Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Filistin, İkinci Endülüs Olmadan...

Filistin, İkinci Endülüs Olmadan...

Ortadoğu’da işgalci İsrail’in baş hâmisi,  ABD’dir.

Yasin Aktay’ın dediği gibi, Kudüs’ün işgalinden önce;  ABD, Avrupa ve diğer dünya ülkeleri Siyonizm tarafından işgal edilmiş. Görüyorsunuz, BM güvenlik konseyi Filistin’le ilgili olarak iki defa toplandı, ABD’nin yüzünden hiçbir karar alamadan dağıldı. ABD, BMGK’nun toplanmasını ya da İsrail’e dönük yaptırım kararı almasını engelliyor.  Şımarık İsrail’in Gazze’de göstereceği başarıya göre toplanmasına izin verecek. İnşallah Siyonist İsrail ve işbirlikçileri avuçlarını yalayacak..

Diyeceksiniz ki BM ve BMGK toplansa ne olacak? Yıllardır toplanıyor ve karar alıyor. Bu kararları kim takar?  Bu kararların İsrail üzerinde bir yaptırım gücü var mı? Yok.. O, adım adım bildiğini okuyor.  Çünkü bütün Batılı örgütler ABD’nin tekelinde.. Bugüne kadar ABD’den ağzından bir defa bile olsa  İsrail’i kınadığı görülmüş müdür?

Evet, İsrail 1948’den beri adım adım tüm işgal edilmiş Filistin İslam topraklarında  kendi işgal planını  santim santim  uyguluyor. İşgal edilmiş bütün Filistin şehirlerinde yaşayan Filistinlileri; ya özel mülklerini satmaya ya ölüme ya da bir insanlık suçu olan tehcire zorluyor.  Başta Kudüs müftüsü olmak üzere bütün âlimler hemen hemen her gün Filistinli Müslümanları özel mülklerini Yahudilere satmama konusunda uyarıyor.  

İşgal edilmiş Filistin şehirlerinin çevresinde yeni Yahudi yerleşimciler için şehirler kuruluyor. Gittikçe Filistinli nüfusu azalıyor, hem şehirlerin yapısı ve hem de nüfusu her geçen gün değiştiriliyor. Zaten var olan şehirlerde mahalle araları turnikelerle bölünmüş vaziyette. Filistinliler adeta yaşadığı mahallelere hapsedilmiş durumda. Bir taraftan İsrail baskısı, bir taraftan ekonomik baskı.. Nefes alamıyor, kardeşlerimiz..

 İsrail bu zulmü, bu hukuksuzluğu artık gizli değil, kameralar önünde aleni olarak yapıyor. Filistinlilere dönük her türlü hakaret, aşağılama eylemlerini yerleşimci çapulcuları sahaya sürerek yaptırıyor. Bütün Filistin’i ayağa kaldıran son olaylar biraz da bu yüzden patlak vermedi mi?

Şeyh Cerrah mahallesi olayı.. Selahaddin Eyyubi’nin doktoru, Hüsameddin b. Şerafettin İsa el-Cerrahi’den adını alıyor.. Doğu Kudüs’te bulunan en eski  Müslüman mahallesi.. Filistinli Müslümanların en köklü ailelerinin oturduğu mahalle.. İsrail, sahte mahkeme kararlarıyla ellerinde Osmanlı tabusu bulunan mahalle sakinlerinin evlerini boşaltılmak için baskı kuruyor. Çapulcu sürüsü olan Yahudi yerleşimciler, Müslümanlara ait evlerin  kapılarının önünde fırsat kolluyor.  Her gün bu çapulcular Siyonist askeri mangalar korumasında bu mahalleye gelip Müslümanların evlerine baskın düzenliyor.  Aynı çapulcuların  7 Mayıs ve 10 Mayıs tarihlerinde aynı oyunu oynamak için Mescid-i Aksa’ya saldırmaları da bu oyunun bir parçası.. Amaç, santim santim, Filistinlilerden arındırılmış  ve İslami kimliği yok edilmiş bir Kudüs inşa etmek..  Geniş anlamda işgal edilmiş tüm Filistin topraklarında aynı oyunu tezgahlamak..

Artık Kudüs’te yaşayan Müslümanlar, bıçak kemiğe dayandı,  diyor.. Dünya Müslümanlarına çağrı yapıyorlar. Neredesiniz, Nazi zulmünden bu toprakları kurtarın. Bizler bir avuç Müslümanlar olarak, Siyonist İsrail,  cesetlerimizin ve ruhlarımızın üzerinden geçmeden bu mukaddes mabedi asla onlara teslim etmeyeceğiz, diye haykırıyorlar.  Ses verin Ey Müslümanlar, diyorlar.  İşte Gazze Müslümanları bu sese lebbeyk dedikleri için kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden Siyonist İsrail, üzerlerine karadan, havadan ve denizden bomba yağdırıyor. 

Unutmayalım. Kudüs’ten ve tüm işgal edilmiş Filistin İslam topraklarından sadece Filistinli Müslümanlar değil, ben Müslümanım diyen herkes sorumlu... Kudüs, Mescid-i Aksa ve tüm işgal edilmiş İslam topraklarını kurtarma, bizim için, dünya Müslümanları için bir vecibedir, onurdur. Bundan kaçarsak, Allah’ın huzurunda nasıl cevap vereceğiz?

Artık söz bitti, eylem zamanı.. 

Âlem-i İslam olarak Kudüs’ten gelen bu  nidaya, lebbeyk, buyur deme zamanı..  Filistin, ikinci bir Endülüs olmak üzere.. İslam dünyası, eğer Filistin’deki bu kıyıma göz yumar da –Allah korusun- ikinci bir Endülüs yaşanırsa,  nesillerimize ömür boyu bunu izah edemeyiz. Şu an,  tarih önünde büyük sorumluluk taşıyoruz. Bu sorumluluk hem dini, hem tarihi, hem kültürel ve hem de siyasi… Haydi o zaman kimin neye gücü yetiyorsa, Filistin için, Kudüs için  ve Mescid-i Aksa için sorumluluk alma zamanı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi