Mevlüt Gülçin
Mevlüt Gülçin İlim, ilim bilmektir…

İlim, ilim bilmektir…

Sevgili okurlarım, Kütüphaneler Haftası’nı kutladığımız bugünlerde kitap okumanın önemine dikkat çekmek istedim.

Biliyorsunuz ki, günümüzü tanımlarken “Bilgi çağı” kavramını çok vurguluyoruz.

Neden “Bilgi Çağı” kavramını kullandığımıza gelecek olursak eğer. Başarının en önemli kaynağı bilgidir. Ve biz başarılı olmak istiyorsak bilgiye erişmek ve eriştiğimiz bilgiyi çok iyi bir şekilde yorumlayarak faydalanmak zorundayız.

Bacon: ‘Bilgi, güçtür.’ der.

Ülkeleri yönetenler hep okumuş, bilgili ve başarılı insanlardır. Başarılı yazarlar, ömürlerinin yarısını okuyarak geçirmişlerdir. Onun için okuma alışkanlığı edinmemiz gerekir.

Voltaire: ‘Okuma, ruhu yüceltir.’ der.

Dilimiz, ancak edebiyat üstatlarının eserlerini okumakla zenginleşir. Büyük adamların eserlerini okumalıyız. Bu sayede hem düşünceleriniz gelişir, hem de ifade yeteneğiniz güzelleşir.

 

Dale Carnegie: ‘Her gün yirmi otuz sayfa okumakla kısa bir zaman içinde kültürünüzü yükseltip kitaplıklar devretmiş olursunuz. Kitap okuduğunuz zaman bir tek kelimeyi bile anlamadan geçmeyiniz, sözlüğünüz daima yanınızda bulunsun.’ der.

Okumayan insan, zihnini çalıştırmıyor, fikir jimnastiği yapmıyor demektir. Bir kitap veya yazı okuduğumuz zaman, onu kaleme alan yazarla sohbete dalmış oluruz. Okuduğumuz metin, bize yazarın düşüncelerini söyler; biz de o fikirleri zihnimizde tartarız, kabul veya reddederiz ki böylece biz de düşünmeye başlarız.

Goethe: “Okumayı öğrenme, sanatların en gücüdür.” der.

Gerçekten de okuma alışkanlığı edinebilmek zordur. Hele televizyonların insanı haber, film, şov bombardımanına tuttuğu günümüzde okuya bilmek, sanatların en zorudur, fakat en güzelidir. TV seyreden insan pasiftir resimler süratle gözünün önünden geçer ve düşünmek için yakıt bulamaz. Kitap öyle değildir; istediğiniz yerde okumayı bırakıp okuduklarınız üzerine düşünebilirsiniz.

….

Okuma, düşünceyi besleyip düşünme yeteneğimizi geliştirir ve kelime hazinemizi genişletir. Okuma sayesinde konuşma kabiliyetimiz gelişir, düzgün ve güzel konuşur, güzel yazar hale geliriz.

Okuma gaye değil, araçtır. Okumanın sonunda bilgi edinmeli, faydalı şeyler öğrenilmelidir. Okuduğumuz metin tarih ise günümüze ışık tutmalıdır; ahlak kitabı okuyorsak davranışlarımız düzelmelidir. Okuduğumuz bilgilerden faydalanmalıyız ve onları hayata tatbik etmeliyiz; aksi halde marangozluk kitabı okuduğu halde hiçbir şey yapamayan adama benzeriz.

İslam'ın okumaya verdiği önem büyüktür. Bu büyüklüğe, başta Hz. Peygamber (SAV)'in hayatı olmak üzere, bütün İslam tarihi şahittir. Bu şahadetlerden bazıları şunlardır:

Kur'an-ı Kerim'in ilk ayetinin ve ilk emrinin “Oku” olması, Hz. Peygamberin ümmi (okuma-yazma bilmez) iken her türlü ilmin zirvesine ulaşmış olması, Bedir Savaşı'nda alınan esirlerin on kişiye okuma-yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılması, bu konudaki peygamberimizin hadisleri ve eğitim faaliyetleri buna delildir. Dinimiz ve Peygamberimiz okuma ve yazmaya bu kadar önem vermişken bizler bu konuya gereken önemi hakkıyla veriyor muyuz acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mevlüt Gülçin Arşivi