BİN AYDAN DAHA HAYIRLI AY
Bu gün itibariyle Ramazan ayının 20. Günüdeyiz.
Bu bin aydan daha hayırlı mübarek ay memleketin her yerinde Müslümanlarca feyzine varılarak yaşanıyor.
Biliyorsunuz ki Allah-u Teâlâ Bakara Suresi’nin 21. ayetinde mealen şöyle buyurur: “Ramazan ayı, doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”
Kur’an-ı Kerim bu ayda indirildiği için daha bir öneme sahiptir. Ramazan ayı boyunca her evde Kur’an-ı Kerim okunur, komşular bir araya gelerek hatimler indirir. Her evden Kur’an okuma sesleri yükselir…
Ramazan ayının fazileti ile ilgili Hadis-i Şeriflerin tümünü içeren şöyle bir rivayet her şeyi özetlemektedir. Sahabeden Selami el- Farisi (ra) şöyle anlatıyor:
Allah’ın elçisi Şaban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve buyurdu: “Ey İnsanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir aydır ki, onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir aydır ki, Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini de nafile ibadet (teravih namazı) ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan ayında hayır işlerse, Ramazan ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Kim Ramazan ayında bir farzı eda ederse, Ramazan ayı dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı (karşılığı) ise cennettir. Ramazan yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda mü’minin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mü’mine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur. İftar yemeği verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır, oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz.
Sahabe: “Ey Allah’ın elçisi! Hepimiz iftar verecek güce sahip değiliz ki !” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Allah bu sevabı bir tek hurma veya bir bardak su veya bir içimlik süt ikramı ile de verir” buyurdu.
Peygamberimiz konuşmasına şöyle devam etti: “Ramazan evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Kim bu ayda işçisinin/ hizmetçisinin işini hafifletirse, Allah onu bağışlar. Ey İnsanlar! Ramazan ayında dört şeyi çok yapın. Bunlardan ikisi ile Rabbinizin rızasını elde edersiniz. Diğer ikisine de sizin ihtiyacınız vardır. Rabbinizin rızasını kazanacağız şeyler; Kelime-i şahadet ve tövbe-i istiğfardır. Sizin muhtaç olduğunuz iki şey ise, Allah’tan cenneti ister, cehennemden O’na sığınırsınız. Kim oruç tutan bir mü’mine su ikram ederse, Allah onu benim Kevser havuzumdan içirir. Kevser havuzundan içen cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”
İşte bu müjdelere mazhar olmak için insanlar sanki bu ayda daha bir insani duygular taşır. Daha bir duygu yüklüdür… Diğer Müslüman kardeşini daha bir düşünür. Maneviyatı sonuna kadar yaşıyor ve hisseder. Aynı şekilde Konya’da da müthiş bir atmosfer var. Herkes birbirine daha bir hoşgörülü yaklaşır. Adeta Ramazanı iliklerine kadar yaşanır.
Bunun yanı sıra Konya’nın meydanları her gün bir iftar davetlerine ev sahipliği yapılır. Ve tabi ki yardımlaşmalar… Yardımlaşmalar… Yardımlaşmalar… Yardımlaşma duygusu ile yapılan iftar davetlerinde imkânları kısıtlı olan insanlara biraz da olsa fayda sağlıyor. Ayrıyeten maddi durumu iyi olmayan kardeşlerimize yardım kolileri bir bir dağıtılıyor. Yine aynı şekilde teravih namazlarında camilerimiz hınca hınç doluyor. Aslında Müslüman olmaya, insan olmaya dair ne varsa Konya’da ve ülke genelinde Ramazan münasebetiyle bir bir yerine getiriliyor diyebiliriz.