Ahmed Daldiken
Ahmed Daldiken Hayallerimizi Vermeyelim!

Hayallerimizi Vermeyelim!

Bir davanın, hizmetin, aşkın, muhabbetin… Adına her ne dersek daimi olmasını sağlayan şey heyecan, samimiyet ve kararlılık olsa gerek. BİZ ise davamızın, aşkımızın, hayallerimizin peşinden koşarken bir taraftan da heyecan ve onu kaybetmeme ile olan mücadelemizi devam ettiriyoruz. Ancak bu mücadeleyi özellikle günümüzde heyecan ve samimiyetimizle beraber kaybetmeye başladığımızı düşünüyorum.

     Aslında BİZ şu son yüz yılımızın belki de en rahat dönemini yaşıyoruz. Şahıs olarak da kurumlarımız, derneklerimiz, vakıflarımız olarak da. Maddi olarak da manevi olarak da. Ne gizli gizli toplanmamız gerekiyor artık ne de pantolonlarımızın diz kapaklarına dikkat etmemiz gerekiyor. Gençlik merkezlerimiz bizim;konferans salonlarımız bizim;yayınlarımız yayıncılarımız,kitabevlerimiz bizim. Artık bir yere girip de Üstad Necip Fazıl kitabı sorduğumuzda bize ters bakılmıyor ya da otobüste,tramvayda açıp da bir Hasan El Benna bir Seyyid Kutup okuduğumuzda ötekileştirilmiyoruz.

     Büyüklerimiz,ağabeylerimiz,ablalarımız bunları yaşadılar. Verdiğimiz örnekler başörtülü ablalarımızın ya da sakallı ağabeylerimizin yaşadıklarına nazaran daha daha az sıkıntılı örneklerdi. Ve büyüklerimizin o günleri anlatırken hâlâ gözleri doluyor ve çoğu şunu diyor:

-Ömrümüzün en şerefli yıllarıydı o yıllar,Mücadele Yılları,Çile yılları…

     Evet,mücaadele yılları,aşk yılları,heyecan yılları,çile yılları… Büyüklerimiz bunları yaşamasa bizler şu anda bu durumda olabilir miydik ? Biz büyüklerimizi böyle anarken ileride “ağabey” ya da “abla” sıfatını aldığımızda bizler de böyle şükran ve muhabbet ile anılacak mıyız ? Ağabeyler,Ablalar ile gelecek nesiller arasındaki o kenetlenmeyi sağlayabilecek miyiz?

     İşte bunlar için yegane etken kaybetmememiz gereken heyecanımız olmalı,kararlılığımız olmalı,samimiyetimiz olmalı. Üstad Necip Fazıl’ın o Gençliğe Hitabe’sindeki gençlik görev ve misyonunun artık bizim sırtımıza bindiği unutulmamalı.

     Bunun hakkını vermezsek üzerimizde bu davada çile çekmiş büyüklerimizin ahının kalacağı unutulmamalı. Çekilen acılar, dökülen gözyaşları, sıkılan yumruklar, edilen sabırlar, gösterilen azimler unutulmamalı.

    Unutulmamalı ki heyecanımızı, samimiyetimizi ve kararlılığımızı yitirmeyelim.

    -“Zaman bendedir ve mekan bana emanettir” şuuruna sahip çıkalım ve onu kaybetmeyelim.

 

     Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik olalım.

   Ve ez cümle;

   Heyecanımızı, samimiyetimizi isteyenler aslında bizden sevdamızı, davamızı istemektedirler. Aşkımızı vermeyelim, Hayallerimizi vermeyelim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmed Daldiken Arşivi