İpek Özkayaalp
İpek Özkayaalp Ruhunuzdaki Heyecana Güvenin!

Ruhunuzdaki Heyecana Güvenin!

Uzun bir aradan sonra tekrardan kalemi elime alıp siz değerli okurlarımla bir arada olmak beni inanılmaz heyecanlandırıyor. Heyecan duymak güzel bir duygu olduğu kadar anlamını git gide yitiren ve içi boşalan bir kelime haline geldiğini görmek çok üzücü.

Toplumun, dahi dünyanın geneline baktığımız zaman maalesef insanlar artık heyecanını yitirmiş, tükenmişlik sendromu yaşayanlarla dolu. Oysa zamanında heyecanla yaptığımız birçok şey, zaman içerisinde hayatımızda bir rutine girmesi bizde heyecandan ziyade bıkkınlık uyandırmaya başlıyor.

Hayatın getirdiği ağır şartlar da üstüne gelince heyecan duyma duygusu kaygı duygusu ile yer değiştirmeye başlıyor. Bu durumda ister istemez birçok şeyi sorgulamaya başlıyoruz.

Heyecan Nedir?

Heyecan duymanın kaynağı nedir?

Heyecanlanma duygusu her daim güzel olaylardan mı meydana gelir?

İnsan nelere heyecanlanabilir?

Peki bir zamanlar heyecanla yaptığımız şeylerden bir anda neden bıkıyoruz?

Heyecanlanmak, birçok duyguyu bir arada barındıran bir kelime.

Sınav sonucunu beklersiniz heyecanlanırsınız…

Sevdiğiniz biri sizi ziyarete gelecektir heyecanlanırsınız…

Uçağa ilk kez bineceksinizdir heyecanlanırsınız…

Ektiğiniz bir Meyve ağcının Meyvesini verene kadar tüm aşmalarını izlemek de heyecan oluştura bilir.

Aslında herkesin yaşadığı olaylar karşısında duyduğu heyecan derecesi farklıdır. Birisinin çok heyecan duyduğu bir olaya başka biri heyecan duymaya bilir.

Heyecan yaşamak, olumlu veya olumsuz şeylerden kaynaklı ortaya çıka bilir. Kimi zaman bazı olayların sonucunu düşünürken olumsuz sonuçlanma ihtimalini düşünmek bile insanı heyecanlandırıp stres duygusunun artmasını sağlar. Heyecan sadece olumlu duygulardan ve olaylardan oluşmaz.

Heyecan aslında bir şeyin bekleyişidir. Heyecan daha bir olay gerçekleşmeden, gerçekleşe bilecek şeylerin ihtimallerini bizim beynimize verdiği komutlardan ortaya çıkan bir duygu halidir.

Heyecan, insana birçok duyguyu yaşata bilir. Bazen iki duyguyu bir arda yaşadığımız da oluyor.

Heyecanımızın azaldığını, ya da bittiğini düşündüğümüz an ne yapalım?

Kimi zaman yaşadığımız olayların sonucunda hüsran veya hayal kırıklıklarımız heyecanımızı kaybetmemize sebep olsa da dermanımızın derdimizin içinde olduğunu idrak edersek ve olaylara bakış açımızı değiştirirsek hayata karşı olan mutluluğumuzu tekrardan heyecanımızla yakalama imkanını elde ederiz.

Bunun için hedeflerimizi güncellememiz gerekiyor. Makul hedeflerle çıtayı yavaş yavaş yükseltmek daha az hüsrana uğratır bizleri.

Düştüğümüz yere takılıp kalmaktansa, yeniden ayağa kalkarak yola devam etmeyi kendimize hedef koyarsak, geleceğe yönelik yeni ufuklara yelken açarak heyecanımızı tazelemiş oluruz.

Aynı zamanda sadık dostlarımızla yaptığımız fikir alışverişleri, birlikte hayata heyecan kata bilecek fikirler ortaya koyması da bizi bu konuda diri tutar. Bu sebepten dostluklarımızı sıcak tutalım, sadık dost edinip sadık dost olalım!

Hayatımızda heyecanın getireceği olumsuz duygulara karşı hazırlıklı olup sabır ile kuşanırsak asla netice hesaplarına takılmadan bu süreci atlatır ve hayatımıza sorunsuz ve güzel heyecanlarla devam ederiz.

Ruhunun heyecanına güven. Unutma onu her daim diri tutmak senin elinde…

Önceki ve Sonraki Yazılar
İpek Özkayaalp Arşivi