Sırada Tekel Camii mi var?
Konya’da yaşayan herkes biliyordu belki… Ben ilk kez gördüm.
Önce şaka sandım. Tekrar tekrar baktım… Doğruydu… İnanamadım… İnanmak istemedim…
…
Vakıfbank İmam Hatip Okulu nedir Allah aşkına?
Bir eğitim uzmanı, bir din adamı, bir kanaat önderi, bir bilim insanı, bir sosyolog, bir psikolog, bir antreopolog ve daha konuyla ilgili ilgisiz ne kadar bilim adamı varsa bir araya gelip buna bir izah getirmeli…
Yakında;
Milli Piyango Camii…
Tekel 2000 Kur’an Kursu…
Yeni Rakı mezarlığı…
Ve daha söylemeye dilimin varmayacağı şeyleri görürseniz şaşırmayın mı demek istiyorlar bilemiyorum…?
…
İsmini verdiklerine göre parası! karışmış olmalı o okulun harcına bankanın… Karışmadan verdilerse o ismi daha büyük ayıp çünkü!
Şimdi bu şehirde bu isimde böyle bir okul var. Ve hiç kimsenin tepkisi bile yok…
Haberi olanlar olmayanlara muhakkak duyurmalı bu konuyu.
Şehrin geçmişte var olan organlarının hiç birinin bugün çalışmadığının hatta olmadığının en büyük delili bu…
‘Tek’i dışında hiçbir organı çalışmıyor demek ki artık şehrin…
Başlı başına bir yazı konusu bu ‘Şehrin Organları’ konusu… İnşallah bir gün onu da anlatırız…
…
Her neyse dönelim konumuza;
Bugüne kadar okuduklarım, Yahudilerin Tevrat’ı tahrif etmekten çok dinlerinin kavramlarını, dini kurallarını ya da Tevrat’ın ayetlerinin içini boşaltmalarından dolayı Yahudiliğin tedavülden kalktığı hissini vermiştir bana hep…
...
Bir bankanın helal anlamında tek kuruş geliri var mı bilmiyorum?
Şimdi bu isim adı altında Kur’an-ı Kerim, Hadis, Tefsir dersleri mi veriliyor bu şehirde…
Bu bir dinin içinin boşaltılması hareketinden başka ne ile izah edilebilirler bunu çok merak ediyorum…
Bir okula bu ismi vermenin ne kadar geçerli bir nedeni var onu da görebilecek miyiz bakalım?
…
Tabi merak ettiğim bir diğer konuda faizle bu kadar çok mücadele eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekibindeki bürokratlar olarak bunu nereye koyabiliyorlar?
…
Ha diğer taraftanda eğitime çok destek vermek istiyorlarsa gitsinler az ötede ‘Güzel Sanatlar Fakültesi’ falan açsınlar…
Bir inançla, muhteşem bir kültürle koskoca bir medeniyetle dalga geçiyor birileri…
Bizde yok Fetöcülerin isimleri ya da onların koydukları isimler hala duruyor diye falan veryansın ediyoruz…
En büyük tehlike bu…
İçi boşaltılmış bir dinle insanlara çok şey yaptırabilirsiniz çünkü…
…
BAŞKENTLİĞİ BİZE VERİP ZAYİ EDERLER Mİ ACEP?
“Konya UNESCO “2020 Dünya Kitap Başkenti” adaylığı için başvurdu” diye bir haber gördüm. Sesli ve çok acayip güldüm…
Yok gülmemin sebebi başvuru haberinden dolayı değil…
Vizontele filminde ki meşhur ‘Katırcı Bedi’ sahnesini hatırladım yine...
Sahne şöyleydi;
Belediye Başkanının büyük oğlu küçük kardeşinin bacağının kırıldığını haber vermek için Başkan olan babasının odasına girer…
Derdini anlatır. çıkarken de ‘Bir emrin var mı baba?’ diye sorar,
Başkan babanın yanıtı efsane; “Sana verip zayi etmek istemiyorum”
Kötü bir ‘İslam Kültür Başkenti’ tecrübesinin hemen akabinde “Dünya Kitap Başkenti” başvurusundan nasıl bir sonuç alırız hiç bilemiyorum…
Ama her an böyle bir yanıt alabiliriz diye ben bile korkuyorum…
“Size verip zayi etmek istemeyiz!”
Bu riske rağmen başkentlik için girişimde bulunan herkesi bu cesaretlerinden dolayı özellikle kutluyorum…
Özellikle kötü bir şekilde verdiğimiz 'İslam Kültür Başkentliği' sınavından sonra...
…
Büyükşehir Belediyesi çok güzel bir çalışma başlatmış!
Sokak hayvanları için ‘Acil Müdahale’
Aslında eksikliği hissedilen bir alanda güzel bir hizmet düşünülmüş…
Herkesin ‘ 0 530 291 10 03’ numarasını hafızasına kazıması gerek…
Ancak böylesi önemli bir konuyla Büyükşehir Belediyesinin ilgileniyor olması büyük bir ironi olmuş…
…
Çalışmayla ilgili çok güzel bir komedi filmi senaryosu çıkar bence…
7/24 hizmette deyince mesela; gecenin bir yarısı pijamalarıyla sokak hayvanının peşinden koşan görevliler geldi benim gözümün önüne…
Burada çalışan adamları ‘Park ve Bahçelerden’ almıyorlardır umarım… Yoksa kaza yapan bir sokak kedisi ya da sokak köpeğine ‘Suni teneffüs’ yaparken de düşünemiyorum onları…
Mobil kısırlaştırma ekibinin nasıl çalıştığını ise merak ettim. İhbar üzerine mi yoksa tuttukları hepsini mi kısırlaştırıyorlar? Burası önemli...
‘Zor durumdaki hayvanlara acil müdahale yapılıyor’ cümlesindeki ‘Zor durumun’ ne olduğunu da merak ettim mesela… Sonuçta geniş ve göreceli bir kavram ‘Zor durum!’
“Tedavi edilen hayvanlar aynı yere geri bırakılıyormuş!” Bir aracın çarptığı hayvancağızı yeniden aynı yola bırakmıyorlardır umarım…
Ya da tedavi süresince bölgesinden uzak kalınca bölgesi diğer sokak hayvanları tarafından işgal edilen sokak hayvanı geri aynı yere bırakılınca diğerleriyle çıkan çatışmalar için bir çözüm düşünülmüş müdür mesela?
‘Nakliye’ de hizmetler arasındaymış! Biraz da Kent Plaza etrafındaki çöplüklere bakalım diyen hayvanlar da arayabiliyor mudur bu hizmetu merak ettim?
Şaka bir tarafa…
İhmal edilen sokak hayvanlarının sorunlarıyla en azından Büyükşehir Belediyesinin ilgileniyor olması bile mutluluk verici…
Bence bu Belediyelerden de alınıp, kurulacak başlı başına bir ‘Merkez’in görevi olmalı…
Bu medeniyet emanete sahip çıkmayı şiar edinen bir medeniyet çünkü!