İpek Özkayaalp
İpek Özkayaalp Ruhu Besleyen Sohbetler

Ruhu Besleyen Sohbetler

Her insanın ayrı bir hayat serüveni var ve bu serüvene bağlı birçok hikâye ortaya çıkıyor. İnsanları dinlemek ve anlamak, konuşmak ve anlatmaktan daha güzel olduğunu düşünüyorum. Sinemada izlediğiniz bir filmi hayal edin; film izlerken konuşursanız detayları kaçırırsınız, sessizce ve sakin bir şekilde izlerseniz filmin tüm ayrıntılarını idrak edebilirsiniz.

İnsan ilişkilerinde anlatanı dinlemek/dinleyebilmek çok ayrı bir kültür ve aynı zamanda bir erdemdir. Sohbet etmeninde bir adâba vardır; bu adâb, insanlar arasındaki iletişimin kalitesini artırır ve aynı zamanda ilişkileri güçlendirir.

Cağımızın teknoloji ile hayatımıza getirmiş olduğu iletişim imkanları, maalesef iletişim kalitesini düşürdü. Teknoloji vasıtasıyla kurulan iletişim ile yüz yüze aynı ortamda kurulan iletişim arasındaki fark, duygu, mimik ve ses tonunu aynı anda kullanamamanın büyük dezavantajları olduğunu gösterdi ve bu da herkes tarafından bilinmektedir.

Teknolojinin dezavantajları sadece bunla kalmıyor. Aynı ortamda sohbet etmek için buluştuğunuz arkadaşınızın veya ev ortamındaki bireylerin sohbet etmek yerine, ellerinde cep telefonlarıyla sürekli vakit geçirdiklerini görmek mümkün. Teknoloji bağımlıları da tabii çok ayrı bir konu…

karikatur.jpg

Biz sohbetin daha anlamlı, saygılı ve zevkli geçmesine yardımcı olacak bazı kuralları konuşalım. Her kültürde ve toplumda bu kurallar biraz farklılık gösterebilir, ancak temel prensipler genellikle aynıdır.

Dikkatli ve nazik bir vücut dili kullanmak, karşınızdaki kişiye kendini değerli hissettirir. Göz teması kurmak, başınızı sallamak, ilgiyle dinlediğinizi gösteren jestler yapmak önemlidir. Peygamber Efendimiz (sav) bir kimseyle konuşacağı zaman, bütün vücuduyla dönüp o kişiye bakar ve öyle konuşurdu. Bu, insana karşı gösterilen muhteşem bir saygı ve edeptir; hayran kalmamak elde değil!

Konuştuğunuz kişiyi gerçekten can kulağıyla dinlemek, empati yapmak ve anlamaya çalışmak iletişimde çok önemlidir. Birisi konuşurken, onun sözünü kesmemeli veya başka şeylerle ilgilenmemelisiniz, zira bu karşınızdaki kişiye bir saygısızlıktır.

Karşınızdaki kişiye saygı göstermek ve onun görüşlerini anlamaya çalışmak esastır. Farklı görüşlere tahammül etmek, kendi düşüncelerinizi dayatmamak gereklidir. Eleştirilerinizi yapıcı bir dille ifade edin ve mümkün olduğunca yapıcı olmayan eleştirilerden kaçının. Övgü ise samimi ve ölçülü olmalıdır.

"İkiniz birlikte Doğruca Firavun'a gidin; çünkü o gerçekten her türlü ölçüyü aşmış bulunuyor! Ama onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki aklını başına toplar, yahut [böylece en azından kendisine] gözdağı verilmiş olur." (Tâhâ Suresi / 43. - 44. Âyetleri)

Karşınızdaki kişinin söylediklerine uygun tepkiler vermek, anladığınızı ve dinlediğinizi gösterir. Konuşmayı sürdürmek için "neden?", "nasıl?" gibi açık uçlu sorular sorarak, karşınızdaki kişiyi daha fazla konuşmaya teşvik edebilirsiniz.

Sohbet sırasında konuşma zamanını dengeli bir şekilde paylaşmak, tek bir kişinin sürekli konuşmasını engeller ve herkesin fikrini ifade etmesini sağlar. Konudan sapmamaya özen gösterilmeli. Konuşma akışını koruyarak, herkesin katılımını sağlamaya çalışın.

Herkesin kişisel alanına saygı göstermek gerekir. Özellikle hassas konulara girerken dikkatli olunmalı ve karşınızdaki kişiyi rahatsız etmemeye çalışmalısınız. Size anlatılan özel bilgileri, başkalarıyla paylaşmamak da sohbet adâbının en önemli parçasıdır.

Maalesef insanlar her çağda olduğu gibi bu çağda da bir araya gelip konuştukları zaman başka insanların hayatlarını eleştirmek, kim ne yaptı ve onlara güvenilerek anlatılan özel konuları konuşmaktan kaçınmıyorlar. “İnsan İlişkilerindeki Zehir” başlık altındaki makalede okuyabilirsiniz https://www.yenihaberden.com/insan-iliskilerindeki-zehir-15356yy.htm

Kendini bilmeyen başkalarını konuşur, çünkü kendini anlatsa kimse dinlemez!

Bu sohbetler aslında tamamen nefsi duygularla ortaya çıkan sohbetlerdir. İnsanoğlunun asıl gıdası ruha hitap eden sohbetlerdir. Ruhu tatmin eden sohbete “Sohbet doyurucu oldu” deriz.

İnsan gibi dil ve düşünme yetisine sahip başka bir canlı yoktur. Bu yüzden insanın kendisini ne olduğunu bilmesi önemlidir (Farabi)

Uzun zamandır arayışı içinde olduğum “İnsan nedir?” sorusuna cevap ararken benim gibi bu sorunun peşinde olanlarla bir araya geldiğimi fark ettim. “Nerden geldik?” “Ne için geldik?” “Nereye gideceğiz?” bu üç sual, daima asırlar boyunca insanoğlunu düşündürmüş ve kendisini tam bir kanaâte ve İmâna varıncaya kadar aramaya sevk etmiştir.

Bu soruların cevabını ararken sohbetlerin derinliği ve lezzetti ayrı oluyor. Çünkü sohbet sizi yaratandan başka bir şey konuşamaz hale getiriyor ve işte o sohbet size zamanı unutturuyor, işte Allâhı zikretmenin bir yolu da onu konuşmaktan geçer.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İpek Özkayaalp Arşivi