Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Konyaspor’un ikilemi

Konyaspor’un ikilemi

Sezonun ilk yarısını tamamladık. Lakin ağzımızda kekremsi bir tat kaldı. Puan ve sıralama olarak fena durumda değiliz ama taraftar olarak pek mutlu olmadığımızda bir gerçek. Herkesin aklında aynı soru var. “Neden coşkulu, taraftarı heyecanlandıracak, göze hoş gelen bir oyun oynayamıyoruz?” Herkesin kendine göre cevap üretebileceği ama gerçekten karmaşık bir soru.

İlk önce yiğidin hakkını verelim, sonra eleştirelim. Konyaspor, üzerine koyarak ilerlemeye devam ediyor. İlk yarı itibariyle geçen senenin 2 puan gerisinde ama yine 7. sıradayız. Bu sene geçen seneden farklı olarak bir de Avrupa Liginde mücadele ettiğimiz unutmayalım. Her ne kadar Avrupa’da başarısız bir performans sergilesek de bizim açımızdan iyi bir tecrübe oldu. İnşallah önümüzdeki yıllarda daha kalıcı başarılar elde edebiliriz. Türkiye kupasında da işler yolunda gidiyor. Bazı şeyler zamanla yerine oturacak. Aykut hocada geldiği günden beri hep istikrar vurgusu yapıyor. Takım hep üstüne koyarak ilerliyor. Vukovic ve Ali Turan’ın ilk yarıda yaşadıkları sakatlıklar nedeniyle 5-6 maça ideal savunma ile çıkamamış olmamızda kaybedilen puanlarda önemli bir etken oldu. Traore ve Holmen’in takımdan ayrılması, yeni transfer edilen oyuncuların uyum sorunları da ilk haftalarda bizi zorladı.

 Elbette taraftarın transfer beklentisi, yıldız isimleri takımda görmek istemesi hakkı ama yönetim de belli bir stratejiye göre hareket ediyor. Bir yandan Avrupa için mücadele edilirken, bir yandan da borçlar bitirilmeye çalışıyor. Çok değil bundan 5-6 yıl önce takımın nasıl bir mali yapıda olduğu, ödenmeyen borçlar yüzünden transfer yasağı aldığımızı unutmamalıyız. Son iki-üç sezondur yapılan transferlerin büyük bir kısmı isabetli olup takıma önemli katkılar sağladı. Bazı ufak tefek hatalı transferler yapılsa da bu konu da belli bir istikrarın yakalandığı ortada.

 Bajic, Skubic, Ömer Ali gibi takımın önemli isimlerine gelen transfer teklifleri kadromuzun iyi bir seviyede olmasının bir göstergesi. Milosevic, Hadziahmetovic’te genç ve yetenekli futbolcular, önümüzdeki dönemde büyük takımlara transfer olabilirler. Bu seneki transferlerden Jonsson ve Hora şu ana kadar beklentilerin altında kaldı. Özellikle Hora şimdilik hayal kırıklığı gibi görünüyor. Uyum sorunu atlatıp ikinci yarı daha fazla katkı sağlayamazsa sezon sonu gidecek olan ilk isimlerden olur.

Konyaspor’un eleştirecek kısmına gelirsek, taraftarın çoğunluğu gibi bende coşkusuz, sonuç odaklı oyunumuzu beğenmiyorum. Fakat Aykut hocanın realist futbol felsefesi de belli. Fenerbahçe’de bile takım 1-0 öne geçince kontrollü oyuna geçiyordu. Bu saatten sonra Aykut hocanın tamamen değişmesini beklemek doğru olmaz ama oyun en azından biraz daha taraftarın beklediği yönde evrilirse hem taraftar memnun olur hem de takım daha fazla puan toplayabilir. Aynı şekilde hocanın Volkan Fındıklı’da bizim göremediğimiz ne gibi bir cevher gördüğünü merak ediyorum. Volkan, dörtlü savunmanın önünde bir emniyet supabı görevi gören, yan ve geri pasveren, zaman zaman yaptığı hatalarla takıma zor anlar yaşatan bir oyuncu. Taraftarlar arasında belki de en antipatik bulunan isimdir. Bu tercihe bile saygı gösterebilirim ama Aykut hocanın Vukovic ve Ali Turan’ın olmadığı maçlarda savunma göbeğinde bir türlü istikrarı sağlayamaması da gereksiz puan kayıplarına neden oldu. Elimizde stoper olarak Selim varken sakatlık durumunda Abdülkerim’in ya da Jonsson’un tercih edilmesi, Abdülkerim bile idare eder bir oyun oynadığı yerde Jonsson fantezisi hocanın karnesine eksi olarak geçti.

Konyaspor devre arasında yapılacak birkaç takviye ile yine Avrupa vizesi alabilir. Türkiye kupasını daha fazla ciddiye alıp şehre bir kupa getirmekte işin kaymağı olur. Her şeye rağmen takımın ve Aykut hocanın arkasında durup, biraz daha sabredersek sezon sonu yine aynı başarıyı tekrar edebiliriz.

Son notta Passoligcilere ve TFF’ye gelsin. Türkiye 36 Avrupa ligi arasında geçen yıl yüzde 27’lik stat doluluk oranıyla 26. olmuş. Slovakya, Moldova ve Belarus gibi ülkeler bile bizi geçmiş. Yetkililerimiz bu başarılarıyla ne kadar gurur duysalar azdır(!)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi