Osman Uzunkaya
Osman Uzunkaya Hırs denen tuzak

Hırs denen tuzak

Bilindiği gibi insan doyumsuz bir varlıktır. Tatmin olmak bilmez. Her zaman zevk ve sefa içinde,” bir eli yağda bir eli balda” yaşayayım diye çırpınır durur. Bu arzusunu yerine getirebilmek içinde olmadık ödünler verir. Hep kazanayım katlarım, yatlarım malım mülküm olsun der. Bir insanın toprak elde etme, mal mülk edinme arzusu tutkuya dönüşmüş ve bu uğurda her yolu mubah görmeye başlamış ise vah! Haline. İhtiyaçlar sınırsız olsa da, insan hayatı kısa bir zaman diliminden ibarettir. Bu kaynağı aşırı hırs uğruna heba etmek ne kadar doğrudur? Hayatta açgözlülük, aşırı tutku ve aşırı hırs benimseyebileceğimiz en tehlikeli yol ve yöntemdir. “Ne garip! İnsan toprak alma derdinde, toprak insan alma derdinde, ne toprağın gözü doydu ne de insanın.”Diyen Ahmet Arif, kaleme aldığı bu veciz sözüyle insanın aç gözlülüğünü ne de güzel anlatır.

Hırsına yenik düşüp, yanlış işlere kalkışan elbette sonucuna da katlanır. Ünlü yazar Tolstoy’un, “İnsan Ne İle Yaşar” adlı kitabında çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü bu duruma örnek teşkil eder. Öykü Şöyledir: “Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de reis, herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir.

Pahom’a sabah güneşin doğuşundan batışına kadar yürüyerek ya da koşarak ulaştığın bütün yerler senindir fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım der. Seni başladığın yerde görmek istiyorum, yoksa bütün hakkını kaybedersin diye de ilave eder. Pahom, güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir arazi dikkatini çeker. Orayı da almak için koşmaya başlar.

Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış, vakit epey geçmiş. Daha hızlı koşar, koşar ama artık kesilir takati. Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz.

Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler. Reis Pahom’un mezarının başında durur ve şöyle der: Bir insana işte bu kadar toprak yeter!”

Elbette her insanın hırsı, kazanma arzusu ve hayallerine ulaşma düşüncesi vardır. Adına hırs, tutku, arzu ne derseniz deyin tadında ve kararında olursa güzeldir, gereklidir, faydalıdır. Ancak hiçbir şeyi görmeyecek kadar gözümüzü kör eden, sağlıklı düşünemeyecek kadar aklımızı tesir altına alan hırs hiç şüphesiz bizi kötü bir sona sürükler.

Bir Ayette şöyle buyrulur; “De ki, Rabbim rızkı dilediğine bol verir, dilediğine kısar; fakat insanların çoğu (bunun hikmetini) bilmezler.”

Hz Mevlana bir sözünde sabrı tavsiye ederek; “Senin olan sana gelecektir!” diye seslenir. Sebebini işlediğimizde nasibimizde olanın bizi bulacağı gün gibi aşikârdır.

Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Osman Uzunkaya Arşivi

Bitsin

29 Ağustos 2024 Perşembe 00:03