2 ekmek bir gaste başkanım…
Düşünsenize, AK Partili Belediyelerin hepsi sokağa çıkma yasağı boyunca halkın evine ekmek dağıtırken yanında; Yeni Şafak, Sabah gazeteleri de götürüyormuş. Konya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, Konya’daki belediyeler de sokağa çıkma yasağı boyunca halka ekmek dağıtırken, ekmeklerin yanında; Yeni Haber, Yeni Konya, Hakimiyet gibi yerel gazeteleri falan dağıtıyormuş.
Hatta Vefa Destek Grupları’nın tümüne bu gazeteleri dağıtmayı zorunlu kılıyorlarmış. Belediyelerde bu gazetelere abone olmayan memurlar sürgünden sürgün beğenmelilermiş kendilerine…
Kulağa çok saçma geliyor değil mi?
Bu dediğim uygulamayı şuanda CHP’li belediyeler büyük bir hararetle uyguluyor. Ne eleştiren var ne de çok bilmişlik yapan.
Oysa AK Partili belediyeler bunu yapsa yer yerinden oynardı her halde...
Kör kendini görmezmiş hesabı, kendilerine toz kondurmayan Sözcü ekibi, bizim için aynı esnekliği göstermemişti oysa yakın zaman önce.
Hatırlar mısınız bilmem, geçtiğimiz seçim döneminde Konya yerel basının hepsi Cover diye tabir ettiğimiz, tüm gazetenin kaplandığı bir AK Parti reklamıyla çıkmıştı. Bu Sözcü gazetesi de Konya basınını manşetine taşımış, hakir görmüştü aklınca.
Hatta hakarete varan yorumlar yapan olmuştu Konya basını hakkında…
O Sözcü gazetesi şimdi neredeyse CHP bayrağı gibi tüm CHP belediyelerinde baş köşede. Vatandaşa ekmekten ziyade harıl harıl Sözcü Gazetesi dağıtıyor CHP’li belediyeler.
Adamlara kızmıyorum aslında, işini iyi yapıyor CHP’li belediyeler ve Sözcü ekibi.
Bizim mahallede durum biraz farklı ne yazık ki…
Açıkçası Konyalı iş adamlarımızın çoğundan bu hassasiyeti göremesek de, Belediyelerimiz gerektiği zamanda yerel basına sahip çıkarlar. Birkaç kurumumuz, sanayiden birkaç işletmemiz elini taşın altına sokar ama Sözcü Gazetesi gibi arkamızda tüm belediyeler, siyasi partiler, ideolojiler, iş adamları falan olmadı hiçbir zaman.
Konya basınına yerel yönetimlerden bazen reklam gelir, siyasi partilerden de reklam aldığımız olur. Ama hiç öyle yüklü miktarlarda maddi destek ya da örtülü destek alamayız açıkçası.
Nihayetinde basın kuruluşları da birer ticari işletmedir ve ayakta kalmaları gerekir. Bunun için de resmi ilan ve reklam gelirleri önemlidir.
Oturduğu yerden yerel basını eleştiren, hakir gören, horlayanlar; iş destek vermeye geldiği zaman sus pus olurlar. Sonra da car carcar konuşurlar.
HAFTA SONLARI BİR SÜRE SESSİZ GEÇECEK
İçişleri Bakanlığı tarafından alınan sokağa çıkma yasağı kararını doğru buluyorum. Bu karar aslında daha önceki süreçte de alınabilirdi. Devletimiz elinden geleni yapsa da halkımız aynı duyarlılıkta değil.
Yasağın gelecek hafta sonunda da uygulanacağını düşünüyorum. Kanımca bu yasak aslında İstanbul için alındı. Eğer süreç böyle giderse sadece İstanbul’a özel uzun soluklu bir sokağa çıkma yasağı bile bekliyorum aslında. Çünkü İstanbul’daki vaka sayısı şuan tüm vaka sayısının yüzde 60’ından bile fazla.
İstanbul’da kurala uyma oranı Anadolu şehirlerinden daha düşük seviyede… Hani o elit olduğu iddia edilen Kadıköy’de mesela Cuma günü cahiller sürüsü sahillerde piknik yapıyordu…
CANLI YAYINDA AÇIKLANMALIYDI
Sokağa çıkma yasağının son dakika haberi olarak duyulmasının ardından tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da vatandaşlar sokaklara akın etti. Gerçekten ilginç bir milletiz. Böyle olaylarda çok hızlı reaksiyon veriyoruz. Yasağın duyulmasından 15 dakika sonra marketler kepenkleri açmış, fırınlar ekmek servisine başlamıştı bile.
Fakat bu hızlı reaksiyonumuz bu defa başımıza dert oldu. Bazı insanlar; kola, pırasa, luppo ya da jelibon için virüs riskine girdi. Bence bu biraz sürü psikolojisi ile alakalı. O anda ne yapacağını bilemeyen insanlar, kendini sokağa atıp psikolojik rahatlama yaşadılar.
Bakan Soylu konuyla ilgili olarak eleştirileri kabul ettiğini açıkladı. Kararın bu şekilde duyurulmasının arkasında bilgi sızdırma iddiaları olsa da; Bakan Soylu’nun diğer ülkelerdeki yaşanmışlıklardan yola çıkarak kararı akşam duyurduklarını söylemesi benim aklıma yattı.
ABD, İtalya ve Fransa gibi ülkelerden sokağa çıkma yasağının 2 gün önceden duyurulmasına rağmen, halk orada da ani reaksiyon gösterip marketlere akın etmişti. Hatta tıpkı bizdeki luppocular, kolacılar gibi akla gelmedik ürünler bile raflardan kapış kapış gitmişti. Sanırım bu tecrübeden faydalanarak, Türkiye’de de geç saatlerde duyuru yapıldı.
Bence İçişleri Bakanı Soylu’nun da, tıpkı Fahrettin Koca gibi bir basın toplantısı düzenleyip; sokağa çıkma yasağını öyle duyurması gerekirdi. Ya da hızlı bir şekilde; “Yasak boyunca fırınlar açık olacak, bazı işletmeler çalışmaya devam edecek” cümlesini kurarak, vatandaşlara itidal çağrısında bulunması daha doğru olurdu.
Tabi burada asıl eleştirilmesi gereken bizleriz. Halk olarak biz eğer böyle bir süreçte tedarikli davranmıyorsak, yumurta kapının ağzına gelince bir çuval patates alma telaşına düşüyorsak; kimseye kızma hakkımız yok!