Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Suriyelilerin burada ne işi var?

Suriyelilerin burada ne işi var?

Daha önce defalarca niyetlendim, yazamadım.  

Ama bu ismi gördükten sonra daha da öteleyemem…

‘Türkiye Hilal’

Bu ne güzel bir isimdir böyle…

Suriyeliler arasında o kadar çok ki ‘Türkiye’ ismi. Hani öyle savaştan sonra onlara kucak açan Türkiye’ye teşekkür’ün bir şekli de değil bu. Her yaştalar çünkü. Neneler, Teyzeler var.  Çok eskilerden bu yana var demek ki… 

Sadece Türkmenlerin değil Arap hanımların da isim tercihi;  ‘Türkiye’

Naim Hoca keşfetmişti ilk bunu. Karşılaşıncaya kadar bu ismin çokluğunu anlamamız da vakit aldı…

Sonra çok karşılaştım ama bu son karşılaştığım isim bambaşkaydı;

Türkiye Hilal’  

Bu bir Suriyeli ismi… 70’li yaşlarda bir Teyze…

 ‘Onların burada, Bizim orada ne işimiz var?’ sorusunun en güzel yanıtlardan biri de bu isimler…

Uç bir örnek vereceğim yine hazır olun!; Hani Amerika, Kanada, İngiltere, Avustralya kardeş ya. Yada Kazaklar, Türkmenler, Özbekler de… İskandinavlar ya da diğer milletler… Onların hiç birinde bunun bir örneği ile karşılaşabilir misiniz?

Bir Suriyeli olarak kızına ‘Türkiye’ ismini vermek; Bu kardeşlikten de öte bir şey…

Bu, sadece bir isim değil.  

Bir aşkın, bir sevdanın, bir özlemin, bir hasretin adı…

“Türkiye sevgisinin cisimleşmiş hali”nden başka ne ile anlatılır ki bu?

İşte onların burada, bizim orada bu yüzden işimiz var…

Nokta…

Bu şehir için herkesin kendine göre bir ihtiyaç listesi var;

Benim listemin başında da yeşil var nedense!

Şimdi süslüyor ya sakuralar şehrin her yanını. Bu şehirde yaşamaktan daha bir mutlu oluyorum. Laleler, sümbüller ve en son sakuralar…

Keşke dört bir yanı dört mevsim böyle olsa…

Tüm sıkıntılarını unutturur şehrin…

Sorunların üzerine makyaj yapılarak unutturulur mu/unutulur  mu sorunlar demeyin. Kim demiş makyaj kadına yakışmaz diye! Hakkıyla ve zamaninda yapana çok yakışır. Hiç çıkmadıktan sonra o makyajın kime ne zararı var ki ayrıca?

Keşke dört mevsim yemyeşil, üç mevsim rengarenk yapmayı başarsaydık şu şehrin tamamını…

Daha mutlu insanlarımız da olurdu o zaman belki, kim bilir?

15-22 Nisan Turizm Haftasıymış!

Konya’nın Turizme katkısı anlatılıyor bu aralar…

Konya’nın Turizme ne katkısı var çok merak ediyorum. Turizmin Konya’ya katkısını daha çok tabi.

‘Konya’ya gelenler milli kültürümüzü tanıma imkanı buluyorlar’

Hiç de değil, bence ‘Diriliş Ertuğrul’un dizi setini ziyaret edenler daha fazla tanıyor, milli kültürümüzü.

Allah’a şükür ki Celaleddin-i Rumi burada yaşadı ve öldü. O da olmasaydı ‘Şu Konya’yı bir göreyim’ diye evinden kalkıp gelecek tek Allah’ın kulu olmayacaktı sanırım… O varken de gelenlerin çoğu gelmiyorlar zaten buraya, uğruyorlar sadece!  Ateş almaya gelenlere çakmak mı yaptırsa Büyükşehir Belediyesi. Promosyonluk…  

Bu iki üç cümle Konya Turizminin özeti.  Bu söylediklerimi bir hafta boyunca biraz daha geniş anlatınca alın size ‘Turizm Haftası’ kutlamaları… Vakit israfı.  

Diğer taraftan, Mevlana’yı çıkarsak geriye bir şey kalmayacakmış havası da yanlış.  Antalya’dan da ‘Deniz’i çıkarın orada da bir şey kalmaz, merak etmeyin. 

Turizmcilik literatürüne “Mevlana=Umman (Deniz)” terimini bu şekilde kazandırdığım için gurur duydum bugün kendimle…

SEÇİM OLACAK MI?

Bahçeli’nin seçimler 26 Ağustos 2018 tarihinde yapılsın önerisini duyunca ‘Tarih tekerrür ediyor’ hissi uyandı tüm ülkede.

Başkanlık seçimlerinin fitilini de ateşlemişti Bahçeli.

Teklifi o ortaya atmıştı. Geçtiğimiz yeni sistemin mimarı olmuştu.

Aynı şeyleri yaşıyoruz. Bu kez de seçimler için öneride bulundu.

Ve sanıyorum. Tarih tekerrür edecek ve bu teklif kabul görecek gibi görünüyor.

Bu yaz çok sıcak geçecek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi