Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Bekliyoruz gelecektir gelecek olan

Bekliyoruz gelecektir gelecek olan

Haşmet Babaoğlu’nun bir sözü vardı “Bu ülkede yaşayanların ortak kaderi şu: Geçmiş geçmek bilmiyor, gelecek bir türlü gelmiyor” diye. Gerçekten de Türkiye’nin temel sıkıntısı bu. Sürekli beklememize rağmen gelecek bir türlü gelmiyor. Ne kadar azimle beklemek istesek de bir süre sonra yılgınlık başlıyor. Bazı meselelerde takınılan tavır insanı yoruyor, her şeyi bir kenara bırakma hissi ağır basıyor. Mesela ekonomi üzerine yazı yazmaktan artık yoruldum. Çünkü bir işe yaramıyor, herkes meşrebine göre kendi bildiğini okumaya devam ediyor.

Basında yerel seçimle alâkalı bir hareketlilik var. Şimdilik kim aday olacak diye, adaylar belli olduktan sonra da kim kazanabilir diye yaklaşık üç ay boyunca benzer haberleri okuyup duracağız. Yerel seçim mevzusu küçük ilçeler hariç insanların pek umurunda değil. Belediye başkanının Ahmet, Mehmet veya Ayşe, Fatma olmasıyla pek ilgilenilmiyor. Nasıl olsa hepsi belli bir yönetim tarzı benimseyecekler.

Şu anda gündemimizdeki asıl mesele Fırat’ın doğusuna yönelik yapacağımız harekât. Belki de siz bu satırları okuyorken harekât çoktan başlamış bile olabilir. Bu mesele gerçekten bir var olma, ayakta kalabilme meselesidir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekâtlarında elde ettiğimiz başarılarla nefes almaya başlamıştık. Yeniden oksijenimizi kesmenin derdine düştüler. İnşallah bu harekâtla kurtaracağımız bölgelere ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların bir kısmını yerleştirip, hem bölgenin gelişimine katkı sağlayıp hem de ülkemizin üzerindeki yükün bir kısmını azaltabiliriz.

Memleket olarak hep bir şeyleri bekliyoruz. Daha iyi günler göreceğimize olan inancımızı yitirmeden bekliyoruz… Amerika ile gerilen ilişkilerin düzelmesini bekledik, belli bir aşamaya gelindi. Ekonomide bir iyileşme olmasını bekliyoruz, bir iyi bir kötü git geldi bir yapıda ilerliyoruz. Taşların yerine oturmadığı kesin. Şimdi de yerel seçim muhabbetiyle üç ay daha bekleyeceğiz. Seçimin tek yararı basınımıza olacak. Ekonomideki çalkantılı süreç nedeniyle reklam gelirlerinde ciddi bir düşüş olmuştu. Şimdi önce aday adayları, sonra da adayların ve partilerin vereceği reklamlarla basınımız biraz olsun nefes alacaktır.

Eğer bıkkınlık duymasaydım bu yazının başlığı Alo 175 Vatandaşın Gazını Alma Hattı olabilirdi. Geçtiğimiz haftalarda yazdığımım Vatandaşla Topyekûn Dalga Geçme yazımda geçen mevzu ile alâkalı 175 tüketici hattına bir şikâyette bulunmuştum. 15-20 gün içerisinde işlem yapılacağı söylendi. Hattı tekrar aradığımda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın ilgili firmalara bilmem kaç sayılı yasaya göre ceza verebileceği söylendi. Telefondaki hanımefendiye somut olarak bir işlem yapıldı mı diye sordum. İnsan normal olarak firmaya bir denetim yapılıp, suçu varsa ceza kesilmesini yoksa işlem yapılmamasını bekliyor. Lâkin somut bir cevap alamadım. Bakanlığın yasaya göre ceza verebileceğini bende biliyorum, işin sonunda yüreğimizi soğutacak bir adım bekliyoruz, olmuyor. Firmanın ürününe yaptığı açık ve örtülü zamda bir değişiklik yapmadığına göre ceza kesilmediği belli. Ondan sonra bilinçli vatandaş şikâyette bulunsun. İşte sonrası yorgunluk, gelecek olanı beklemeye devam…

Hep bir bereketsizlikten söz ediyoruz. Hiçbir şeyin eski tadı yok diye. Nasıl olsun ki. Esnaf yaptığı zammı geri alacağım korkusuyla dövizdeki küçük çaplı düşmeye bile üzülüyor. İnsanlar resmen kış mevsiminin daha sıcak geçmesini istiyor. Küresel ısınma falan işin başka boyutu, kışı, karı, soğuğu biz çağırmıyoruz ki gelsin. Tabi ki insanlar kışı sevmediğinden çağırmıyor değil. Mesele yine ekonomik. Kış aylarında ortalama 250 lira ve üstü doğalgaz, normal zamana göre en az yüzde elli daha fazla gelen elektrik faturası elbette bel büküyor. Doğalgaza yüzde 30, elektriğe yüzde bilmem kaç zam geldi. Geri alınmaya da pek niyet yok gibi. Artık mayıs ayında falan havalar ısınınca belki geri alırlar. İşte sonrası yorgunluk, gelecek olanı beklemeye devam…

Ne söyleyelim; bekliyoruz, gelecektir gelecek olan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi