Siyonist Medyada Yapılan Tartışmalar
İsrail’de Siyonist medya, Aksa Tufan’ının başladığı günden bu yana ordunun sansürüne maruz kaldı. Tüm kitle iletişim araçları dâhil olmak üzere sosyal medya mecralarında ordudaki ölü ve yaralıların gerçek sayılarının yayınlaması engellendi ve engellenmeye de devam edilmektedir. Özellikle kara savaşlarında Siyonist ordu ciddi kayıplar veriyor. İsrail işgal devleti kurulduğu günden beri bu kadar kayıp vermemişti. Katil Netenyahu'nun açıkladığı hedefler arasında kısa zamanda Haması tamamen ortadan kaldırmak ve tutukluları tamamen canlı olarak kurtarmak vardı. Savaşın beşinci ayındayız hala Siyonistler bu hedeflerine yaklaşamadılar, bile.
Siyonist ordunun hava gücü ile binlerce Filistinli Müslümanı katletmesine ve Gazze’yi enkaz yığınına çevirmesine rağmen hedeflerine ulaşamamış olması onları psikolojik olarak çökertmeye devam ediyor. Bir yandan da haklı Filistin meselesi dünya gündemine taşınmakla kalmadı Siyonistler aleyhine müthiş bir kamuoyu desteğini de ortaya çıkardı. Aynı şekilde Filistinlilere karşı Siyonistlerin tek yanlı katliamı katil Netenyahu hükumetine karşı halkın öfkesini ve muhalefetini de derinleştirdi. Halkın katiller sürüsü yöneticilere karşı öfkesi gittikçe büyümeye devam etmektedir. Beş ay olmasına rağmen Netanyahu’nun hedeflerini gerçekleştirememesi bu öfkeyi her geçen gün derinleştiriyor. Gazze, bir nevi Siyonistlerin başarısızlığının da tescillendiği bir yer oldu. İnşallah olmaya da devam edecektir.
Siyonist ordunun ciddi kayıplar vermesi, savaş makinalarının imhası ve binlerce askerin psikolojik manada çöküntü yaşaması Tel Aviv hükümetini ciddi ciddi düşündürüyor. Siyonistlerin bu yenilgisi karşısında Siyonist medya Gazze katliamına katılan askerlerin psikolojik ve fiziksel çöküntülerinin sebebinin iyi dinlenememe mazeretini alay konusu yapmayı sürdürüyor. Basın daha da ileri giderek, bizim basit gördüğümüz hamas üzerimize tükürüyor, biz de yağmur yağıyor zannediyoruz şeklinde alay konusu yapıyor.
Öte yandan İsrail’de esir aileleri her gün sokakları dolduruyor. Hükümet ateşkese zorlanıyor ama katiller sürüsü kuyruğu dik tutmaya çalışıyor. Siyonist medyada kaçırılan insanların anlaşma olmadan sağ olarak geri getirilmesinin imkânsız olduğu yazılıyor. Bu konuda Netenyahu koalisyonunun esirleri çoktan gözden çıkardığı da yazılıp çiziliyor. Artık Siyonist medya Güney Afrika Cumhuriyetinin Uluslararası Adalet Divanında açtığı davada Siyonist savunma ekibinin yalanlarını ve aldatmacalarını, Beyt Hanun’da hamasın güçlü direnişi karşısında işgalci askerlerin korku içerisinde kaçışlarını yazmaya ve belgelenmeye devam ediyor. Bu konuda da hem basın ve hem de katiller sürüsü tam bir panik havası içerisine girmiş bulunuyor. Bir avuç mücahidin kararlı direnişi Siyonistlerin kalbine müthiş korku salmış durumda.. Binlerce Siyonist asker korkudan kafayı çoktan yemiş, onların yerine cepheye sürülmek isteyenler de askerlikten kaçmak için akla hayale gelmedik mazeretler üretmektedir. İş sadece dışarıdan getirilmiş kiralık katiller sürüsüne kalmış görünmektedir.
Siyonist medyanın yazdığına göre esir ailelerin feryatlarına katiller sürüsü alayvari cevaplar veriyor. Esir ailelerin çocuklarını, eşlerini, baba ya da dedelerini onların yerine Gazze’ye gönderip esirlerle takas etmekle tehdit ediyor. Bununla birlikte işgal ordusunda ciddi çözülmeler yaşanıyor. Medyada bu ordunun İsrail'i koruyamadığı ve mevcut liderlerin bu başarısızlığı sırtlarında taşıdıkları yazılıyor. Hatta Gazze ve tüm işgal edilmiş Filistin topraklarında İsrail savaş aygıtının başarısızlığının sorumlusu liderlerin de ötesine geçerek mevcut ordudur, bu yetenek ve kabiliyetleri zayıf olan ordunun yerine yeni bir ordu teşekkül ettirilmelidir, deniliyor. Bu zafiyeti dile getiren ordu çevreleri açık açık İsrail’in bölgede caydırıcılığının çöktüğünü ve Siyonist işgalcilerde gittikçe var olma korkusunun arttığı tartışılıyor. Zoraki sansür yasasının uygulandığı medyada halka moral vermek için hayâli başarı öyküleri kaleme alınsa da artık mızrağın çuvala sığmadığı, artan kayıplar karşısında halkın patlama noktasına geldiği konuşuluyor.
Sonuç olarak, Yüce Allah’ın her şeye gücü yeter. O, mazlumların yardımcısıdır. Bu ümmet inşallah çok sürmez, kısa zamanda zalimlerin nasıl bir inkılapla yerle bir olacağını görecektir. Bu yıkımdan tüm Filistinli masumların kanları ellerine bulaşmış olan müstekbir zalim güçler de paylarını alacaklardır. Çünkü zulümle ilelebet abad olunamaz.