AŞK, ÖZLEM ve ÖTESİ (52)
İkindi vakti yaklaşmak üzereydi. Hacı arkadaşlarımla birlikte otelimizin önüne çömelerek etrafı seyre dalmıştık. O esna da sağa sola koşturan insanları görünce, önümüzde dikilen gurup hocamıza bu hareketliliğin sebebini sormuştum. Hocamız sorduğum soruya; “ Bazı hacılarımız bayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar yapılması vacip olan ziyaret tavafı için Kabe-i Muazzam’a ya gitme telaşındalar. Arzu ederseniz size de yardımcı olabilirim.” Diye cevap vermişti. Bu konuyu yanımdaki hacı arkadaşlarımla istişare etmiş ve eşlerimizi haberdar etmek üzere otelimizin lobisine yönelmiştik.
Gurup hocamız yoldan geçen eski model bir minibüsü durdurarak pazarlık etmiş, minibüse bineceğimiz esna da, kişi başı on riyal ödeme yapacağımızı söylemişti. Minibüsümüz Kabe-i Muazzam’a ya gitmek üzere yola çıkmış ve trafiğin yoğun olduğu güzergahları bay pas ederek bizi kısa bir süre içerisinde Kabe-i Muazzam’a ya ulaştırmıştı.
Kabe-i Muazzam’a yı çevreleyen tüm yollar trafiğe kapatılmıştı. İnsan seli adeta bir kasırgaya dönüşmüş, canhıraş bir şekilde Kabe-i Muazzam’a ya ulaşmaya çalışan hacılar, kıyıya vuran azgın dalgalar gibi Kabe-i Muazzam’a ya hücum etmeye başlamıştı. Eşim ve ben sonsuzluğa akan insan selinin içindeki katre misali Rabbimin “Evim” Diye buyurduğu o eşsiz derya’ya akıyor, nur silsilesinin var ettiği muhteşem atmosferi yeniden solumanın tarifsiz mutluluğunu bir kez daha terennüm ediyordum.
Kabe-i Muazzam’a ya inen merdivenlerin önü izdiham nedeniyle kapatılmıştı. Yönlendirildiğimiz bir üst kata çıkarak, Kabe-i Muazzam’a yı uzun bir süre seyretmiş, Yüce Rabbimize dua ve niyazda bulunup tavafımızı yapmaya başlamıştık. Tavafımızı tamamladıktan sonra da tavaf namazımızı kılmıştık. Şimdi “Say” yapmamıza sıra gelmişti. Lakin görevliler “Say” yapmak üzere bizi bu kez Kabe-i Muazzam’a yı çevreleyen mekanın en üst katına yönlendirmişlerdi.Oradan Kabe-i Muazzam’a nın müthiş manzarasını doyumsuzca seyretmiş, Kabe-i Muazzam’a nın fotoğraflarını çekip, “Say” ibadetimizi yerine getirmiştik.
Kabe-i Muazzam’a dan ayrılma zamanımız gelmişti.Bayram nedeniyle bizi otelimize götürecek olan servis araçları çalışmadığından,otele ulaşımımızı ya taksi kullanarak ya da yürüyerek sağlamak zorundaydık. Ayrıca yabancısı olduğumuz ve fazlaca bilmediğimiz bu bölgeden bir an önce ayrılıp, hava kararmadan otelimizde olmayı arzu ediyorduk. Kalabalıktan biraz olsun nefes alıp, Kabe-i Muazzam’a dan iki veya üç yüz metre uzaklaştıktan sonra, taksicinin birine elimdeki otel kartını uzatarak kaç riyal? Diye sormuş, taksiciden “Yüz riyal” cevabını alınca taksiye binmekten vazgeçmiştik. Zemzem Tower’in altındaki yoldan kırmızı otobüslerin park ettiği alana yürümüş, otobüslerden birine binerek iki veya üç kilometre ilerdeki merkezi otobüs garajına ulaşmıştık.Buradan otelimize olan üç veya dört kilometrelik mesafeyi yürüyerek kat etmiş ve akşam ezanlarının okunduğu sırada otelimize vasıl olmuştuk.
Eşimle birlikte otelimizin mescidine inerek cemaatle birlikte akşam namazlarımızı kılmış, daha sonra da bir kat yukarıda bulunan yemekhanemiz de yemeklerimizi afiyetle yemiştik. Otelimizin lobisinde bir taraftan çaylarımızı yudumlamış, bir taraftan da hacı arkadaşlarımızla tatlı bir muhabbete dalmıştık. Gittikçe ağır basan yorgunluğuma daha fazla direnemeyince arkadaşlarımdan müsaade alıp, eşimle birlikte odamızın yolunu tutmuştuk. ( devam edecek)
Selam, sevgi ve dua ile..