3 Aralık fiyaskosu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen ay sonunda bir video yayınlayarak “Ey Dünya! Gözlerimize bak. İyice bak. Seninle rekabet etmeye geliyoruz. 3 Aralık’ı bekleyin!” deyince çok önemli bir açıklama yapacağını zannetmiştik.
Meğer “Vizyon belgesi açıklayacağız” derken kastettikleri tartışması bir ismin video konferans aracılığıyla CHP’lilere hitap etmesiymiş.
AK Parti’nin “Türkiye Yüzyılı” sloganını andıran “İkinci Yüzyıla Çağrı” sloganıyla düzenlenen toplantıda CHP Genel Başkanı’nın kendisine danışmanlık yapması için anlaştığı Jeremy Rifkin, Amerika’dan canlı bağlanarak sunumunu yaptı.
Sadece Kılıçdaroğlu’na kulaklık verildiği için Rifkin’i dinleyen CHP’lilerden İngilizce bilmeyenler doğal olarak adamın ne konuştuğunu anlamadı.
“Ekonomik krizi sonsuza kadar bitirecek formülü söyleyeceğim” diyen CHP Genel Başkanı’nın sihirli formülü, cumhurbaşkanı seçilirse ekonominin dümenini aylık kaç dolara ithal ettiğini bilmediğimiz Amerikalıya teslim etmekmiş.
Basına yer ayrılmadığı için gazetecilerin merdivenlerde ayakta ve güçlükle takip ederek not almaya çalıştıkları program tam anlamıyla fiyaskoydu.
“Dağ fare doğurdu” derler ya, ana muhalefet partisinin 3 Aralık’ta sahneye koyduğu tiyatro ondan da öte bir şey oldu.
Kılıçdaroğlu henüz Altılı Masa tarafından ortak cumhurbaşkanı adayı gösterilmediği için programın mesajının seçmene yönelik olduğu düşünülemez.
CHP Genel Başkanı, Washington’a “Cumhurbaşkanı adayı ben olursam ve seçilirsem sizin adamlarınızla çalışacağım” mesajı veriyor olsa gerek.
Kılıçdaroğlu’nun Jeremy Rifkin’i danışmanlığa getirmesine Altılı Masa’nın diğer ortakları ne diyorlar acaba?
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, adaylarının seçimi kazanıp cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması halinde ülkeyi altı partinin genel başkanlarından oluşan bir “eşgüdüm kurulu” ile birlikte yöneteceğini açıklamıştı.
Kılıçdaroğlu acaba Jeremy Rifkin’le anlaşmadan önce o kurulu oluşturacak liderlerin onayını aldı mı?
Mesela Karamollaoğlu CHP Genel Başkanı’na “Büyük Şeytan’ın temsilcisine ekonomi yönetimini teslim etmekte bir beis yok” dedi mi?
Amerikan emperyalizmine ve kapitalizmine boyun eğmeye çoktan teşne sözde solcular ile Altılı Masa’nın sözde milliyetçileri bir yana, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ne diyor bu işe?
Erdoğan’ı devirirlerse ekonominin dümenine Babacan geçmeyecek miydi yahu?
CHP Genel Başkanı yoksa Altılı Masa’daki ortağının ekonomi bilgisine güvenmiyor mu?
Türkiye’ye gelerek toplantıya bizatihi katılmaya tenezzül etmeyen, Portekiz ve İspanya ekonomilerini batırmakla suçlanan Jeremy Rifkin, daha önce Merkel’e de danışmanlık yapmış ve temiz enerji bahanesiyle kömür santrallerini kapattırarak Almanya’yı Rus gazına bağımlı hale getirmiş.
Almanya bugün o santralleri geri açıyor.
Kılıçdaroğlu’nun ekonomi yönetimi için güvendiği bir diğer isim de ABD ziyareti sırasında görüştüğü Ermeni asıllı Daron Acemoğlu.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, göreve geldikten sonra Acemoğlu’nu ülkesine davet etmiş ve ekonominin yeniden yapılandırılması için kendisinden yardım istemiş.
Ancak Ermenistan ekonomisi Acemoğlu’nun yardımından sonra daha da kötüleşmiş.
CHP Genel Başkanı’nın danışman olarak seçtiği isimler de kendisi gibi.
Kılıçdaroğlu, 3 Aralık’taki programda elindeki kâğıda bakarak esip gürlüyor, dünyaya meydan okuduğunu haykırıyordu.
Dünyanın o meydan okumadan haberi olduysa epey gülmüştür.
Ne de olsa karşısında SSK’yı batırdıktan sonra kasetle parti genel başkanlığı koltuğuna otur/tul/muş, girdiği her seçimde yenilmiş, daha kendi partisinin belediye başkanlarına sözünü geçiremeyen bir “yiğit” var!