Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Mekke, Medine ve Kudüs’te Bayram Hatıralarım

Mekke, Medine ve Kudüs’te Bayram Hatıralarım

Rabbime hamd olsun, muhtelif tarihlerde Mekke, Medine ve Kudüs’te bulundum. Bayramla ilgili yazımda İslam’ın bu üç kadim şehrinde yaşadığım bayram hatıraları üzerinde duracağım. Bir rivayette Sevgili Peygamberimiz: “İbadet maksadıyla sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa’ya yolculuk yapılabileceğini beyan etmişlerdir.” Bu sebeple hac ve umre için  Mescid-i Haram ve  Mescid-i Nebi’de,  itikaf için de Mescid-i Aksa’da bulunmuştum.

Bir hac mevsiminde Mekke’de düzenlenen bir sempozyuma katılmam için davet almıştım.  Üç gün süren bu toplantıda birçok konu tartışıldı. Batı ve İslam ülkelerinden dört yüz ilim adamı katılmıştı,  bu toplantıya. Sempozyumla kalmadı, her gün Mina’da paneller yapıldı, muhtelif oturumlar gerçekleştirildi. Katılımcıların ekseriyetini, üniversite hocaları, müftüler,  televizyon ve radyocular, gazeteciler, mescit imamları vb. oluşturuyordu, Bizim için iyi bir deneyim oldu. On beş gün bu insanlarla bir arada olduk. İslam dünyasının sorunlarını konuştuk. Hal çareleri aradık. Katılımcıların her birisi, entelektüel düzeyi yüksek olan, İslam ve dünya sorunlarını iyi bilen kişilerdi. Hac farizasını yerine getirdik.  Bayramın üçüncü günü...Ülkelere göre temsilciler seçilmiş.. Bu temsilcilerden birisi de bizdik.  Mina’da kralın sarayına gidilecek, Kralla bayramlaşma merasimi için dediler.  Kimlikler hariç, hiçbir nesne götürülmeyecek şeklinde uyarıldık.  Bizler özel bir araçla saraya gittik. Büyük elçiler, dini ve siyasi liderler, hac ve evkaf bakanları gibi İslam ülkelerinden çok sayıda davetli vardı.. Önce temsilciler, bizden Diyanet İşler Başkanımız, en sonra da kral konuştu. Misafirlerin bayramlarını tebrik etti. İslam dünyasının birliği için dualar edildi. Sonra da yemeğe geçildi. Çay faslında farklı ülkelerden gelen misafirler olarak hem tanıştık ve hem de bayramlaşmıştık.

Umre dönüşü, Medine’deyiz. Ramazan bayramını orada geçireceğiz. Osmanlı bayramlarını düşünüyorum. Tabii ki bugünün Medine’si o günlere çok uzak. Hem sabah namazını ve hem de bayram namazını eda etmek için erkenden ravzanın yolunu tuttuk. Sabah namazından sonra Müslümanlar Kur’an tilavetiyle meşgul olurken, diğer taraftan bayram namazı için akın akın Mescid-i Nebiye gelen Müslümanlar var. Özellikle yerli Medine’liler aile boyu çocuklarıyla birlikte şen ve şakrak bir şekilde Mescid’e geliyorlardı. Bayram namazı eda edildiği zaman tekbirler eşliğinde herkes çevresindeki Müslümanlarla bayramlaştı.  Çocuklar yeni giysilerini giymiş, mescidin içinde sağa-sola koşuşturuyordu. Saflar arasında hurma ve zemzem ikramları yapıldı. Çevremizdeki Müslümanların bayramını tebrik ettik.  Bizler de namazdan sonra otellerimize döndük. Diyanet İşleri Başkanlığımız her otelde hacılarımızla bayramlaşmak için özel merasimler düzenlemişti. Bayramın önemi, kardeşlik, birlik ve beraberlik temalı konuşmalar yapıldı.  Sonra hurma ve çikolata gibi tatlı ikramlarından sonra toplu bayramlaşmalar yapıldı. Arkasından da sabah kahvaltısına geçildi.  Ayrı bir güzellik ruhlarımızı kaplamıştı. İnşallah tekrar bu güzellikleri hep birlikte yaşarız.

Yine bir Ramazan ayının son haftası.. Hem Mescid-i Aksa’da itikâfa girmek, hem Kadir gecesini ve hem de Ramazan Bayramını Filistinli kardeşlerimizle idrak etmek için bir grup arkadaşımızla İsrail işgali altında bulanan Kudüs’ün yolunu tutuyoruz. Öğleden sonra Kudüs’e varıyoruz. Hz. Ömer meydanından taş döşeli dar Kudüs sokaklarından Mescid-i Aksa alanına adım atıyoruz. Sanki Aksa yitiğini bulmuş bir anne coşkusuyla kucaklıyor, bizi, biz de onu.. İsrail bu sene Kadir gecesi için yasağı kaldırmış. İşgal edilmiş Filistin topraklarının her yerinden; başta Gazze, Ramallah, Batı Şeria, Nablus kentleri olmak üzere Halil ve Eriha’dan yüzlerce Müslüman bu mukaddes mekâna akıyor. Kudüs Gazetesi’nin yazdığına göre 400.000 Filistinli gelmiş. 144 bin  dönümlük alanın her tarafı dolu, iğne atsan yere düşmez. Mescid-i Aksa’da akşam ezanıyla birlikte iftar sofraları açılıyor. Arkasından akşam namazı.. Sonra tanışma ve kaynaşma muhabbetleri. Yatsı ezanıyla birlikte yatsı namazı, arkasından 20 rekat hatimle kılınan teravih namazı.. Aralarda salâtü selamlar. Bir saat sonra başlayan Kıyâmu’l-Leyl namazı üçe kadar sürüyor. Sahur yeniyor, sonra ezanla birlikte sabah namazı eda ediliyor.

Filistinli kardeşlerimiz bizleri bağrına basıyor. İftar ve sahur yemeklerini birlikte yiyoruz. Ramazan bayramını binlerce kardeşimizle birlikte Mescid-i Aksa’da tekbirler eşliğinde eda ediyoruz. Kudüs müftüsü heyecanlı bir hutbe irat etti.  Birbirimizle bayramlaştık ve dışarı çıktık. Haremin avlusunda gençler Kudüs’le ilgili bildiriler dağıttı.  Mescid-i Aksa’nın duvarlarına Filistin mücadelesi esnasında  esir edilen,  tutuklanan ve şehit edilen gençlerin resimleri asılmış.. Az ötede Sabra ve Şatilla şehitleri anıtı.. Bir başka yerde Aksa gençleri hepimiz Mursî’yiz, hepimiz Gazzeliyiz sloganları atıyor. Bir esir babası gençlere konuşuyor, moral veriyor.  Korkmayın, metin olun, diyor. Gözü pek İslam’ın yiğit evlatları, sizi çok seviyoruz diye boynumuza sarılıyor. Filistinli kardeşlerimizle geçirdiğimiz ramazan bayramı günleri kelimelerle bile anlatılamayacak sıcaklıkta.

Bir gün özgür Kudüs’te bayram yapabilmek arzusuyla..

Bayramınız mübarek olsun, hayatınızdan bayramlar hiç eksik olmasın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi