İki vekil, iki danışman…
Geçtiğimiz dönemi çok başarılı geçiren 4/5 vekilden biri Ziya Altunyaldız’dı.
Bakanlar kurulu ne zaman yenilecek diye haber yayılsa Konya’dan ilk akla gelen o oldu. Bilgi, birikim ve çalışkanlığı ile göz doldurdu. Londra’da düzenlenen OECD Küresel Parlamenter toplantısına katılanları yaptığı konuşmayla etkilemekle kalmayıp, Hadim’in bir dağ köyündeki çobanla da çok iyi bir iletişim kurdu. Yatırımlardan sorumlu vekil olunca da çoğunlukla müjdelerle çıktı halkın karşısına, bu da onun sempatisini artırdı.
…
Konuya geçmeden değinmem gereken bir diğer vekilde Abdullah Ağralı…
Oda çok başarılı çalışmaların altına imza attı 26. Dönemin önemli isimlerinden biri olmayı başardı... Sadece Konya için değil. Şırnak için hatta İskandinavya için bile. İşin içine Meclis çalışmalarını da katınca ona 7 gün 24 saat yetmedi. Ama her yere yetişti. Hakkaniyetle davranmak adına tüm riskine rağmen mazlumun yanında durduğuna bizzat şahidim… Tüm bu yoğunluk arasında ne Konya’yı ne hizmetlerde hiçbir cepheyi boş bırakmadı desek yeridir…
…
Gelelim konuya;
Ziya Bey ve Abdullah Ağralı’nın sistemi…
Daha öncede denenen ama onlardan önce pekte başarılı olamamış bir sistem; “Konya’da ki sürekli danışman…”
Onlar dünyanın herhangi bir yerindeyken bile Konya’da ki işler de aksamadan yürüdü. Ziya bey ve Abdullah Bey bu şekilde hep Konya’daymış gibiydi. Stockholm’da da olsalar, Londra’da da olsalar hep buradaydılar. Hep ulaşıldılar. Ve işler ‘olabildiğince’ yürüdü…
Başarının kaynağı ‘Mehmet Altunyaldız’dan mı, Mücahid Uludağ’dan mı kaynaklanıyor onu bilemiyorum. Onların çalışkanlığından yada işlerine sıkı sıkıya bağlanmalarından yada işlerini ciddiye almalarından kaynaklanıyor olabilir. Bunları sorgulamıyorum, sonuca bakıyorum. Güzel sonuçlar doğurdu bu sistem geçtiğimiz dönemde...
Bundan sonraki süreçte de bütün milletvekillerinin uygulamasının elzem olduğu bir sistem bu.
Konya ile vekiller arasında köprü oldular Mücahid Uludağ ve Mehmet Altunyaldız. Bizim için de… Dünyanın diğer ucundayken bile ulaştık biz Ziya Altunyaldız’a ve Abdullah Ağralı’ya… Mehmet ve Mücahid sayesinde… Sorduğumuz en zor sorunun yanıtını bile saat geçmeden aldık.
Konya’da ki herhangi bir sorunu iletmek için harika bir ‘Kanal’ oldu onlar.
Başarının kaynağını sorgulamıyorum. Sistemin başarısını anlatmak istiyorum.
Umarım örnek olur… Bundan sonra da…
Biz gazeteci olarak bile karşılaşmayı/ulaşmayı başaramadığımız milletvekillerinin var olduğunu düşününce bu sistemin ne denli ‘çözüm odaklı’ olduğunu daha iyi anlıyor insan.
Biz ulaşamıyorsak, vatandaş neylesin! Diye de düşünmeden edemiyor insan!