Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu ‘Seccadeyi’ yanlış yere sermek

‘Seccadeyi’ yanlış yere sermek

‘Bir restoranda gerçekleştirilen iftar yemeğinden sonra fotoğraf çektirme taleplerini yerine getirmek üzere geçtiği bir salonda üzerine bastığı şeyin seccade olduğunu fark etmeden bir linçe uğratıldığını’ söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu acaba etrafındaki insanlara iyi bakıyor mu?

Kimlerle yürüdüğüne, kimlerden oy istemek zorunda kaldığına ve nasıl bir macera içine atıldığına?

Fotoğrafın paylaşılmasından sonra toplum ister-istemez hareketlendi. Seccade namazı, namaz dinin gereklerini, dinin gerekleri de insanın temel gereksinimini ve sorumluluklarını yansıttığı için olukça fazla tepki aldı.

Basılan şey bir bez parçası olmakla birlikte, insanımızın atfettiği anlam daha derin. Temiz olduğu için ibadete layık görülen bir nesne aşağılanmış olarak değerlendirildi.

Aksi halde sıradan bir bez parçası, incitilen insandan daha değerli değildir. Toplumda tartışma konusu yapılması bile abes olurdu.

Ama bizim toplumumuz seccadeye değer verir. Seccade insana konumunu ve sorumluluklarını hatırlatır da ondan.

‘Seccade çiğneme’ hadisesinin aktörleri ya bunun farkında değiller, ya da bilerek yaptı(rdı)lar.

Farkında olmamaları bir eksiklik. Zira tartışma konusu yapılan şahıs bütün bir toplumun başkanı olmak istiyor. Etrafındaki zevat da onun zaferinden maddi-manevi pay alma derdinde.

Ama insan sormadan da edemiyor: Sen ‘her hıyarım var diyene tuz yetiştirmek zorunda mısın’? Etrafında hiç mi yok bir danışmanı, sekreteri, imaj yöneticisi, yardımcısı…

Onlar niye izin verdiler bu fotoğrafa?

Farkındalarsa ve mesaj vermek istiyorlarsa, bu büyük bir sorun. Toplumun kahir ekseriyeti ibadetlerini tam olarak yerine getirmese de dine ve dince kutsal sayılan değerlere saygılı.

O fotoğraf olsa olsa PKK’lı Marksistlere bir mesaj olabilir.

Birkaç yıl önce teröristler namaz kılıyor gibi yaparak, gülüşmüş, dalga geçmişlerdi namazla. Bu görüntüler televizyonlarda yayınlandı. Namaza ve ibadete bakışlarını biliyoruz.

Kılıçdaroğlu’nun o kategoride olduğunu düşünmüyorum. Dine ve dini değerlere saygılı olduğunu vurgulama ihtiyacı hissediyor. Seçime giderken böyle bir fotoğrafın intihar olmayacağını bilebilecek kadar zeki kendisi.

Öyleyse bu ‘kaza’ nasıl ve niçin gerçekleşti?

Seçimlerde % 50’yi geçme baskısı kendisine neler yaptırmıyor ki?

Bol bol dini içerikli söylemler, iftarlar, namazlar, niyazlar…

Daha önce olmadığı kadar yakın görünüyor bugün dine ve dini değerlere.

Bu, toplum açısından bir kazanım. Öyle ya da değil, görünmeye çalışması bile bir aşama.

Ancak, asıl sorunun cevabı hala verilmedi: Kim yaptırdı bu hatayı?

Bence, Kılıçdaroğlu önce kendi çevresine baksın.

Poz verdiği insanlardan biri İstanbul il başkanı, diğerlerini tanımıyorum.

Anlaşılan etrafındakiler alışık değil seccadeye, söyleme, namaza ve niyaza…

O nedenle bilmeden de karizmasını çizdiriyorlar sayın cumhurbaşkanı adayının.

Sosyal medyadaki söylemler de tutarsız. Aklı başında insanlar sayın genel başkanı savunmak için, haram, yolsuzluk, rüşvete karşı çıkmayanlar seccade fotoğrafı nedeniyle eleştiriyorlar diye bir dil tutturmuşlar.

Seccadenin çiğnenmesine karşı çıkanlar bu fiillere destek verebilirler mi Allah’ın aşkına?

Eleştiriler böyle karşılanmaz. ‘Bilmeden yapıldı’, ‘yanlıştı’ denir ve mevzu kapanır.

Yeni bir kulvara çekmek istedikleri tartışma kendilerini daha da batırır.

Görüldüğü gibi Sayın Kılıçdaroğlu kendisine inanmayan insanlarla birlikte yürüyor. İyi ya da kötü niyetle olduklarını bilemediğimiz insanlar zarar veriyorlar yürüyüşüne.

Ama bu kadar renkli ve farklı insanları aynı kervana takarsanız olacağı bu.

Belediye başkanları, ittifak ortağı partilerin genel başkanları ve geniş koalisyonu bir arada tutabilecek ortak bir çerçeve çizilemez. Birini memnun eden, diğerini incitir.

Asıl sorun bu galiba?

Peki, ya seçilirse?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi