Kuluforniya’dan Selam getirdik!
Gelin size neden Turku’ya değilde Oslo’ya gittiğimizi anlatayım. Böyle bir yazı dizisi olacak neredeyse! Ya da bundan sora ilk niyetlendiğimiz yere değil de yakınında bir yerlere gideceğiz gibi bir psikoloji oluşacak. Neyse uzatmayalım.
İsveççesi Abo olan Turku’ya niyetlendik ama Oslo, Göteborg, Malmö ve Kopenhag’a gittik. Ama Stockholm’e her halükarda gidecektik. Çünkü orada bizi Zahid Ağralı bekliyordu. O’da Finlandiya’daki maça birlikte gideriz diye hazırlık yapmıştı.
Aslında yol arkadaşım Adem Alemdar ile uzun süren kararsızlıktan sonra yolculuğa 12 saat kala “hadi gidelim” dedik ve Stockholm için aldık biletleri. Kararsızdık gerçekten, ama şartlar üst üste gitmemizi sağlayacak şekilde gelişti. İyi de oldu hatta çok iyi oldu. Çünkü İskandinavya’yı genel anlamda görmüş, önemli kanaatlere sahip olmuş olduk. Turku diye yola çıktık ama Milli Takım’ın İzlanda’ya yenilmesi ile Finlandiya’daki maç anlamsız hale geldi. Bizde daha anlamlı bir iş yapalım diyerek yönümüzü doğudan batıya çevirdik!
Hep tekrarlıyoruz belki ama Türkiye’nin gelişmişliğini kıyasladığımızda aranın Avrupa ile iyiden iyiye kapandığını görüyorsunuz. Bölgenin en büyük havalimanı Stockholm de ama orası bile Atatürk Havalimanı'nın çok gerisinde, belki Sabiha Gökçen hatta Esenboğa düzeyinde. Tek başına bir ölçü olmasa bile genel bir fikir veriyor.
Gelişmiş ve iyi bir planlaması olan şehir Stockholm. Hem de tümüyle yatay bir şehir. Bildiğiniz İslam mimarisi sanki! Kuzey’in Venedik’i diyorlar, çünkü pekçok ada üzerinde. Oldukça disiplinli bir yapı var şehirde. Her şey uzaktan kontrol ediliyormuş gibi, kimse kuralları çiğnemiyor. Dahası ihlali düşünmüyor bile. Bu kadarı fazla diyorsunuz ama kanıksanmış herkes tarafından, şikayet eden de yok. Hayat oldukça pahalı, hemen her şeye bir bedel ödüyorsunuz. Yemek içmek, İsveç’te Türkiye’nin 4 katı, Norveç’te neredeyse 5 katı pahalı. Gelirler ve harcamalar dengesi kesinlikle Türkiye lehine.
Bulunduğumuz şehirlerde çeşitli ülkelere ait İslam kültür merkezlerini gittik, oradaki cemaatlerle sohbet ettik. Çocuklarını kendi değerleri çerçevesinde yetiştirmek için yoğun bir çaba içinde herkes. En önemli konu bu.
Tabi İslam dünyasının içinde bulunduğu kaotik, karamsar yapıdan duyulan endişeyi anlatmaya gerek yok. Ama ısrarla anlatmamız gereken konu; hemen hepsinin umudu Türkiye’de ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da. Israrla anlatmalıyız bunu çünkü bizim korkak, çekingen olma, onları yok sayma, mücadeleden kaçma, İslam dünyasına uzak durma, cesaretimizi yitirme hakkımız yok. Bizde olan tüm bu güzel hasletler Avrupa’daki Müslümanlar için de tek umut. Vebal ve sorumluluk çok büyük haberiniz olsun.
Birde FETÖ ile mücadele konusu var. Bu bölgelerde hala aktifmiş hain terör örgütü FETÖ. En son Kurban Bayramında planlı programlı yardım istemişler. Oradakilerde genel bir tedirginlik hissettik. FETÖ’cüler konusunda gereken yapılmadığını düşündükleri için bilgi vermekten kaçıyorlar. Bu konuda özel ekiplerle çalışma yapılmalı, özellikle kritik bölgelerde onların hareket alanları kontrol edilmeli ve bitirilmeli.
Daha anlatacak pek çok şey var kesinlikle. Yeri geldikçe bahsederiz inşallah. Stockholm’de bize harika ev sahipliği yapan Sıtkı Ağralı’ya en başta teşekkür etmeliyiz. Sadece ev sahipliği için değil. Milli ve manevi değerlerimize en üst düzeyde sahip çıktığı için.Kendisi sadece Konya Milletvekili Abdullah Ağralı’nın ağabeyi değil bundan sonra, artık bizim de ağabeyimiz..Üç güzel evlat yetiştirmiş. Biri, İbrahim Ağralı finans sektöründe önemli bir firmada etkili bir pozisyonda çalışıyor. Diğeri bize kaldığımız sürece rehberlikte yapan uluslararası bir GSM şirketinde üst düzey yöneticilik yapan Zahid Ağralı. Kulu/Tavşançalı’dan gidip dünyanın diğer ucunda bilgi ve hizmet üretiyorlar. Türkiye’nin en güzel tanıtımı bu olmalı, bulunduğu ülkede işini çok iyi yapan örnek olan bir kişilik.. Üstelik bunu yaparken, kendi inançlarına ve ülkelerine sonuna kadar bağlılar. İngilizce, İsveççe ve diğer bölge dilleri Türkçeleri kadar iyi ayrıca… 40 saatte 3 ülke, 5 şehir ve 2 bin km. yol yaparak bize enfes bir İskandinavya turu yaptıran ve gelecekte hem İsveç hem Türk siyasetinde önemli bir isim olmaya aday Zahid Ağralı’ya gerçekten çok teşekkür ederiz.
Haninge İslam Kültür Merkezinde tanıştığımız Somalili Muhammed Hasan, Kulu’ya oradaki etkinliğinden dolayı (Kaliforniya’ya atıf yaparak) Kuluforniya diyor,Stockholm’den selamı var hepinize.. Orada artık çok sayıda dostumuz var. Bunu biliyoruz..