2053 Vizyonu hangi anlama geliyor?

1 Eylül günü, Adli Yıl açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı ve hukuk dünyasına 2053 vizyonu oluşturmaları yönünde bir talimat verdi.

Malum, Türkiye Cumhuriyetin 100. yılı bir hedef olarak belirlenmiş, o yıla kadar her alanda belli bir noktayı gelme yönünde bir irade ortaya konulmuştu.

2023’e şunun şurasında dört, Cumhuriyetin kuruluş yıldönümüne de 14 ay var.

Önümüzdeki yıl seçim yılı. Bu vesileyle hem hükümet kanadından hem de muhalefetten 2023 vizyonu çerçevesinde yapılanlardan ve yapılamayanlardan oluşan bir liste ortaya konulacağını öngörebiliriz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun ötesine geçerek 2053 açısından bir hazırlık dönemine girilmesini istedi. Aslında 2053’ün gelişi, bugünden belli.

100. Yıl değerlendirmesi için ise çok kısa bir süre kaldı.

Eminim hükümet ve bürokrasi bir envanter çıkarıyordur.

Yapmıyorlarsa bir eksiklik olur.

Ben olsaydım 2023 vizyonu belirlendiği zaman ülke ne durumdaydı, bugün ne durumda bir kıyasını yapardım.

Ülke az mesafe kaydetmedi.

İtiraz edenler olabilir. Ekonomik sorunlardan dem vurarak karşı argümanlar geliştirebilirler.

Toplumu ikna edebilmeleri için tüm değişkenler açısında ve somut gerekçelerle bir değerlendirme yapmaları gerekiyor.

Ülkeyi nerede görmek istiyorlardı da olmadı, açıklamalılar. Tabiiki hangi kaynakla ve hangi mantıkla bunu yapacaklarını da ilave etmek kaydı şartıyla.

Bürokratik yapının 2053 vizyonu için hala niçin beklediğini anlayamıyorum doğrusu…

Yükseköğretim kendini nereye konumlandıracak?

Bilimde, sanayide ve teknolojide nereye ulaşacağız?

Tarım nereye gidecek?

Savunma sanayi ne yapacak?

Çevre, enerji, altyapı, eğitim, sağlık, yerel yönetim alanlarında ne başarılacak?

Diyanet, gençlik, kültür vs. alanlarında ne olmasını bekliyorlar?

Bütün bu konuları illa Cumhurbaşkanı mı hatırlatması gerekiyor?

Her şeyi ona havale etme kolaycılığından kaçınılması lazım.

Herkes kendisine bir hedef koysun, bu hedefe ulaşmak için neyin nasıl ve kimler eliyle yapılacağını planlasın.

Ak Parti’nin 20. yılında 2023’ün, 50. yılında ise 2053’ün hesabı görülecek.

Bu sadece bir parti meselesi olarak da algılanmamalıdır.

2023 vizyonunu Türkiye’nin ‘Bölgesel güç’ olma hedefi olarak değerlendirmiştim, ancak 2053 mutlaka ‘Küresel güç’ vizyonu çerçevesinde kurgulanmak durumundadır.

Ayrıca, 2023 için bir Proje Koordinatörlüğünün kurulmamasını bir eksiklik olarak gördüm.

2053’te bu hata yapılmasın...

Koordinatörlük kimin neyi başardığının ve neyi-niçin başaramadığının hesabını tutacak; her yılın ve dönemin sonunda bir envanter oluşmuş olacaktır.

Vizyonun takibi bu Koordinatörlük eliyle yapılmalıdır.

2023 sahipsizdi; 2053’ün bir koruyucusu ve gözeticisi olmalıdır.

Olmadık işler için bir Ajans, Koordinatörlük kuruluyor da 2023 için neden kurulmamış, acaba?

İşe oradan başlamak gerekiyor.

Akabinde dijital imkânları da kullanarak, elde somut verilerin bulunduğu ve hangi rota doğrultusunda ilerlediği belli olan bir vizyon tesis edilmiş olacaktır.

2023 seçim yılı.

Olsun…

Ak Parti bir hedef koyarsa, iktidarda kim olursa olsun o hedef yok sayılamaz.

Toplum kazanımların devamını istiyor; her alanda.

Bunu garanti altına almanın yolu dönülemez yollar oluşturmak, geri çevrilemez taahhütlere girmek.

Toplumu ve devleti ‘zorunda’ bırakmak gerekiyor galiba...