Zaferler ayı ağustos
Zaman dilimlerinin bazıları kimi topluluklar için büyük önem arz eder. Ağustos ayı; mevsim itibarıyla en sıcak günlerin yaşandığı, alın terinin en çok akıtıldığı ve rahat bir kış geçirmek için tüm hazırlıkların yapıldığı çetin bir aydır. Lâkin ağustos ayı aziz milletimiz ve kahraman ordumuz için bambaşka bir aydır. Selçuklu ve Osmanlı devletlerinde kış ve bahar ayları boyunca yapılan askerî hazırlıklar, Ağustos aylarında kılıç şakırtıları ve top sesleri eşliğindeki zaferlerle taçlandırılmıştır.
26 Ağustos 1071 Cuma günü, ordusuyla Cuma namazını kılıp dua ettikten sonra beyaz kefene benzeyen bir elbise giyerek askerlerine: "Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır. Zaferi kazanırsak istikbal bizimdir." diye seslenerek askerlerini yüreklendiren Sultan Alparslan’ın Türklere Anadolu'nun kapılarını sonuna kadar açan tarihin en önemli zaferlerinden biri olan Malazgirt Meydan Muharebesi, 26 Ağustos 1071'de yaşanmıştır.
Osmanlı devletinin kaderinin tayin edildiği anlardan biri olan ve 23 Ağustos 1514'te Çaldıran Ovasında gerçekleşen Çaldıran Savaşı, yine bu ayda yapılmıştır. Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Savaşındaki gibi bizzat katıldığı ve kazandığı en önemli savaşlardan olduğu bilinen ve 24 Ağustos 1516 tarihinde gerçekleşen Mercidabık Savaşı da yine bu ayda kazanılmıştır.
Özellikle bu milletin ve devletin bekâsı için verilen millî mücadelenin büyük zaferi yine bu aydadır. Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası, Türk ordusunun Yunan ordusu ile Sakarya boylarında yaptığı meydan savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi de yine 23 Ağustos 1921’de başladı.
30 Ağustos Zaferi Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yoldaki en önemli adımlardan birisidir. Bu zaferle, Türk milletinin varlığına kasteden dış mihraklara hak ettikleri ders, kahraman Türk askeri tarafından verilmiş; işgale uğramış, bu uğurda şehitler vermiş ve bağımsızlığına düşkün bir milletin neleri başarabileceği, hangi zorluk ve mihnetleri aşabileceği bir kez daha tüm dünyaya deklare edilmiştir. 26 Ağustos 1922 sabahı başlayan Büyük Taarruz; son vatanımızın ne pahasına olursa olsun teslim edilmeyeceğinin tescili olmuştur. 30 Ağustos 1922 tarihinde gerçekleştirilen zafer, 1176 yılında kazandığımız Miryokefalon Savaşı ile aynı karakterde olup iki büyük zafer de Anadolu’nun Türk yurdu olarak tescil edilmesini sağlamıştır.
Yakın tarihimizde, Mercidabık Zaferi’nin yıl dönümünde (24 Ağustos 2016’da) Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, DEAŞ ve PKK belasını bertaraf etmek ve bölgedeki diğer terör yuvalarını dağıtmak için Suriye’nin kuzeyine Fırat Kalkanı Harekâtı’nı başlatmış ve kısa sürede bölgenin kontrolünü sağlamıştır. 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile elde edilen bu büyük zaferin 100. yıldönümünde; aziz milletimiz tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet sloganıyla kararlı yürüyüşüne devam edecektir. Özellikle dış mihraklar bilmelidir ki milletimizin ne taksim edilecek bir vatanı, ne peşkeş çekilecek değerleri, ne de parçalanacak bir devleti asla olmayacaktır.
Bütün bu mücadelelerde kanlarını bu milletin birliği ve dirliği için akıtan aziz şehitlerimizi rahmetle anarken bu güzel toprakların kapılarını sonuna kadar açan ve bizlere vatan kılan Sultan Alparslan’dan, Büyük Taarruzla bu vatanın tapusunu tescil ettiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve ayrıca Kıbrıs’ın fethinden İstanbul’un fethine, Mohaç’tan Belgrad’ın fethine ve diğer nice savaşlarda-mücadelelerde canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Selam ve dua ile…