Mehmet Toker
Mehmet Toker Fetö Neydi, Feto'dan Sonra Ne Olur?

Fetö Neydi, Feto'dan Sonra Ne Olur?

15 temmuz ihanetini bu ülkeye yaşatan Fetö elebaşı bir vatani aslîsi olan ABD'de öldü. Yabancı istihbarat örgütlerinin kullandığı, doğduğu ülkeye, 60 yıl boyunca içerisinde yaşadığı millete ihanet eden ve 15 temmuz gecesi 251 vatan evladının şehadetine, 2500'den fazla insanımızın yaralanmasına sebep olan, ülkede dini referanslı kavramların, kurumların sorgulanmasına neden olan bir kukla perdeden çekildi. 1960'lı yıllardan itibaren özel olarak yetiştirilen, on yıl arayla darbe yapan cuntacılar tarafından korunup, kollanılan, yabancı istihbarat örgütleri tarafından kullanılan, Türk milletinin dini inanç, ekonomik ve yetişmiş insan gücünü sömüren bu asalak terör örgütün kurucu lideri arkasında büyük enkazlar bırakarak tarihin çöplüğündeki yerini aldı.

Malum ve mezkur terör örgütü 15 temmuz'daki vatanımızın bütünlüğüne kasteden hain darbe girişiminden sonra bu ülkede aleni olarak faaliyetlerini sürdüremese bile yer altından gizli bir şekilde varlığını sürdürme mücadelesi veriyor. Ancak Amerika'nın kontrolündeki diğer ülkelerdeki yapılanmalarının ve faaliyetlerinin, Türkiye'nin girişimlerine rağmen devam ettiğini görüyoruz. Eski MİT müsteşarı Mahir Kaynak'ın ifadesiyle: "Hiçbir terör örgütü devlet kurmak için kurulmaz. Bütün terör örgütleri İsrail Devletini kurmak için kururlur!" tesbitinden hareketle; Dünya üzerindeki bütün illegal terör yapılarının tek bir gayesi vardır ve hepsi genellikle aynı noktadan veya birbiri ile iltisaklı olan aynı hedef ve aynı amaç için çalışan birkaç noktadan idare edilirler. Bunlar MI6, CIA ve MOSSAD'tır. Amaç siyon devletinin kurulmasıdır. Kullanılan yöntem ve taktikler farklılık gösteriyor gibi olsa da aynı amaca hizmet ederler.

Fetö elebaşısının Türkiye kamuoyu nazarına çıkartıldığı Komünizmle Mücadele Derneğini kuranlarla/kurduranlarla, Türkiye'deki komünist, sosyalist dernek, STK ve siyasi partileri kurduran el aynı eldir. Ki; 1960'lı, 70'li yıllarda komünizm ve sosyalizm denildiği zaman Rusya'nın başı çektiği ülkelerin aktif rol alması beklenirken; yıllarca Türkiye'deki sol siyasi hareketlere liderlik yapanlar Eisenhower bursu ile ya da Fulbight bursuyla Amerika'da eğitim görmüş, yetiştirilmiş kimselerdir. Türkiye'de 1947'den itibaren Fulbright anlaşması ile yetişen nesillerin zihni, kalbi, beyni Amerikan ideolojilerine göre şekillendirilirken, 1960'lardan - 1980 ihtilaline kadar devam edecek olan 15-20 yıllık süreçteki siyasal ve sivil hareketler yine Amerika merkezli olarak oluşturulmuş, kontrol edilmiş, desteklenmiş yapılardır.

Osmanlı'dan geriye kalan bu topraklar üzerinde 29 Ekim 1923'te rejim değiştirilmesi suretiyle başlayan yeni dönem, 70-80 yıl boyunca önce İngiltere sonra Amerika ve Yahudi lobilerinin kontrolünde devam eden bir süreçtir. Sanayileşmeden, savunma sanayiine, tarımdan hayvancılığa, maden işletmesinden ormancılığa, eğitimden dini hayata, ulaşımdan iletişime bu topraklar hiçbir zaman kendi haline bırakılmamıştır. Adeta kurumaya yüz tuttuğunda sulanmış büyümeye yeltendiğinde budanmıştır. 1947'den itibaren Osmanlı'nın Kudüs vilayeti topraklarında faaliyete geçen İsrail terör örgütü varlığını ve genişlemesini istikrarsız, ekonomik sıkıntılar içerisinde olan, siyasi çalkantılarla boğuşan, inanç, mezhep, STK ve sosyolojik tabanda ideolojilerle kamplaşan, etnik kökenleri itibariyle kutuplaşan, iç bunalımlardan ata mirası ile ilgilenebilecek durumda olmayan, güçsüz, zayıf, Türkiye'ye muhtaçtır. İşte fetö inanç eksenli, cemaat bazlı ideolojik kamplaşmanın, bölünmenin ve ayrışmanın katalizörü olmuştur. İnanan, dindar kesimlerin pasivize edilerek Cihat ve İctihat ruhundan uzaklaşması noktasında sinsi faaliyet göstermiştir. Kilisenin çanına pisleyip, şarap içen karga fıkrasında olduğu gibi sağ muhafazakar dindar görünümünden dolayı hakiki dindarların dayak yemesine sebep, olmuş ama cuntacılar ve darbecilerle aynı el tarafından kontrol edildiği içinde onlar tarafından gerek 1980 ihtilalinde, gerek 28 Şubat sürecinde korunup kollanmıştır. Örneğin, 12 Eylül darbesini; 1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter’a “bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti. 28 Şubat 1997 tarihli postmodern darbeden iki yıl sonra aynı CIA, ağabeylerine alan açmaktaki başarısının ödülü olarak 1999 yılında küçücük! çocuğu Fetö elebaşısı Feto'yu bağrına basmıştır.

Fetö'nün 15 Temmuz'dan hemen sonra başlayan süreçte Türkiye'den tahliyesinden bu tarafa imam, cemaat, hizmet, sohbet gibi müslüman toplumun değer atfettiği ve kültürel kodlarını oluşturan kavramlar potansiyel suçlu gibi görünüp, şüphe duyulan, sakıncalı kelimeler ve kavramlar haline gelmiştir. Fetö, hem ülke ekonomisine, hem dindar Anadolu insanına, hem Anadolu'nun insan gücü ve potansiyeline zarar vermiş, hem dekültürel kodlarımızda yer alan kavramları pespayeleştirerek, Anadolu'daki irfani tecrübeyi israf etmek suretiyle çöpe atmıştır.

Fetö elebaşısının ölümü dünya üzerindeki dengeleri ya da Müslümanlara karşı tutumu etkileme noktasında bir anlam ifade etmez, etmeyecektir. Nasıl ki 15 Temmuz 2016'dan sonra Fetö Türkiye sahnesinden çekilip yerine farklı figüranlar sürülmüşse Feto'nun ölmesiyle boşalan figüranlık rolüne de örgüt içinden uygun bir aparat yerleştirilecektir. Şayet CIA yine dindarları, geleneksel yapı ve oluşumları hedef kitlesi olarak görüp, dindarlar üzerinden Türkiye'yi ya da bu örgütün faaliyet gösterdiği ülkeleri dizayn etmeye devam edecekse tefsir profesörü ünvanını taşıyan bir figüran daha uygun olacaktır. Ancak ekonomik açıdan sömürmeye, ekonomik ilişkileri bozmaya ve toplumlarda ekonomik istikrarsızlık çıkarmak suretiyle dizayn etmeyi kafaya koymuşsa paraya hükmedebilecek, paraya hükmedenleri kontrol edebilecek ve etkileyebilecek bir figüranı koltuğa oturtacaktır. Şayet eğitim yoluyla eleman kazanma, nesilleri ifsad etme ve sahadaki mankurtları artırarak yaklaşmakta olan İsrail terör örgütünün de içinde olacağı bölgesel savaşta milletlerine ihanet edecek tarihsiz, vatansız, inançsız militanlar yetiştirecekse eğitimci bir figüran bulacaktır.

Tarihi tecrübelerimiz şunu gösterdi ki; siyon devletini kurmak için terör örgütlerini kullanan MI6, CIA, MOSSAD gibi istihbarat teşkilatları veya siyonist kuruluşlar a, b, c, d, e, f planları ile hareket eden yapılar. ülkelerde kurdukları kurdurdukları yönettikleri sivil ya da siyasi yapılarla toplum mühendisliğine devam ediyorlar. Allah, milletimize basiret ve feraset versin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Toker Arşivi