Ne söylesek…
10 ili yıkan depremin yıkımını konuşuyoruz. Binlerce ölü ve yaralı var. Bir yaşam belirtisi olan enkazların başında binlerce kişi var. Yardımlar yollara sığmıyor. Herkes birlik oldu yüreğini ortaya koydu.
Çok çok büyük bir felaket yaşıyoruz. Allahım bu acıyı bir daha kimseye göstermesin.
17 Ağustos 1999 depreminde 10 yaşındaydım ve olanlar hep televizyonlardan izledim. O zamanlar sosyal medya yoktu ve bu kadar da teknoloji ilerlemiş değildi.
Binlerce insanımız orada hayatını kaybetti. Aradan 24 yıl geçti aynı acıyı yeniden hissediyorum. Bu kez gazeteci olarak ve haberleri binlerce okurumuza ulaştırmak için görev başındayız.
Belki enkaz kaldırmıyoruz ama işimiz ve ne yapacağımız enkaz kaldıran gönüllüler kadar zor. Bir taraftan bu felaketi üzerimizden nasıl bertaraf ederiz onu araştırırken, bir taraftan da vatandaşlarımıza gerçekleri ve yaşananları aktarıyoruz. Bunu yaparken çok hassas ve insan psikolojisini baz alarak yapıyoruz. Birlerce görüntü, binlerce bilgi… hepsini elekten geçiriyoruz.
Yaşanan acılara yürekler dayanmıyor ve bizler de perişan oluyoruz. Haber yapıyoruz ama nasıl bir duyguyla yapıyoruz bunu bide bize sorun.
Aynı zamanda da geride kalanlara moral vermek için çaba veriyoruz.
Yardımların daha çok ve koordineli olması için çaba sarfediyoruz.
Kurtarılma anlarını okurlarımıza ulaştırıp biraz olsun yüreklerine su serpmeye çalışıyoruz.
Ama olayı provoke edenler ve siyasileştirenler bizleri çok sinir ediyor. Bunların üzerine bir da dalga geçenler denk geliyor.
İnanın neler yapacağımızı bizler de şaşırıyoruz. Bir can kurtarmakla uğraşan büyük yüreklileri düşünürken, onlara destek vermek isterken, kötü insanları görmek ve yaptıklarına şahit olmak bizi de çok yıpratıyor.
Türkiye’de ve hatta dünyada görülmemiş bir tür depremle karşılaştık. 7,7 büyüklüğünde olduğu bir kenara yıkıcı etkisi ve oluşumu uzmanları bile şaşkına uğratmış bir durumla karşı karşıyayız.
Kıtaların kaydığı bir deprem sınanıyoruz.
Elbette bazı eksiklikler olabilir, bazı durumlarda koordinasyonsuzluk olabilir, lakin böyle bir felakete baş edebilmek hiç kolay değil.
Ne kadar art niyetli ve provokasyon amaçlı düşünce varsa hepsini lanetliyorum.
Allah bir daha böyle bir acıyı hiçbir millete yaşatmasın. Bu günler elbet geçecek, acılar yüreklerimizde kalacak.
Ama bu art niyetli yapılanlar asla unutulmayacak.