Bayram’dan Bayram’a
Tüm İslam alemi mübarek Ramazan ayının ardından bayramına kavuştu ve uğurladı. Ramazan ayını uğurlamanın hüznü ile birlikte Bayram sevincini hepimiz yaşadık. Bu yıl trafik canavarı neyse ki diğer yıllar gibi can almadı. Son verilere göre de artık kazalar yolların iyileştirilmesinden dolayı azalmaya başladı. Yine de bu bayram üzücü kazalar da oldu. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilerim.
Eskiden bir laf vardı, ‘Yav Almanya’da Avrupa’da insanlar çalışıyor da robot gibiler. Hiç hayatları yok iş ev, iş ev’ derlerdi. Bizler de az kazansak da hayatımıza şükrederek sevdiklerimizle daha fazla zaman geçiriyoruz diye sevinirdik. Son 10 yılda artık bizlerde böyle olmaya başladık. İş ev arası mekik dokuyoruz. Sosyal hayatlar artık en aza indirgendi. Bunların en başında da akraba ziyaretleri oldu. Artık akrabalarımızla görüşmez olduk, soğukluk başladı, bu soğukluk unutmaya gitti. Bayramlar da bile eşimize, dostumuza uğramaz olduk. Herkes kendi telaşına kapıldı, çevresine bakmaz oldu. Bunu şu kesim bu insanlar yapıyor demiyorum, genelimiz artık bu hale geldik.
Tabi bunda hayat şartlarının zor olmasının katkısı da büyük oldu. Hepimiz geçim sıkıntısı nedeniyle eşimize, dostumuza uğramaz olduk. Artık misafir ağırlamaktan, misafirliğe gitmekten korkuyoruz. Aslında misafir bereketiyle gelirmiş ama biz bunu bile unuttuk. Nereye kadar gidecek böyle merakla bekliyorum inanın.
Aslında İslam’ı tam manasıyla yaşasaydık tüm bu olanlar hiç olmayacaktı ve dünyamız da hayatımız da istenilen güzellikte olacaktı. Bencillik, hırs, para kazanma azmi, gösteriş ve dünya hayatının oyunları tüm ruhumuzun gıdalarını çaldı. Ruhsuz kalmak üzere kendimize eziyet ettik. Halbuki ne güzeldi eş dost ziyareti. Görüşebildiklerimle görüştüm, ruhuma dinginlik geldiğini anladım. Sevinçler paylaşıldı üzüntüler hafifledi. Aslında bu görüşmeler her daim olması geriyor ve insan en yakınından başlamak üzere herkesle görüşmesini devam ettirmeli.
Biz yine de bu durumumuzdan kendimizi kurtarmayı bilmeliyiz. Zararın neresinden dönülse kârdır düsturuyla düşünüp, sevdiklerimizin, sevenlerimizin hep yanında olmalıyız. Yoksa artık makineleşeceğiz ve Avrupa’da bize anlatılan robot insan modunu alacağız. Sevgisiz, mutsuz bir dünya oluşturup onun içine kendimizi hapsedeceğiz. İşte birbirimize yaptığımız en büyük kötülüklerden birisi bu olur. Artık bu bencillik ve vurdumduymazlığı bitirip dünyamızı ve ahiretimizi yeniden kazanmalıyız. Yoksa tüm sevinçlerimiz bayramdan bayrama olacak daha sonrası iyice kötü! Bayramlarda bile sevinçlerimiz mutluluklarımız olmayacak.