Cumhur İttifakı ne kadar genişleyebilir?
15 Temmuz sonrası oluşan milli hassasiyet çerçevesinde bir araya gelen İttifakın üç partisi aradan geçen zaman içinde kamuoyuna oldukça olumlu mesajlar verdi.
İçeride ne olup, bittiğini bilmemekle birlikte, her şeyin yolunda gittiğini söyleyebilecek kadar yapıcı davrandı taraflar.
2023 seçimlerinde çok kritik bir noktaya gelen iktidar ve muhalefet bir taraftan saflarına yeni kadroları katarken, diğer taraftan yeni partileri ittifakları içine çekme gayreti içindeler.
Millet İttifakı bugün 6+1 şeklinde bir görüntü veriyor. Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimi için Kılıçdaroğlu’nun Sol Parti ve Türkiye İşçi Partisi’nin de desteğini aldığı yönünde bir açıklama da yapıldı. Dokuzu buldular yani.
Öte yandan, Cumhur İttifakı da boş durmadığını geçtiğimiz hafta HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi ile görüşme gerçekleştirerek tüm topluma gösterdi.
HÜDA-PAR’ı yadırgayanlar var. Hizbullah ilişkisinden dem vurmak suretiyle ‘eli-kanlı’ gösterme gayreti göze çarpıyor bu kesimlerde.
Oysa aradan geçen yirmi küsur yıllık dönemde yasadışı bir eylemleri, bir faaliyetlerinden söz edeni duymadım. Partinin lideri ön şartsız biçimde Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ı destekliyoruz diyor.
Cumhur İttifakı’na bu desteği alıp, teşekkür etmek düşer.
Yeniden Refah Partisi ise ön şart olarak kendi ikbal kaygılarını giderecek talepler yerine 30 maddelik bir liste öne sürdü. Tamamına yakını son derece makul istekler: En azından toplumun büyük bir kesimi için.
Ancak, ne olduysa oldu 6284 sayılı kanunla ilgili çekincelerini ifade ettikleri zaman bir takım mecralarda yaygara koparılmak istendi.
Kanunda benim de itiraz ettiğim o kadar fazla hüküm var ki…
Erkeği potansiyel suçlu gösteren…
Ömür boyu nafaka yükümlülüğü getiren…
Aile Bakanı ile Parti Grup Başkanvekili konunun kırmızıçizgileri olduğunu ilan ediverdiler.
Yeniden Refah Partisi beğenilir, beğenilmez ama Erbakan hocanın yolunu tercih etmiş bir siyasi hareket.
Toplumda belli bir karşılığı olduğu anlaşılıyor.
Bir kalemde marjinalleştirilmesi ve dışlanması makul değil.
Seçim hayati öneme sahip diyen kadroların kalkıp da YRP’ye defans ve direnç uygulamaları uygun olmaz.
Parti genel başkanları düzeyinde görüşme gerçekleştirildiğine göre müzakerelerde belli bir mesafenin alındığını söylememiz gerekiyor.
İstanbul Sözleşmesi gibi bir garabetten kurtularak puan toplayan Ak Parti 6284 sayılı kanunda gömülü bazı tuzakları, tehlikeleri ve aile birliğini tehdit edici mekanizmaları ayıklayabilir. Bunu da Cumhur İttifakı çatısı altında gerçekleştirilebilir.
Bir taraftan kadın-erkek eşitliği diyenlerin ailede, aile birliğini zedeleyeceğini bilerek kadını öncelemeleri doğru değil.
Ak Parti ve Cumhur İttifakı seçmeninin kahir ekseriyeti bu yönde kanaate sahip.
Hele de bu kadar kritik bir dönemeçte ilkeler üzerinden talepte bulunan bir siyasi kadroyu alkışlamak gerekiyor.
Unutmayalım Millet İttifakı az kalsın ‘sen-ben’ tartışması üzerinden yıkılıyordu. Şu anda ne kadar sağlam olduğu da tartışmalı.
Efendim o başkan yardımcısı olsun, bu olmasın deniliyorken.
Milli kuvvetler lütfen birleşsin.
Engel olan Bakan da Grup Başkanvekili de dersini alsın.