Fazlı Kartal
Fazlı Kartal Hangi Çılgın Bana ZİNCİR Vuracakmış? Şaşarım!

Hangi Çılgın Bana ZİNCİR Vuracakmış? Şaşarım!

Savaşlar artık eskisi gibi topla tüfekle mertçe cenk meydanlarında yapılmıyor. Yeni savaş yöntemi ise algı yönetimi, dezenformasyon ve ekonomik kriz yaratmak oldu. İnsanların algılarını yönetmek tarih boyunca, siyasi aktörlerin temel amaçları arasında yer almıştır. Çünkü algıları yönetenler, amaçları doğrultusunda diğer insanları daha kolay ve daha zahmetsiz bir şekilde yöneteceklerinin bilincindedirler. Bireyin zorunlu ya da kendi isteğiyle ikna edilmesini veya algısının değiştirilmesini amaçlayan algı yönetimi insanlık tarihinin her döneminde var olmuştur. Bu noktada dezenformasyon ile de insanları istedikleri yöne kanalize edebilmekteler. Gelinen noktada değişen, toplumsal ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak bu amaca ulaşmada kullanılan yöntemlerin başında algı yönetimi gelmektedir. Bir de bunu ekonomi ile taçlandıran emperyalist küresel güçler hedeflerine ulaşabilme adına büyük yol almış oluyorlar.

Türk ve Müslüman düşmanı emperyalist küresel güçler tarih boyunca çeşitli örgütleri kullanarak Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden de İslam dünyasına nüfuz etmeye çalıştılar. Gayeleri Türkiye’yi  Müslümanları içeriden yıkmaktı. Bu sinsi planlarını uygulamak için tarihin her döneminde çeşitli oyunlar oynadılar. Tıp ki o günlerde ki planlananlar gibi bugünde “Oyun Büyük!”

Ekonomi üzerinden Türkiye’ye ayar vermeye, ülkemizi diz çöktürmeye çalışıyorlar. Küresel güçler döviz ve kur manipülasyonları ile ülkemizle ekonomik savaş yapmaktalar. Bu savaşlarına sosyal medyada algı operasyonlarıyla da yapıyorlar. Psikolojik harp uyguladılar. Küçük yatırımcıları döviz almaya teşvik ettiler. İçerideki işbirlikçileri olan stokçular, “Dolar”daki en küçük artışta dahi temel gıda malzemeleri başta olmak üzere ilaç, otomobil, teknoloji ürünleri, temizlik malzemeleri gibi birçok üründe zamlar yaparak küresel güçler ile işbirliği yaptılar. Bu süreci çeşitli tv kanalları, gazeteler ve özellikle de sosyal medyadan yaptıkları dezenformasyon ile toplumda bir kaos ortamı yaratmayı amaçladılar. Devletimiz, faiz ve dolar belası ile savaşarak, ekonomiyi millileştirmek için adeta bir “Ekonomik Milli Mücadele” başlatırken, fırsatçılar bu mücadelede, devletinin yanında yer almayarak, verilen “Ekonomik Milli Mücadele”ye engel olmak için hainlik peşinde koşuyorlar.

Rasulullah Hz. Muhammed (SAV) bir hadisinde şöyle buyuruyor: "Bir kimse 40 gün stokçuluk yapsa, depoladığı bu malları sadaka olarak dağıtsa, bu sadaka onun stokçuluk günahına kefaret olamaz ". Yani bu yapılanların sadece bu dünyada değil ahirette de bir cezası var. En büyük ceza da orada. Çünkü Allah’ın (CC) en büyük günahlar arasında saydıkları arasında kul hakkı da vardır. Stokçuluk ve haksız kazanç, topluma karşı işlenen suç olması yönü ile de hem manevi hem de maddi olarak en büyük suçlar arasında yer almaktadır.

Şer güçler içerden dışarıdan millete hizmet eden liderlerimizi indirebilmek için her yolu denediler ve denemeye devam ediyorlar. Dün Cennet Mekân Abdülhamid Han'a, Menderes'e, Özal'a, Erbakan'a bugün de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'a yapıyorlar. Emperyalist küresel güçlere karşı Allah’ın izniyle bütün ekonomik sorunlarımızı kökten çözeceğiz. Döviz ve kur oyunları ile diz çöktüremeyecekler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümeti zamanında IMF’in reçetelerine mahkûm eden riyakârlar gibi olmadığından emperyalist güçler ve dev şirketler koalisyonları bunun için deliriyor ve kuduz köpek gibi Türkiye'ye saldırıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hükümeti artık eski içine kapanık IMF kapısında birkaç dolar dilenen değil küresel bir güç olma yolunda emin adımlar atmakta.

Unutulmamalı ki, zor gününde milletinin yanında olmayanın milletimiz her zaman karşımızda olmuştur. Birleşip piyasaları organize etmeye çalışanlara karşı, merhum Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi, Hangi çılgın bana ZİNCİR vuracakmış? Şaşarım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fazlı Kartal Arşivi