Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Milletin yanında böyle olunmaz

Milletin yanında böyle olunmaz

Ülkemizin 15 Temmuz hain darbe girişiminden bugüne geçirdiği süreç ortada. Ekonomimizi batırmak için her gün yeni dümenler çeviriyorlar. Seferberlik durumundayız. Böyle zamanlarda en klişe tabiriyle herkes elini taşın altına koymak zorunda. Öncelikle de yetkililer.

Döviz ve altın fiyatlarındaki dalgalanma üretmeden, paradan para kazanan simsarlara ve bunu bahane ederek fiyatlara sudan sebeplerle zam yapan bir kısım üretici ve esnafa yaradı. Lafa geldiği zaman memleket için ölürüz, her şeyi yaparız, vatan-millet-Sakarya sloganları atanlar sırf kendi ceplerini daha fazla doldurmak uğruna ülke ekonomisini bilerek veya bilmeyerek dinamitliyorlar. Bu anlamsız, mantıklıksız zamlarla ilgili gıda-tarım, sanayi gibi ilgili bakanlıkların inceleme yapıp hak edenlere çeşitli ceza ve yaptırımlar uygulamaları gerekiyor. Kimsenin serbest ekonomi ayağına ülkeyi bir krize sürüklemeye hakkı yok. Serbestlik dediysek o kadar da değil yani. Özel sektörün kendi çıkarları uğruna zam yapmalarını bir yere kadar makul bulabiliriz ama kamu kuruluşlarının da zamda yarışmasının bir mantığı yok.

Örneğin Konya’da ekmeğe zam geldi. Son yapılan zammın üzerinden bir yıl bile geçmeden yeniden zam yapıldı. 80 kuruş olan ekmek 90 kuruşa çıktı. Özel fırınlar gerekli izni alınca zam yapabilirler ama Konya’nın belediyelerine ne oluyor? Bildiğimiz kadarıyla merkez Karatay, Selçuklu ve Meram belediyelerimiz ekmek üretimi yapıyor. Bu üç belediye bir araya gelip “Kardeşim ülke zaten zor durumda. Her şeye zam geliyor. Cumhurbaşkanı milli seferberlik ilan etmiş. Biz de üzerimize düşeni yapıp artan maliyetlere rağmen bu yıl ekmeğe zam yapmıyoruz” deseler olmaz mıydı? Belediyelerin bu kararını üzerine özel fırınlar zam yapmaya cesaret edebilirler miydi? Tabi aralarında danışıklı dövüş yoksa(!)

İşimize geldiği zaman övünmeyi çok iyi biliriz; “Konya Türkiye’nin buğday ambarı, tarımda şöyleyiz, böyleyiz” diye. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ekmeğe buğday kaynaklı zam yok diye açıklama yaptı. Un fiyatları geçen yılın sevilerinde. Mazota zam geldi diyorlar ama önceki dönemde yapılan indirimleri görmezden geliyorlar. Yeni yapılan zamlarla bile mazot fiyatları 2-3 yıl öncesine göre aynı seviyeye anca gelebildi. Yani bunları ekmek zammına bahane edip milletin aklıyla alay etmesinler. Konya’da ekmek 90 kuruş olurken, Ankara’da büyükşehir belediyesi tarafından üretilen halk ekmek 70 kuruştan satılmaya devam ediyor. Ankara’nın nüfus yapısı, gelir-gider durumuyla Konya’yı kıyaslamaya gerek var mı? Demek ki istenince zam yapılmadan ucuz fiyata ekmek satılabiliyormuş.

Yetkililerimiz, belediye başkanları ellerini vicdanına koyup düşünsünler. Milletin ekmeğiyle bu kadar oynanmaz. Ekmek 80 kuruşken de kar ediyorlardı. Şimdi daha fazla kar edecekler. Ülkemizin içinde bulunduğu durum karşısında hamasi nutuklarla, göz boyayacak açıklamalarla bir önlem alınamaz. Gerekiyorsa altı ay, bir sene bırakın kar etmeyi, maliyetine ya da başka alanlardaki gelirlerle varsa zararı tolere edip zam yapılmaması gerekiyordu. Konya için ekmek tüketiminin ne anlama geldiğini mutlaka çok iyi biliyorlardır.

Ekmeğe zamla birlikte toplu ulaşıma da zam geldi. Büyükşehir belediyesinin ilçe belediyelerinden bir eksiği yoktu, tabi ki onlardan geri kalmamalıydı. Ulaşım zammında da yine klişe bahaneler, her şeye rağmen Konya toplu ulaşımda Türkiye’nin en ekonomik şehirlerinden birisi güzellemeleri… Büyükşehir yetkilileri madem zam yapacaktı, en azından öğrencilerin kullandığı aylık abonmana bari zam yapmasalardı olmaz mıydı, 10 lira zam çok değil mi? Bizimki de soru, yetkililerin böyle ufak tefek ayrıntılara ayıracak vakitleri yo ki. Ekmeğe 10 kuruş, abonmana 10 lira zam gelmiş çok da umurlarındaydı. 10 kuruşluk zammın günlük 8-10 ekmek alan bir aileye aylık maliyetini bir zahmet danışmanlarına sorsunlar.

Ülkemizin içinde bulunduğu durumda herkese daha fazla sorumluluk düşüyor. Yetkililerimizde meydanlarda nutuk atmak, göz boyamak yerine gerçekten yaptıkları icraatlarla halkın yanında olduklarını halka hissettirsinler. İnanın bu o dar zor değil…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi