Gençler hazır! Ya siz!
Geçtiğimiz hafta öğrenci arkadaşlarla hem 28 Şubat hem 15 Temmuz’u konuştuğumuz programlara katıldık. Aslında üç ayrı öğrenci grubuyla farklı yaş gruplarından gençlerle paylaşımlar yapmak bizim içinde çok iyi oldu.
28 Şubat sebebiyle, başkanlığını Ahmet Daldiken’in yaptığı Selçuk Vav öğrenci topluğuyla Türkiye’deki darbeleri konuştuk. Çoğunluğu hukukçu gençlerin dinlediği programa katılanların, hem sorgulayıcı hemde kendilerine güvenen tavırları oldukça hoşuma gitti. Hemen hepsi yeni düzenlemeyle seçilebilecek yaşta olacaklar. O yaş grubunda gençlerle “Yeni Türkiye”nin yol haritası çizilecek.
Şimdi özellikle 20-30 yaş arası olan gençlerin 2023 sonrası siyasetin ve bürokrasinin direk içinde olacaklarını düşünürsek, o yıllara şimdiden hem ahlak hem duruş hem de donamım olarak hazırlamak gerekir. Halk oylamasında 18 seçilme yaşına burun kıvıranlara hatırlatmak lazım, bu gençlere güvenmeden ülkeyi ileri götürme şansımız yok. Ülkemizi ekonomik olarak geliştirirken, kültürel ve ahlaken de hazır tutmanın yolları bu günlerden geçiyor.
Konya Büyükşehir Medeniyet okulu kapsamında kendi mezun olduğum Büyük Sinan ilkokulunda katıldığım program ise her şeyiyle güzel oldu. Sınıfdaşlarım olarak adlandırdığım 4. Sınıf öğrencileriyle o yıllardan bu günlere bir hatırlama yaptık. Hayata, hayatımıza ve gazeteciliğe dair çok güzel sorular oldu. İlkokul öğrencilerindeki bu bilinç çok hoş.. Asıl güzel olan ise okulun salonunda yaptığımız 15 Temmuz söyleşisinde, tüm okulun 15 Temmuz tekrar olursa hiç düşünmeden sokağa çıkma sözüydü. İlkokullardaki FETÖ bilinci ve nefreti oldukça umutlandırdı beni. Şimdi bunun içini iyi doldurup, çocukları ileri daha iyi taşımak gerekiyor.
O zamanlar imkanlar kısıtlıydı, okulda değil etkinlik salon bulmak ne mümkündü. Şimdi okul müdürü Arif Konakçı çalışma arkadaşlarıyla beraber okuluna çok güzel bir salon kazandırmış. Devlet millet tüm imkanlarını eğitim için gerçekten seferber ediyor. Bu seferberliğin sonucunu da Büyük Şehir Kültür Daire Başkanı Mücahit Küçüktığlı özetledi; “Yaptığımız işi ülkemiz için milletimiz için yapacağız, milli düşünüp yerli üretip, devletimize kazandıracağız” Medeniyet dediğimizde böyle inşa edilir zaten.
Meram’ın kenar mahallelerinden birinde İbrahim Ethem Kız İmam Hatip Lisesi. Okul müdürü Mehmet Toru ve yardımcısı Mehmet Ertuğrul iki yıldır okulun eğitim ve sosyal kalitesini artırmak için müthiş çaba sarf ediyorlar. Okullarına her hafta bir konuşmacı getiriyorlar, öğrencilere okul dışı kültürel kazanım ve imam hatipli olma bilinci sağlama çabası içindeler. Bu yönüyle Konya’da en başta görünüyorlar..
İbrahim Ethem İHL’de 15 Temmuz’u nasıl okumalıyız söyleşisinde öğrencilerle bir araya geldik. FETÖ’nün dini kullanarak insanları nasıl kandırdığı ve bunun sonuçlarını konuştuk.
Bu günlerde 28 Şubat'ın toplum üzerine açtığı yaralar konuşuluyor.28 Şubat’ın en önemli sonuçlarından biride İHL'lerin kapatılması ve FETÖ okullarının önünün sonuna kadar açılması oldu. 2000’li yıllardan sonra tüm toplum, üniversitelere giremediği için çocuklarını İHL’lere göndermedi. Bunun yerine yeni yeni ortaya çıkan ve orada da din eğitimi veriliyor diye herkesin birbirini etkilediği FETÖ’nün okullarına gönderdi. Sonrası malum, 15 Temmuz’a kadar uzanan hain plan. İşte bu sürecin en çok acısını çeken İmam Hatipler, dini doğru anlama ve anlatma sorumluluğunu artık çok iyi bilmeli ve din eğitimi kimseye emanet edilmemeli.
Her yaş grubundan öğrencilerde gördüğüm; Yeni dönemde Türkiye'nin sırtı yere gelmeyecek inşallah. Gözlerinin içi parıl parıl Yeni Türkiye parlıyor. İlkokulda da, lisede de üniversite de bu böyle..
Antalya, Alanya şimdi de Adana.
Pazar günü oynanan Adanaspor-Konyaspor maçında da görünce artık yazmam şart oldu. Konyaspor bu tür maçlara spor servislerinden isimleri davet ediyordu ancak bu maça böyle bir program yapılmamış. Gerekçesi çıkacak olaylar ve iki takım arasındaki gerginlik olabilir.
Geçtiğimiz günlerlerde oynanan Antalyaspor maçı içinde, bir sürü gerginlik yaşanmıştı. Her ne kadar Konyaspor o maçın sakin geçmesi için bazı girişimlerde bulunmuşsada istenmeyen olaylar yaşanmıştı. Tabi olayın sıcaklığında anlaşılmadı ama Antalyaspor taraftarlarının kesici aletlerle maça geldiği yansıdı medyaya. Yansıdı diyorum ama niye yansıtıldı diye sormak daha doğru!
Konya kadim bir şehirdir ve etrafındaki şehirleri de yanında alır götürür, kendi büyürse onları da büyütür. Şimdi Konyaspor’un kavgalı olduğu takımlara bakıyoruz; Alanyaspor, Antalyaspor, Adanaspor. Konya’nın komşuları, hem ticaret hem sosyal hayatta ortak pek çok noktası olan şehirler.. Hafta sonu pek çok Konyalının deniz için soluğu aldığı yer Alanya, Antalya veya Adana’nın ilçeleri. Bu takımlarla kavgalı olmak akla da mantığa da ters değil mi! Aslında Konyaspor Türkiye’de herkesin dost olduğu, barışık olduğu bir takım olmalı.
Peki neden Konyaspor bu üç takımla kavgalı. Öyle gözle görülür büyük bir sorun yaşandığını sanmıyorum yakın zamanda. Taraftarların aralarının çok iyi olduğu takımlarda var.Buna kim nasıl karar veriyor, baya ilginç bir durum.. Yani Konyaspor’un arasından su sızmaması gereken üç takımla problem yaşıyor. Buna da kulüp bir çözüm bulma gayreti içinde değil hatta kılını kıpırdatmıyor desek yeri.
Geçtiğimiz haftalarda Başkan Tahir Akyürek’le sohbetimizde konu olmuştu. Konya referandumda kendi üzerine düşeni yapar, hatta Antalya, İzmir ve bazı güneydoğu şehirlerinde özel çalışma ekipleri kurmalı diye. Şimdi kavgalı olunan Antalya’da nasıl bir referandum çalışması olabilir ki.Yakında hızlı tren hattı başlayacak, Konya ve Antalya ekonomik ve lojistikte birbirlerini tamamlayan şehirler. Kavgalı olmaları ikisininde aleyhine.
Türkiye çok kritik bir ortamdan geçerken, birde spor gerginliğini anlamak mümkün değil. Bu gerginlikte Konya’nın adının geçmesi daha da kötü.Suçlu kimin olduğu önemli değil, çözüm üreten taraf olmak önemli. Konya bu üç kulüple ve şehirle de her şekilde çok iyi ilişkiler içinde olmalı. Konya’nın hem tarihi hem de siyasi duruşu bunu gerektirir.
Bu bağlamda Başkan Tahir Akyürek’e önemli görevler düşüyor. Başkan Akyürek ne zaman ne yapacağını çok iyi bilir. Hayat tecrübesi bunu Başkana öğretmiştir.