Prof. Dr. Önder Kutlu
Prof. Dr. Önder Kutlu Aile kim(ler)den oluşur?

Aile kim(ler)den oluşur?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal koruma getirilmesiyle ilgili çıkışına Cumhurbaşkanının, teklifin bir seviye üzeri olan, anayasal düzenleme yapılması yönündeki cevabıyla yeni bir düzleme girildiği anlaşılıyor.

Türkiye Cumhuriyeti anayasaları 1961’den beri detaylı düzenleme yapma tercihini ortaya koymuştur. Çoğu devlette bir kanunla düzenlenen konular anayasa maddesi haline getirilme başlanmıştır.

Başörtüsü konusunun anayasaya girmesi pek çok problemi çözebilir. Esasen hiçbir düzenleme yapılmadan özgürlüğün içselleştirilmesi en güzel çözümdür.

Ancak, anlaşılan bu yol için erken. Henüz o olgunluğa ulaşmadı tüm toplum.

Asıl hedef, yeni dönemde yeni bir anayasa yapılması konusu gündeme geldiğinde daha özet, daha kısa bir anayasa yapılması olmalıdır.

Geçtiğimiz pazartesi günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından Anayasada yapılacak düzenlemeye ilişkin bir açıklama yapıldı.

Bir çalışma yaptıklarını, Cumhurbaşkanına sunum yapabilecek duruma geldiklerini söyledi.

Başörtüsüne dair düzenlemenin yanında, konuyla ilişkili olarak ailenin korunması başlıklı anayasanın 41. maddesinde bir değişiklik yapılması da öngörülüyor.

Bu maddeye getirilmesi düşünülen ‘aile kadın ve erkekten oluşur’ hükmüyle şu anda erkekle erkeğin, kadınla kadının evlenmesini engellemeyen maddenin düzenlenmesi istenmektedir.

Ayrıca, kadın ve erkek olmadan ailenin çocuk sahibi olması da önlenebilecektir.

Sapkınların pek çok ülkede yaptığı aynı cinslerin evlenmesi ve edinme veya farklı yollarla çocuk sahibi olmaları önlenmiş olacaktır.

Şu anda akılımızın ucuna bile gelemeyecek ahlaksızlıkları denediklerini bildiğimiz bu kesimlere ve düşünceye artık bir dur deme vakti gelmiştir.

Aile denilince kastettiğimiz kadın ve aile birlikteliği ile çocuğun ancak yine aynı ikili tarafından edinilebileceği düşüncesi tersyüz edilmiş durumdadır.

Yarın ülkemize de geleceğinden kuşku bulunmayan bu talebin kökünden çözülmesi elzem bir durumdur.

Henüz cumhurbaşkanına sunulmayan, ancak belli bir olgunluğa ulaştığını anladığımız çalışmayı önemsiyoruz.

Tüm ahlaksızlık ikiliyi birbirinden ayırınca başlıyor.

Tek kanatla uçmaya çalışmak gibi bir şey bu.

Aileyi iki ayrı cinsiyetin kurduğu düşüncesi ihmal edilince, meselenin nereye varacağını kestirmek çok güç hale geliyor.

Kuran-ı Kerim’de ‘Ey insanlar, şüphesiz ki biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık…’ denmesinin hikmeti burada gerçekleşiyor.

Anayasa değişikliği teklifi gündeme geldiği anda sapkınlığı savunanların karşı çıkacağını öngörebiliriz.

‘Değişiklik konusuna aileyi neden karıştırıyorlar’ denildiğini duyar gibiyim.

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu öncülüğünde, aileye ve değerlerimize karşı zorbalık boyutlarına ulaşan bu düşünceye karşı harekete geçmek zorunda kaldık.

22 Ekim Cumartesi günü Büyük Aile Yürüyüşü adlı bir program organize ettik. Şehrimizde, Kılıçarslan Meydanında saat 16’da başlayacak etkinlikle duruşumuzu belli etmek istedik.

Yüzbinleri bulacağını düşündüğümüz katılımla ailemize, değerlerimize ve nesillerimize sahip çıkacağız.

Kayalıpark’a kadar yürüyüp, bize giydirilmeye çalışılan deli gömleğini kabul etmediğimizi haykıracağız. Ailenin, aynen Ayette ifadesini bulduğu şekliye kadın, erkek ve çocuktan müteşekkil olduğunu söyleyeceğiz.

Faaliyeti lütfen duyuralım, çoluk, çocuk, kadın, erkek, yaşlı ve genç demeden tüm renklerimizle, ideolojilerimizle ve tercihlerimizle birlikte programa iştirak edelim.

Geleceğimize, insanımıza biz sahip çıkmazsak, birileri mutlaka çıkar.

Sahiplenen neden biz olmayalım?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Önder Kutlu Arşivi