Cem Ali Yaman
Cem Ali Yaman Dijital Ağlarımız, Ağlar İnsanlığımız

Dijital Ağlarımız, Ağlar İnsanlığımız

Ya da Ağlar Analarımız mı demeliydim. Ağlayan kısmını çoğaltabilirsiniz. Gençler, kadınlar, erkekler… Meselenin ağlayan insan olması hasebiyle yollar bir şekilde insanlığımıza ulaşıyor. Yazının neresinden tutarsanız tutun ya da tutarsak tutalım can kırıklarından öteye gitmiyor

1990ların başında doğan 2000’li yılların başında ete kemiğe bürünen enformasyon iletişim ağı başka bir ifade ile teknoloik bilgi ağı - dijital ağ insan hayatının 24 saatlik zaman dilimini tabiri yerindeyse tamamını zapturapt altında tutuyor. Ses, görüntü veri dâhil her türlü iletilen mesaj ağını yerel lokasyondan tutun taki küresel boyuta varan geniş ve hızlı bir şekilde insanlara sunmaktadır. Dijital akıllı telefonlar, bilgisayar ağları, insan ve toplumu derinden etkileyen teknoloji uygulamaları ve en belirgin olan sosyal medya kişisel veri koruma ve mahremiyeti kapsamlı bir şekilde etkilemektedir.

Dijital ağlarımız yazımın oluşumunda hayata dair sancıları olan bir dostumun can kırıklarıma su serpmek yerine can kırıklarıma bir yenisini ilave etmesiyle oluştu. Dijital alandan bana ulaşarak dijital alanın artı ve eksilerini ele almak suretiyle zihnimde ve kalbimde yanmak fitilini ateşledi. Yanması benden tütmesi sizden olsun inşallah.

Evet ne diyordum dijital ağlar hayatın ışık hızıyla aktığı bu günlerde üzerine düşen hızlılığı ve çokluluğun hakkını fazlasıyla vermekte bir tıkla dünyanın başka bir yerine konumuna ulaşmamızı sağlamaktadır. Ayrıca toplumsal iletişim ağına ortak bilgi belge ve duygu kazanımı her an sağlanmakta internet ansiklopedisinden tutun litaratür video ve fotoğraf arşivini de meraklılara sunmaktadır.

Dijital alan hayatımızın her yerindedir. Bir zapturapt altında tutulan zihinlerimiz ve kalplerimiz dijital ağ zihin yöneticileri tarafından kişilerin beyinlerinde yarattığı anlık dopamin- haz salgıları ile yönetilmektedir. Dijital ağ yani küresel iletişim bilgi akışı dünya ile dirsek teması artırırken insanların kendileriyle kalma sürelerini azaltmaktadır. Başka bir ifade ile insanları kendinden uzaklaştırmaktadır. Buda psikiyatri alanının ekmeğine yağ sürmekte son zamanlarda artan depresyon tanılarının hammaddesini oluşturmaktadır. Sosyal medya başta olmak üzere dijital ağların işlevselliği insanların sağlıklı duygulanımını engellemekte zihne oluşturacak kötü örnekler vesilesiyle öfke kaygı üzüntü ve hatta cinsellik gibi çeşitli duygusal tepkilerde sapmalara neden olmaktadır. Hızlı yaşa hızlı öl dijital insanın yaşam biçimini yansıtmaktadır.

Dijital ağlar sınırlarımızı perçinleye dursun bir şeyden bütün bütün vazgeçilmez bütün bütün terk edilmez sırrını da elden bırakmadan meselenin ağlayan kısmından kesitler sunmaya devam edeceğim. Elbet güzel bakıp güzel görmek gerekir. Zifiriyi de biliyorum ziyayı da! Fakat bulanık suda balık avlamam dediğimden beri yoğurdu üfleyerek yemekteyim. Bir şey benim menfaatime uygun olması yahut benim işime gelmesi hatta toplumun geneline sirayet edecek kolaylığı sağlaması onun yenilebilir kullanabilir mutlak faydalı olduğu anlamına gelmez. Örneğin en nezih en güzel en helal restoranın en güzel yerinde en güzel manzarayı seyrederken masanıza bırakılmış en güzel çorbayı içmek üzere kaşığınızı daldırdığınızda gördüğünüz atsineği en güzel anınızda sineğin ölü bakışları artık çorba ile münasebetinizi ortaya koyar.

Beyler Bayanlar ve gençliği bir gün ihtiyarlığa tebdil edecek olanlar bir çorbaya düşen sinekler bizlerin yalnızca midesini bulandırabilir. Oysa dijital medyadan neşet etmiş özellikle sosyal medya aracılığıyla gönlünüze zihnimize düşürdüklerimiz hem dünyamızı hem de sonsuz dünyamızı bulandırmaktadır. İçinde ahlaksızlık barındıran dijital ağ sinekten daha pirüpak değil! Sinek midenizi bulandırıyor sosyal medyanın içerisindeki ahlaksız kuralsız içerikler zihnimizi gönlümüzü hatta hayatımızı mahvedebiliyor. Evet yanlış okumadınız her gün zevk alarak psikolojide dopamin salgılatarak her tıklama her beğeni ile dolaştığınız her sayfa sizin dimağınızı gönlünüzü, ruhunuzu an be an dizayn ediyor. Mendil ister misiniz?

Sizlerden şu cümleleri duyar gibiyim dijital çağdayız beyefendi! Ne demiş Allah’ın Son Peygamberi kolaylaştırınız zorlaştırmayınız sevdiriniz nefret ettirmeyiniz. Bugün insanlar ticaretini hatta ziyaretini sosyal medya ile vecd ile sağlamaktadır. Evet hiç bir şey bizzat kötü değildir, neticeleri itibariyle iyi arz eden bir halde de olabilir. Yaratılış itibariyle bıçağın varlığı şer olmaya bilir fakat kötü insanların elinde en kolay kötülük aracına dönüşen bir cisim olabilmektedir.

Dijital çağın işimizi gerçekten kolaylaştırdığına inanmakla bir rota çizdiğim zaman gençliğin yaşadığı duygu travmalarını bir türlü çıkamadıkları kimlik buhranlarını son zamanlarda adından sıklıkla söz ettiren türlü türlü bağımlılıkların kumar içki madde ve doğrudan dijital referanslı pornografik kullanımın toplumda yaşattığı infiallerin sosyal çözülmelerin farkında olmamak için dijital bağımlısı olmanın haricinde kör, sağır bir de gönlünü ve şuurunu kaybetmiş olmak gerekiyor.

Dijital ağlar vasıtasıyla bilgi kültür değer aktarımı olmuyor demek mümkün değil. Fakat sürekli haz ile yoğrulan beyinler, olumsuz bilgi ve belgelerle sömürülen kalpler nesillere yaşatılan kimlik buhranı kayıp giden cinsel kimlikler dağılan yuvalar ve aileler dijital etkileşimden doğan sosyal paylaşımın kültürel dönüşümün bizatihi insanlığın sömürülüşünün hülasasıdır. İnsanların niteliksizleştirilmesi ve nitelikli yalnızlığını elinden alınması çorbada sinekle izah edilecek kadar hafifletmek mümkün değildir. Dijital ağlar eğitimsiz kişilerin hoyratlığını eğitimli kişilerinde suskunluğunu artırıyor.

Dikkati diri olanlar dikkat ettiniz mi? Bireysel ve toplumsal olarak gizli ve mahrem yanlarımız aşınmakta özel hallerimiz uluorta bir şekilde dijital ağların inisiyatifine bırakılmaktadır. Özellikle sosyal medya içerikleri vasıtasıyla kaşıkla yedirilip sapıyla da gözümüz oyulmaktadır.

Hâlbuki bilginin değeri kolay erişebilirliğinin ötesinde zihinlerde ve gönüllerde kalıcı iyileştiriciliğiyle izah edilmelidir. Biz biliriz ki güç gizden doğar. Çocuklarda ve yetişkinlerde kazandırılamayan mahrem bilinci her türlü istismarı beraberinde getirir. Yapmacık ortamlar samimiyetsiz alanlar kendilerine faydası olmayan hatta zararı olan tiplerin gölgesi altında dayatılan ahlaksızlık, insanlığın dijital ağlarla ağlatılmasından başka ne olabilir. Mendil ister misiniz?

Dijital çağın bizleri daha nerelere savuracağını yaşarken göreceğiz. Genç zihinlerin kalplerin çeşitli sosyal platformlarda örselendiğini daha ne kadar seyredeceğiz. Dijital saha kendisiyle barışık kendisiyle var olan düşünce ve kalpleriyle dinç bir birey istemiyor. Biz dijital çağın kollarına usul usul bırakırken kendimizden usul usul kaçıyoruz. Malımızı canımızı evladımızı karşı komşulara emanet edemezken dijital alanlarla bilmediğiniz diyarlara deryalara denizlere çukurlara ateşlere ağıtlara bırakıyoruz. İnsanın varoluşsal ihtiyaçlarına kolaylık olabilir mi dediğimiz dijital ağlar bugün aile toplum medeniyet gibi olmazsa olmazların temelini oymaya zorluyor. Şahsiyetleri yaralıyor. Daha hangi ahlaki yozlaşma ruhları yaralayacak hangi kayıp ve travmalar bizi bizden koparacak ve biz kendi yalnızlığımızda kaybolacağız.

Not: Hıyar acı mı at! Yolunda böğürtlen çalısı mı var, etrafından dolan! Marcus Aurelius. Roma İmparatoru

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cem Ali Yaman Arşivi