İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri’nin Önemi
Ülkemizde İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin sayısı 106’yı geçmiş durumda. Bu fakülteler, ülkemizde en yüksek seviyede din eğitimi ve öğretimi veren dini kurumlardır. Eğitimin her kademesinde din eğitimi veren ve din hizmetlerini yürütecek yetkinlik ve yeterlilikte uzman din bilimcileri bu resmi kurumlarımızda yetişmektedir. Ayrıca İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerimiz hem Diyanet İşleri Başkanlığının ve hem de Milli Eğitim Bakanlığının insan kaynaklarına hizmet edecek eleman yetiştirmektedir.
Öte yandan en önemlisi de milletimizin dini ve kültür hayatının şekillenmesinde İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerimizin büyük katkısı vardır. Bugün itibariyle, gerek din eğitimi ve öğretiminde gerek din hizmetlerinde gerekse akademik alanda İslâm dininin temel kaynaklarına dayanan, İslâmiyet’in dinî ve kültürel birikimiyle bağını sürdüren, aynı zamanda çağdaş dünyanın bilimsel ve insanî değerlerini doğru kavrayıp değerlendiren bu yeni zihniyet sayesinde, topluma yönelik din ve kültür hizmetlerinde önemli mesafeler kat edilmiştir.
İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri, Yüksek Öğretim Kurumu bünyesindeki üniversitelere bağlı olarak yüksek düzeyde dini düşünce ve bilgi üretim alanlarıdır. Bu bağlamda hem bilimsel dini bilgi üretme hem de öğrenci yetiştirme alanında fonksiyon görmektedir. Türk toplumunun dini hayatı açısından bu fakültelerde ortaya konulan bilimsel çalışmalar anlamlı ve önemli bir yere sahiptir. Her ne olursa olsun İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerindeki bilimsel dini düşünceler, toplumun dini hayatının kalitesi ve verimliliği açısından yadsınamayacak bir boyut taşımaktadır. Elbette bilimsel düşünce üretim alanlarında bazı farklı düşüncelerin de olabileceği önceden kabul edilmek durumundadır. Ama bilinmelidir ki Türk toplumunun dini hayatının oluşumu, şekillenişi ve gelişimi açısından İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerine ve buralarda üretilen bilimsel dini düşünceye her zaman ihtiyaç bulunmaktadır.
İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin diğer fonksiyonu ise, toplumda din hizmetini verecek elemanlar yetiştirmektir. Buralarda yetişen öğrenciler, başta Diyanet teşkilatı olmak üzere ilgili alanlarda din hizmeti vermektedirler. Dini eğitim veren kurumların bilimsel anlamda kalitesi ve verimliliği, yetiştirdiği öğrenciler vasıtasıyla topluma din hizmeti olarak dönmektedir. Dolayısıyla İlahiyat ve İslami İlimler fakültelerinin bilimsel düzeyi ile toplumun dini düzeyi arasında bu anlamda bir ilişki söz konusudur. Ancak toplumun dini hayatını salt bu ilişkiyle izah etmek yeterli ve bilimsel gözükmemektedir. Zira başka faktörler de toplumun dini hayatı üzerinde etkili olabilir. Ama yapılması gereken en önemli etkinliklerden birisi, İlahiyat fakülteleri ile toplum arasında bilgi akışının sağlanması olarak ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle toplumun dini düşünce ve uygulamaları bilimsel bir temele dayanmak durumundadır. Bunun karşılanabileceği en önemli merkezlerden birisi hatta en önemlisi de İlahiyat ve İslami İlimler fakülteleridir.
Bu sebeple milletimizin gözbebeği ve İslam âleminin yüz akı olan bu dini eğitim ve öğretim kurumlarına sahip çıkmak hepimizin görevi olmalıdır.