı çıkacaklar, HDP ayrı mı takılacak, kendi aralarında bir isim üzerinde uzlaşı sağlayabilecekler mi yoksa bütün bunlar için Amerika’nın işaretini mi bekleyecekler gibi onlarca farklı soru var ortada. Lakin muhalefete kalsa seçime hazırlar…
Bu noktada hükümetin yapması gereken şey belli. Muhalefetin seviyesinde kalmanın vasata razı olmaktan öte bir anlam taşımadığı görülmeli. Israrla icraatlar devam etmeli. Ekonominin durumu malum. Döviz ve altın fiyatları alıp başını gidiyor. Mesele bizim dolarla maaş almamız veya dolarla borcumuzun olması değil. Soframızdaki ekmeğe kadar her şeyin fiyatı doların hareketine göre belirleniyor. Bunun böyle olmasının doğruluğunu yanlışlığını tartışmıyorum. Fakat görünen bu. Durum böyle olunca da döviz ya da altındaki artışın küçümsenecek bir tarafı olmuyor. Son dönemde akaryakıta yapılan zam bile anlamak isteyene yeter.
Ekonomi ile yatıp, ekonomi ile kalkıyoruz.18-20 yaşlarındaki gençler bile harçlıklarıyla hisse senedi almanın derdine düşmüş vaziyette. Borsaya gençler iddia bülteni muamelesi yapıyor. Hâlbuki o yaşlardakilerin düşünmeleri gereken son şeyin para olması lazım. Fakat olmuyor, bu noktada da eksiğimiz çok.
Gıda fiyatlarındaki keyfekeder artıştan, yapılmayan denetimlerden, çıkmayan hal yasasından falan bahsetmekten inanın sıkıldım. Marketlerde yaz gelmesine rağmen domates 6-8 liraysa, neredeyse 10 liranın altına meyve yoksa bu işte mutlaka bir yanlış var. Muhalefet asıl bu noktada hükümete yüklenmeli lakin onların öyle bir derdi nedense yok. Yaz sıcağında asma budamak işlerine geliyor. Ne olacak bu ülkenin hali diye sormak en kolayı, vakit eylem, icraat vakti olmalı.