Mehmet Toker
Mehmet Toker New Age Dinleri ne kadar tanıyoruz?

New Age Dinleri ne kadar tanıyoruz?

Geçen haftaki yazımda da bahsettiğim New Age dinler/tarikatlar, manevi boşlukta veya psikolojik çöküntü/arayışta olan insanlara bir kurtuluş reçetesi gibi sunuluyor ama acaba gerçekten böyle mi? Amerika'da ortaya çıkan daha sonra bir virüs gibi dünyaya yayılan New Age dinler, psikolojik ve ruhsal arayış içerisindeki insanları ağına düşürüp hem inanç noktasında manipüle etmeye hem de finansal açıdan sömürmeye devam ediyor.

Enerji atölyesi, spiritüel yolculuk, NLP kursu, bilinç altı temizliği gibi isimlerle faaliyet gösteren bu yapılanmalar; dini eğitimi yeterli olmayan ya da inancını içselleştirememiş, imanıyla mutmain olmayan kimseleri mağdur etmeye ve onları maddi, manevi, psikolojik, ruhi her türlü sömürmeye devam ediyor. Ağlarını düşürdükleri müşterilerine/müritlerine astral seyahatler, çığlık terapileri, enerji çalışmaları, tarot okuması, cadılık eğitimleri gibi pek çok ritüel ve uygulama ruhsal aydınlanma ve kişisel gelişim vadi ile ambalajlanarak pazarlanıyor. Hatta daha muhafazakar ve dindar görünümdeki semtlerde, İslam dinine ait bir takım argümanlar veya İslami sofistik kökleri olan bir takım uygulamalar New Age dinlerin ritüelleri ile harmanlanarak sunuluyor. Esma-ül Hüsna ile nefes egsersizleri, Sema ayinleri gibi uygulamaların da var olduğunu görüyoruz.

Ruhsal gelişim adı altında sunulan bu tür uygulamalar kişilerde çok ciddi anlamda inanç merkezli sorunlar, beden ve ruh sağlığı açısından da ciddi riskleri tehlikeleri beraberinde getiriyor. Dolayısıyla kendilerini şifacı, enerji uzmanı, spiritüel rehber olarak tanıtan kişi veya bu kişilerin düzenledikleri kurslar, insanları hem maddi hem manevi olarak sömürdüğü gibi hem de her türlü dini ve toplumsal istismara da sebep olabiliyor. Sosyal medyayı da kullanarak hızla yayılan bu tür yerler, inanırlarına, müritlerine/müşterilerine farklı ruhsal deneyimler yaşayacaklarını vaat ederek duygusal ve itikadi bir sömürü alanı oluşturuyorlar. Sosyal medyada bu tür kişi veya kursların verdikleri eğitimi! görünce insanın ne kadar manipüle edilebileceğinin sınırlarını da anlamakta zorlanabiliyorsunuz. Örneğin kendisini bilinçaltı temizleyicisi ya da enerji uzmanı olarak tanıtan bazı kişilerin verdiği eğitimler şu şekilde sıralanmış: Ölme Sanatı Eğitimi (şaka değil... bu başlık bile intiharı özendirebilir) şaman dersi eğitimi/şamanın kalbine yolculuk, boyutlar ve varlıklar eğitimleri, enerji çalışması, bilinçaltı kodlama, büyü bozma, rüya yolu ile iletişime geçme, aşık etme, kısmet açma, astral seyahat eğitimi gibi eğitimler verildiği ifade ediliyor. Müşterilere, çakralarının açılacağından, şifalanacaklarından ve bir sonraki adımda öz bilinçsel enerjilerini kullanarak şifa dağıtacakları vaat ediliyor. Çığlık terapileri, gülme/kahkaha terapileri gibi farklı deneyimlerle bilinçaltının temizleneceği, zihne format atılacağı gibi iddialı cümlelerle bu tür batıl inançların pazarlaması yapılıyor. New Age kohenlerin/kahinlerin/tarikat şeyhlerinin, sosyal medya hesaplarından şifa, tılsım, bilinçaltı temizliği, soy temizliği, hipnoz, musallat gibi yani ispatı ve delili olmayan batıl inanç olan pek çok şey büyük bir maharetmiş, yeni bir keşifmiş gibi sunuluyor.

Ne hikmetse, İslam Dininin gayb olan iman esaslarına "metafiziki varlıklar veya mefhumlar, kim görmüş?" deyip dudak büken, burun kıvıran, kendisini seküler, modernist, entelektüel, aydın olarak tanımlayan kimseler bu tür eyyamcılara hem prim veriyorlar, hem para veriyorlar. Hem de öyle anlaşılıyor ki çok ciddi gönül veriyorlar ve inanıyorlar.

New Age şeyhlerin/kahinlerin veya yapılanmaların rağbet görmesinin temel sebepleri arasında; Müslümanların İslam'ı temsil etmedeki yetersizliği, dini eğitimdeki metodoloji sorunu, dindar insanların dini tebliğde kullandığı din dili'nin doğru kullanılamaması, dindarların yaptığı bireysel/toplumsal hatalara tepkisellik gibi sebepler ileri sürülebilir. Ama bununla beraber Türkiye'deki psikoloji eğitiminin ve insan psikolojisine yaklaşımın, batıdan tercüme üzerine inşaa edilen ve batı'nın insanı anlama, tanımlama yanlışlığının bilim diye öğretilmesinin asıl ana etken olduğunu unutmamak gerekir. İnsanı tek boyutlu, maksimum iki boyutlu biyolojik ve zihinsel-psikolojik bir varlık olarak görüp, insanın ruhunu, manevi yönünü görmezden gelen psikolojik yaklaşımlar özellikle sekülerleşmiş olan kimseleri bu tür arayışlara kanalize edebiliyor. Tabii ki bu kendiliğinden oluşmuş veya bir ihtiyaç neticesinde ortaya çıkmış oluşumlar ya da arayışların neticesi değil. New Age Dinler, goyimlerin inançlarını sulandırmak, bozmak, gelenek ve gelecekle olan manevi bağlarını koparmak için dini sadece İsrailoğullarının bir malı gibi gören Siyonist anlayışın ortaya çıkardığı, finanse ettiği, yaygınlaşması noktasında medya aracılığıyla lojistik destek verdiği yapılanmalar olduğunu da görmek gerekir.

Tekke ve zaviyelerin yasaklanmasının, batılılaşma safsatalarıyla toplumun kültürel kodlarıyla oynanmasının ve yüz yıllık laik ve seküler eğitimin neticesi; modernleşme ve batılılaşma iddiasında olanları, animizmin, spritüalizmin, stoacılığın köleleri haline getirdi. Hayat boşluk kabul etmez. Meşru ve doğru olanı yasaklarsanız, gayrimeşru ve yanlış olan neşvünema bulacaktır. Dinsiz bir toplum olmaz, olamaz. Toplumun medeniyet köklerini inşa eden dine savaş açarsanız tek dişi kalmış canavarların uydurduğu new age dinler tolumu istila edecektir. Durum bundan ibaret. Gerisi lafügüzaf...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Toker Arşivi