Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Entübe basını ancak İletişim Başkanlığı kurtarabilir

Entübe basını ancak İletişim Başkanlığı kurtarabilir

Bir yandan göz göre göre ölen yazılı basınla ilgili yazı yazmak istemiyorum. Tek düşünen ben miyim, o kadar gazeteci, gazete patronu, meslek birlikleri devletin ilgili kurumları, iletişim fakültelerinde binlerce öğrenci, yüzlerce hoca var diyorum. Diğer yandan ise kimsenin elini taşın altına koymayı bırakın, taştan kaçtığını görünce çaresizce yazmak durumunda kalıyorum. Fuzuli'nin dediği gibi konuşsam fayda vermez, sussam gönül razı değil durumundayım, ya da benim oğlum bina okur, döne döne yine okur durumunda da olabilirim… Yine davulcu yellenmesi gibi fazla duyulmayacak bir yazı yazacağız ya bakalım ne olacak?

Biraz uzun bir girizgâh yaptım ama canım gerçekten çok sıkkın. Geçtiğimiz hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan edildi.  Sonra yayınlanan genelgede istisna gruplara yer verildi. Benim ise aklıma gelen ilk soru gazeteyi nasıl alacağız oldu. Ekmek bulamasak da evdeki undan bir şeyler yapılabilir de gazetesiz bir hafta sonu olur mu? Cumartesi sabah ilk iş gazete bayisine gittim, doğal olarak kapalıydı. Eve gelince  yaşadığım şehir olan Ankara'daki ilgili gazete dağıtım bayisini aradım. Aldığım cevap bayiler kapalı olduğu için kendileri sokakta gazete satmaya çalışmışlar ama polis izin vermemiş. Polis bu noktada haklı çünkü gerekli izin belgesi olmadığı sürece sokağa çıkma yasağının kuralları belli. Kimse kafasına göre iş yapamaz.

Yıllardır gazetecilik refleksi öldü derken sadece haberciliği kastediyorduk. Demek ki haberciliğin dışında da refleksi kalmayan yazılı basınımız başına ne gelirse razı duruma düşmüş. Diğer türlü genelge yayınlanır yayınlanmaz gazetelerimiz İçişleri Bakanlığı ile İletişim Başkanlığı’yla irtibata geçip nasıl bir dağıtım yapılabilir noktasında görüşme yapabilirlerdi. Fakat çoğu insan için buna gazetecilerde dahil iki gün gazete okunmasa ne olur ki nasıl olsa internetten yayın var. Gazeteciler bile kendi emeklerine sahip çıkmazsa kusura bakmasınlar da kimsenin umurunda olmaz.

Hâlbuki gazeteler sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde de çok rahat satılabilir. Gazete satışı yapan bayiler sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde dükkânlarına en yakın fırında belirlenen saatlerde satış yapabilirler. Türkiye’nin hemen her noktasında belediyelerinde ekmek büfeleri var. Fırınlarla birlikte oralarda da satış yapılabilir. Gazete satış bayisinde çalışan bir kişi ile bu iş rahatlıkla halledilebilir. Sokağa çıkma yasağının başlamasına daha birkaç gün var. Gazeteler, dağıtım şirketi İçişleri Bakanlığı, İletişim Başkanlığı’yla bir araya gelip bu dağıtım işini çözebilirler, çözmelilerde. Çünkü virüs tehlikesi devam ettiği sürece önümüzdeki günlerde de sokağa çıkma yasakları artarak devam edecektir. Bir an önce önlem alınmalı.

Koronavirüs günlerinde istenilse gazete satışları daha da artırılabilirdi ama gazetelerimiz resmen entübe bir halde, yaşamaya dair bir istek duymadan solunum cihazının kapanmasını bekliyorlar. İnternet mecrasına güveniyorlar ama gelecekte arşiv noktasında yaşanılacak sıkıntılar bile yazılı basının önemini ortaya koymaya yeter. Gazete kapandığında ya da farklı bir görüşte bir patrona satıldığında yapılan ilk iş gazetenin internet sitesini güncellemek, güncellerken de başta eski yazarlar olmak üzere birçok şeyi kaldırmak oluyor.

Artık gazetecilerimiz, patronlar, devletin ilgili kurumları bir araya gelip bir karar versinler. Eğer yazılı basın devam edecekse bir an önce kendine çekidüzen verip, eskiden olduğu gibi vatandaşa ulaşmak için çaba göstermeli. Diğer türlü yaşama isteğini kaybetmiş, solunum cihazına bağlı, iki gün insanlara ulaşamamayı bile dert edinmeyen bir basınla gidecek bir yerimiz yok. Çözüm ne mi? Burada yerimiz dar, en iyisi kendini beğenmiş bir yazar pozunda, eski yazılarımızı referans olarak sunalım. Şaka bir yana bu konuda çok yazı yazdık ama 2 Mart 2019 tarihli “Basınımızı ancak İletişim Başkanlığı Kurtarır” ve 6 Ocak 2020 tarihli “İletişim Başkanlığına açık çağrı” yazılarımızda derdimizi, çözüm önerilerimizi dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Dileyen o yazıları da okuyabilir.

Gazetecilerden ümidimiz kestim. İletişim Başkanlığı yetkililerinden ricam öncelikle sokağa çıkma yasağının olduğu günlerdeki dağıtım sorununu çözmeleri. Sonra ise virüslü günlerin ardından yazılı basının yeniden ayağa kalması için geniş katılımlı toplantılarla bir çare aranmasına öncülük etmeleridir. Eminim başkanlıkta yazılı basının haline üzülen yetkililerimiz vardır.

                                                                                                                    

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi