Bayram Sürekli
Bayram Sürekli Sosyal medya ahlakı

Sosyal medya ahlakı

Ahlâk, insanın iyi, güzel ve doğru davranışları içselleştirip, kötü ve yanlış davranışlardan kaçınması ve kendini koruması olarak tanımlayabiliriz. İyi huylu olmak, güzel davranışlarda bulunmak, sadece insana dair değil tüm canlıları ilgilendiren her türlü konuda ortak iyiyi hayatın merkezine alabilme erdemidir. Tüm insanlığın ve tüm dinlerin üzerinde ehemmiyetle durduğu vazgeçilmez bir kavram olmasının yanında insanda ortaya çıkan yerleşik bir karakter yapısıdır. Bu karakter yapısının korunması inanç ve düşünce sistemiyle zenginleştirilmesi de oldukça önemli bir mevzudur. Nitekim hayat rehberimiz, önderimiz, peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde :“Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (bk. Muvatta, Husnü'l Halk, 8; Müsned, 2/381) derken ahlakın bizim inancımızın vazgeçilmez parçası olduğunu vurgulamaktadır.

Dijital dönüşümün baş döndürücü bir şekilde hızla geliştiği günümüzde ahlaki ilkelerimizin de bir o kadar dejenere edilmeye çalışıldığı etmenlerle karşı karşıyayız. İnternetin yaygınlaşması ile birlikte hayatımıza yeni kavramlar ve yeni sosyal mecralar dâhil oldu. İnternetle gelen yeniliklerin bize sunduğu kolaylıkları, imkânları ve fırsatları yok sayamayız. Ancak bu nimetlerin içerisinde gerek aile hayatımıza gerekse toplumsal hayatımıza zarar veren paylaşım ve içeriklere karşı son derece duyarlı olmak durumundayız. Sosyal mecraların insana sunduğu “harama ulaşma kolaylığı” başta aile hayatı olmak üzere, dini ve toplumsal ahlak değerlerini temelden baltaladığı için çok büyük bir tehlike arz ediyor.

Ülkemizde 4 binin üzerinde youtuber her gün binlerce videoyu takipçileriyle buluşturuyor. Bunların içerisinde gerçekten çok güzel paylaşımlar yapıp bir duruş sergileyen “youtuber”lar olduğu gibi kolay yoldan para kazanma uğruna her türlü dini, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayarak teşhirciliği normalleştiren kişilerin olduğu bir gerçek. Bu kişilerin çektikleri bir görüntünün dakikalar içerisinde milyonlarca kişiye ulaştığını göz önünde bulundurduğumuzda tehlikenin asıl boyutları ortaya çıkmaktadır. Nitekim birkaç gün önce toplumun büyük bir tepkisini çeken bir annenin küçücük evladının yanında yaptığı iddia edilen paylaşım sonucunda savcılık tarafından harekete geçildi ve o kişi hakkında gereği yapıldı. Dolayısıyla sanal âlemde belki de gerçeğinden daha hassas davranılması gerekmektedir. Bu bize gerçek hayatta ahlâkî açıdan dikkat ettiğimiz konuların tamamına sanal âlemde de dikkat etmemiz gerektiğini hatırlatmalıdır. Unutulmamalıdır ki âlemlerin Rabbi olan Allah sanal âlemin de Rabb’idir. Her Müslüman kabiliyeti ve imkânı nispetinde sorumludur. Kimse kaldıramayacağı yükün sorumlusu değildir. Ancak; toplumu Allah’ın nazarında daha “iyi” ye taşıyacak kabiliyeti ve gücü olmayan bir Müslüman’ın şerre de destek olmaması, bundan hayli imtina etmesi gerekir. Sosyal medyayı bilinçsizce ve şuursuzca kullanan Müslüman, kötülüğün yayılmasına katkı sağlamış olur.

Peki nasıl bir yol izlemeliyiz? Bu durum karşısında yanlışı doğruya, batılı hakka, zararlıyı faydalıya tebdil edecek ve Müslümanın yaşantısında oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıyı boşa çıkaracak video içeriği sağlayan kişi ve kurumlara destek verilmelidir. Bu noktada gençlere, gerek normal yaşamda gerekse dijital platformlarda dünyanın umudu olduklarını kulaklarına fısıldayacak, insanlık adına çığır açacak, sabun köpüğü gibi tüketilmeyen kalıcı çalışma ve eserler ortaya koyma yönünde yapacakları çalışmalara daha fazla destek verilmelidir. Yarın çok geç olmadan bugünden önlem alınmalıdır. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bayram Sürekli Arşivi