Hindistan vs Pakistan
Yıllardır bir aile gibi yaşayan, sevgiyi, acıyı birbiriyle paylaşan, birbirinin yardımına koşan, üzüntülü, sıkıntılı günlerde birbirini yalnız bırakmayan Hindistan-Pakistan halkı 1947’den sonra öyle ayrılmış ki; İnsaniyetin katili, huzurun düşmanı İngilizler bile bugün Hindistan-Pakistan durumları görünce şaşırarak “iki kardeşin birbirinden bu kadar nefert ettiğini biz bile tahmin etmemiştik” diyorlar.
Herkesin bildiği gibi Hindistan, bağımsızlığını kazana kadar savaşta yüzlerce vatandaşını kaybetti. Sayısız çocuklar anne babalarından ayrıldılar. Milyonlarca insan yaşadığı topraktan ayrılmak zorunda kaldı.
Böyle değerli eşyaları kaybettikten sonra bağımsızlığı elde eden Hindistan mutluluğun, sevincin kutlaması yapmak üzereyken Pakistan’ın ayrılması tüm sevincini mahvetti. Üstelik hiç bitmeyen, çözülmeyen Keşmir probleminin ortaya çıkması Hindistan ve Pakistan arasında kanayan bir yara oldu. Bu yüzden Mahatama Gandhi, Muhammed Ali Cinnah’a, “Eline bir bıçak al, beni ikiye böl ama ülkemi bölme” söz ile tek bir devlet olarak kalmasındaki isteğini vurgulayarak söylemişti. Keşe Gandhi’yi destekleyen liderlerin sayısı fazla olsaydı bugün belki bu acıyı yaşamazlardı.
Her neyse İngilizler geldi gitti. İngilizler gideli 70 yıl oldu. Ama Hindistan-Pakistan bir daha arkadaş olamadı. Bir yerde oturup çay içemedi. Biri diğerin hal hatırını soramadı.
Hatta Hindistan’da yaşayan birinin Pakistan Kriket takımı tutmaz hale geldi. Pakistan’da oturan birinin Hint sinemasını sevmesi de yasak hale geldi. Vize işleminde olan sorunlar nedeniyle vatandaşlar akraba ziyaretine hasret kaldılar.
Aile her birey için hayatın her evresinde en önemli kurumdur. Burada aile kavramı açıklama gereği duymuyorum çünkü hepimiz ailenin ne önemi olduğunu çok iyi biliyoruz. Bir memleketin yükselmesi de ev ve aile muhabbetine bağlıdır denir.
Pakistan ayrılınca toplum neler kaybetti?
*toplum çok sevdiği yakın akrablarını kaybetti
*bir Müslümanın gayr-i Müslimlere olan güvenini kaybetti.
*insanlar en yakın ve en iyi arkadaşlarından mahrum oldular.
*Keşmir’de masum insanlar merhametsizce katledildi.
*her iki ülkede mezhep savaşları başladı.
*bir Hindu bir Müslümanı terörist ve bir Müslüman ise bir Hinduyu İslam düşmanı olarak görmeye başladı.
İşte Hindistan-Pakistan’ın ayrılışına sadece iki devletin sınır ayrımı olarak bakmayın. Hindistan-Pakistan ayrılma felsefesinde çok büyük ve tehlikeli oyunlar gizliydi. Keşke bizim liderlerimiz bu oyunları bilebilseydiler durum bugün böyle olmazdı.
Pakistan ayrılmasaydı bugün dünyanın en kalabalık ve en güçlü Müslüman devleti Hindistan olabilirdi. Her iki ülkenin Müslümanları ve diğer inanca sahip insanları bugün rahatça yaşaybilirdi. Ama olan oldu şimdi istese bile bu iki ülkenin bir daha aynı ülke olma ihtimali yoktur. Fakat eskisi gibi iyi bir dost olabilirler. İyi bir komşu olabilirler Ama ne yazık ki iki ülkenin siyasetçilerinden dolayı toplum bunu bile beceremiyor.
Neden arkadaş olamıyorlar sebebini de söyleyeyim
Birincisi: Keşmir meselesi
İkincisi: Hindistan Filmlerinden dolayı
Çünkü Hint filmlerinde genellikle kötü rolleri canlandıran Müslüman adı taşıyan biri o rol sayesinden tüm Müslümanları kötü gösteriyor. Baktığımızda bu sadece bir rol ama arka planı ve niyeti her zaman bambaşka oluyor.
Üçüncüsü: Pakistan sinemasından dolayı
Pakistan televizyon programları ya da dizileri de çok berbat halindedir. Çünkü bu programların konusu da Hindu toplumu kötü göstermek ve aşağılamaktan ibaret oluyor.
Bunlar sadece bir örnektir. Buna benzer çeşitli televizyon programları vardır ki gece gündüz sadece Hindistan-Pakistan ve Keşmir sorunu büyüterek gösterir ve halk da buna inanarak birbiriyle küser birbirinden nefret eder.
Öncede söyledim şimdi de söylüyorum her iki ülkenin siyasetçileri engel olamsa bugün bu kavga biter ve bir ülke gibi yaşamaya razı olur. Ve bence bu ülkelere Alp Er Tunga gibi bir siyasetçinin gelmesi gerekiyor bakalım böyle bir siyasetçi Hindistan’a ve Pakistan’a ne zaman nasip olur.