Fazlı Kartal

Fazlı Kartal

31 Mart Vakası -3- Amaçlarına Vardılar

31 Mart Vakası -3- Amaçlarına Vardılar

Yapılan propagandalar etkisini göstermişti. Böylece Payitahta yaşananlar İttihatçıların merkezi olan Selanik’te bomba etkisi yapmıştır. İttihatçılar adam toplayıp silahlandırarak trenle İstanbul’a sevk ettiler. Toplanan kalabalık içinde disiplinli, muntazam askeri birlikler azınlıktaydı. Çoğunluğu Sırp, Bulgar, Yunan, Makedon, Arnavut çetecileriyle “gönüllü” sayılan çapulcular teşkil ediyordu. Öyle ki, onlardan biri de Balkanlarda Müslüman katili olarak ün yapmış olan Ivanov Sandanski’ydi. Ayrıca  31 Mart Vakası sırasında Manastır’da yaşamakta olan Çeşmeli Kasap Sadık Ağa isimli bir Rum terzisinden işittiği, iri yarı askerlere subay elbisesi dikilerek isyanı bastırmaya gönderilmiştir.

 

Padişaha bağlı I. Ordu’nun komutanları endişeliydiler. Endişelerini padişaha bildirdiler. Hareket Ordusu’nu dağıtmalarına izin verilmesini istediler. II. Abdülhamid izni verseydi, Osmanlı Devleti’nin en kuvvetli askeri gücü olan I. Ordu, düzenli eğitim nedir bilmeyen çetecilerden meydana gelen Hareket Ordusu’nu kısa zamanda geldiği gibi sürebilir, padişah tahttan indirilmekten kurtulurdu. Fakat buna izin vermedi. I. Ordu Komutanı Nazım Paşa’ya, Hareket Ordusu’na silah çekmemeleri için yemin bile ettirdi. “Biz yalancı padişah değiliz, bütün Müslümanların halifesiyiz. Otuz küsür senelik saltanatımız sırasında hiç kan dökmedik. Hayatımızın sonlarında Müslümanı Müslümana kırdırıp günaha girmeyiz. Onları Cenab-ı Hakk’a havale ediyorum.”

 

Eğer öyle yapsaydı, milletle kan davası teşkil etmiş olurdu. Yüzlerce yıllık bir kardeşkanı kavgasının başlatıcısı olurdu. Sultan II. Abdülhamid Han, sırf halkını birbirine kırdırmamak, halkının kanını akıtmamak uğruna, tahttan çekilmeyi kabul etti. Hareket Ordusu İstanbul’a dayandığı sırada Sadrazam Tevfik Paşa’ya, padişah şu teklifi yapmıştır: “Mademki beni istemiyorlar, olaylardan beni mesul tutuyorlar, saltanatı biraderime bırakırım. Devleti o idare etsin. Fakat bir komisyon mu, meclis mi, ne derseniz deyiniz, kurulup benim bu olayda suçum olup olmadığı ortaya konulmalıdır.” Sadrazam Tevfik Paşa, Padişahın teklifini, Said Paşa’ya bildirdi. Paşa’nın cevabı ibret vericidir: “Ya padişah temiz çıkarsa bizim halimiz ne olur?” İşte iftira olduğu bu kadar açıktır. 

 

İttihatçıların eşkıyalığına Rıza Tevfik’in (Bölükbaşı) avukat Abdurrahman Şeref Laç’a itirafı: “Allah bizi affetsin, günahımız çok büyüktür. 31 Mart uydurma ihtilali hazırlandığı zaman ben Talat Bey’e bundan kaçınılması lâzım geldiğini söyledim. Beyhude yere kardeşkanı dökülmesinin büyük cinayet olduğunu anlattım. Aldığım cevap: “Ne yapalım Rıza Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin paraya ihtiyacı var. Bu ihtiyacı ancak Yıldız Sarayı’nın zenginliği ve oradaki hazine karşılayabilir.” Ayrıca “Biz günahkârız! Hangi irtica, hangi Sultan Hamid’in tertibi? 31 Martı biz yaptık, biz! İttihat ve Terakki yaptı! Allah bizi affetsin! Sultan Hamid isteseydi isyanı derhal bastırırdı. Fakat yapmadı. Kan dökülmesini istemezdi. Ama biz döktük. Cinayetler işledik. Allah bizi affetsin! Evet, biz yaptık, sonra Sultan Hamid’i tahttan indirdik ve Yıldız’ın hazinesi soyuldu. Tepsi tepsi, sini sini pırlanta, elmas, İttihat ve Terakki merkezine nakledildi. Ama kapanın elinde kaldı, kimseye yaramadı.”

Yakup Kemal Tengirşenk, ‘Vatan Hizmetinde’ adlı eserinde, “31 Mart Vakasından sonra ben Bâb-ı Âli’de bu işi tahkik eden komisyonun hukukçu olarak başkanıydım. Komisyon olarak 31 Mart Vakasını inceledik, şahitleri dinledik ve tahkik heyetinin verdiği karara göre olayda Abdülhamid’in hiçbir kabahati ve dahli yoktur. Abdülhamid’in bu işte hiçbir etkisi yoktur. Onu zaten devirmek istiyorlardı ve bu işi o yaptı töhmeti ile devirdiler.”  Maalesef ki hiç kimse Atatürk Döneminde Dışişleri Bakanlığı yapan Tengirşenk’in bahsettiği resmi devlet belgelerine dayanan ve Abdülhamid’i aklayan hatırattan bahsetmez.

 

Bu tertibin sonun da II. Abdülhamid Han’ı tahtından alaşağı edip iktidarı ele geçirenler de onlar olacaktır. Dolayısıyla bu olayın ortaya çıkarıcıları İttihatçılar olduğu gün gibi aşikârdır.

 

31 Mart Vakasıyla amaçlarına vardılar. Padişahtan kurtuldular ve muhaliflerini de tehdit, sürgün, hatta idamlar ile kolayca sindirdiler. (DEVAM EDECEK)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fazlı Kartal Arşivi