Fazlı Kartal
Fazlı Kartal Hainler İçeri de Olursa Düşmana Ne Gerek!

Hainler İçeri de Olursa Düşmana Ne Gerek!

Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim…
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde milletvekillerinin görevlerine başlayabilmelerinin ilk şartlarından biridir ant içilmesi. Niye yemin edilir, yemin tutulmaz ise ya da yemin eden kişi yeminine sadık kalmaz ise sanırım yaptırımı yoktur. Yani yemine sadık kalmamanın yasal bir sorumluluğu yok. Sadece vicdanlara bırakılmıştır. Malum partinin İstanbul Milletvekili Garo Paylan, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir vatandaşı ve vatandaşlarının oyları ile seçilmiştir. Seçilmenin doğal sonucu olarak da TBMM Genel Kurulu’nda devletinin varlığını, vatanının ve milletinin bölünmez bütünlüğünü koruyacağına Türk milletinin önünde namusu ve şerefi üzerine yemin etti. Bu zat aynı 1915 Olayları sırasında tebaası oldukları devlete ihanet edenler gibi o da şimdi aynısını yapıyor. Geçen Cuma günü "Ermeni Soykırımı'nın Tanınması, Soykırım Faillerinin İsimlerinin Kamusal Alandan Kaldırılması" başlıklı kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na verdi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM İçtüzüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle kanun teklifini iade etmişti. Doğal olarak da Paylan’ın teklifi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gerçek Milletvekillerinin tepkisini çekti. Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyetimizin bu sözde milletvekili, her yıl aynı teklifi yaptığını ama bu yıl ‘linçe’ uğradığını söyledi. BBC Türkçe'ye Paylan, "Ben 2015 yılında milletvekili oldum ve milletvekili olduğumdan bu yana 7 yıldır aynı teklifi veriyorum. Güncelleme anlamında sadece yılı güncelliyorum. 7 yıldır böyle bir linçe maruz kalmadım. Çünkü bu meseleler konuşulabiliyordu. Ben değişmedim, demek ki Türkiye değişti. Geçmişle yüzleşmeyle ilgili pek çok adımlar atılıyordu. Ama şimdi geçmişle yüzleşme defterini de kapatmış Türkiye." Kısacası milletvekilliğini yaptığı devletine ve milletine iftiralar içeren kanun teklifini sunmaktan çekinmiyor. Çünkü sözde milletvekilinin derdi tarihi gerçekler değil devletimizi parçalamak isteyenlerden biri olmasıdır. 1915 yılında Türklerin Ermenilere yönelik soykırım suçu işlediğini ve bu suçun TBMM'de kabul edilmesi gerektiğini iddia eden Paylan'ın, TBMM'nin açılışının 102'nci yılında yaptığı teklifle Türk Milletini soykırımcı ilan ederek uluslararası alanda aşağılamak, Türk milli kahramanlarının itibarlarını yerle bir etmek ve soykırım yalanıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni mahkûm ettirmek için daha önce de çabalamıştı. Garo Paylan verdiği bu kanun teklifi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı alenen yok saymaktadır. Garo Paylan, Türkiye'de yaşayan Ermeni kökenli yurttaşları kin ve düşmanlığa teşvik ederek, milletin bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.
Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi milletimizin tarihinde yüzleşemeyeceği hesabını veremeyeceği böyle bir kara leke yoktur. Aynı şekilde devlet Bahçeli’nin de dediği gibi Türk milletinin tarihinde hesabını veremeyeceği hiçbir karanlık bölüm hiçbir sorunlu nokta mahcup edecek hiçbir şiddet ve dehşet vakası olmamıştır.
İçeride ki hainler bir tane iki tane değil. Başımızı çevirdiğimiz her yerdeler. Deva Partisi lideri Ali Babacan, 1915 olaylarına ilişkin olarak yayımladığı mesajda, “Ermeni halkının bugün derinden hissettiği acıyı anlıyor, 1915’te hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini anıyorum" dedi. Babacan’a sormak istiyorum: “Peki Ermenilerin öldürdükleri Müslümanların acısı ne olacak. Onları neden anmıyorsun. Ermenilerden öldürdükleri masum Müslümanların acısını anmalarını neden istemiyorsun?
 
Tarih, parlamentolar tarafından değil, tarihçiler tarafından yargılanmalı. Yasama organları değil, mahkemeler suç olup olmadığına bakar, parlamentoların tarihi olayları yargılamaya kalkmaları, hukuka ve anayasalara aykırıdır. Bruce FEIN ABD’li Akademisyen ve Hukukçu
 
TARİHİ İNKÂR EDEMEZSİNİZ. SİZ İNKÂR ETSENİZ DE TARİH GERÇEKTİR VE TARİH GERÇEKLERİ YAZACAKTIR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fazlı Kartal Arşivi