Hiç unutamam
Hiç unutamam: Sene 2016 idi. Türk Dili ve Edebiyatı ikinci sınıf öğrencisiydik. Final sınavlarımızı verdikten sonra eve dönüyorduk. Misafir öğretmenlerimiz de Türkiye'ye... Ara sıra hocalarla mesajlaşıyorduk. Hocalar Hindistan'dan haberleri beklerken biz de merakla Türkiye'yi soruyorduk. Hele hele 2016'da Yunus Emre Enstitüsü tarafından düzenlenen Yaz Okulu Programı’nı kazanmış öğrencilerin Türkiye merakı bir başkaydı. O öğrenciler arasında bu naçiz de vardı. Her türlü hazırlıklar tamamlandı, Türkiye'ye gelmek için. Fakat günler yaklaştıkça heyecanımız artmaya başladı. Acayip bir telaş vardı içimizde. Böyle bir telaşa kapılmamızın sebebi de hepimizin köy çocuğu olması idi. Neyse konuya dallandırıp budaklandırmadan asıl mevzuya dönelim. Bildiğiniz gibi başka bir ülkede burs kazanmak hiç kolay olmuyor. Kontenjan sınırlı olunca burs kazanma imkanı da adamakıllı güçtür. Her neyse 2016'da Hindistan'dan 6 kişi Yaz Okulu için seçildi. Ama ne yazık ki Türkiye'ye gelmek için bir hafta kala 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Hiç beklemediğimiz bir olay oldu. İnanır mısınız 15 Temmuz'da ilk defa "darbe" kelimesinin ne olduğunu öğrendim. Çünkü Türkçe öğrenirken bu kelimeye ne kitaplarımızda rastladık ne de hocalarımıza sorduk. Ancak 15 Temmuz'dan sonra yaptığım araştırmada buldum ki Türkiye tarihi, darbelerle dolu bir tarihtir. Türk Milleti, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinden itibaren muntazam bir şekilde yapılan darbeleri görmektedir. Sonuçları itibariyle ülkenin birçok alanda geri kalmasının sebebi de art arda yapılan darbelerdir. Demokrasi ve siyasi istikrar açısından son kale olan Türkiye son zamanlarda farklı terör örgütlerinin hedefi olmuştur. Ancak "Türk milleti işgallere karşı her zaman göğsünü siper etmiştir"( Cemal Şakar)
15 Temmuz darbe girişimi Türkiye ve dünyanın en önemli ve unutulmaz olaylarından biridir. Dünya medyası olayı yakından takip etti. Fakat doğru yönüyle değil. Çünkü olayı incelerken halkla yazılı ve görsel medyanın arasında büyük bir tezat olduğunu görüyoruz. Medya her ne kadar olayı doğru yansıtmasa da Müslüman milletleri hep Türkiye halkının ve hükümetinin yanında bulduk. Özellikle Hint alimlerinin bu olayı çok ciddiye aldığını ve her konuşma fırsatında darbe girişiminin ne kadar tehlikeli olduğunu halka anlatmaktan geri durmadıklarını fark ettik. 15 Temmuz olayını takip eden bazı medya kuruluşları bu olayı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceden planlaması ve seçimleri kazanma projesi olarak yansıttı. Hindistan'da ABP News ve JEE News’de konuk olan konuşmacılar 15 Temmuz darbe girişimini FETÖ’nün yaptığı darbe olarak değil de bilakis Fethullah Gülen’i din adamı, yardımsever ve siyaset yerine hayır işleriyle uğraşan biri olarak gösterdiler. Bazı konuşmacılara göre direkt Fethullah Gülen’i suçlamak doğru değildir. Lakin Fethullah Gülen oluşumunun içinde yer alan üyelerin parmağı olma ihtimalinin olduğu ifadelerine yer verildi. Hindistan alimleri ise Fethullah Gülen’in İsrail ve ABD’nin bir oyuncağı olduğunu, onlar için çalıştığını söyledi. Hint alimleri Müslümanların temsilcisi olarak Türkiye'yi desteklemek için her zorlukları aşacağını söylediler. Tarafsız bir kitle bu olayı Türkiye'nin ekonomisinde büyük bir hasar olarak görürken muhalif medya olayın bilerek yaptırıldığını ve başkanlık sistemine geçişte oy kazanma amacıyla planlanan bir propaganda olduğunu bildirmişti. 15 Temmuz olayını her medya farklı yorumladı lakin bu darbeyi başarısız hale getiren Türkiye halkını herkes örnek olarak aldı ve onların kahramanlığını, vatan sevgisini, millet için, vatan için kendi evlatlarını feda etmesini herkes çok sevindirici buldu. "15 Temmuz tarihimize şanlı bir destan olarak kaydedilmiştir. Bu işgal girişiminden bizler çok ders çıkardık. Ders çıkarmakla beraber unutulmaz dersler de verdik" (Mahmut Bıyıklı)