Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Yaşlılarımıza neden saygı gösterilmiyor?

Yaşlılarımıza neden saygı gösterilmiyor?

Yaşlılarımıza olan saygısızlık her geçen gün artıyor. İş salt saygısızlığı da geçti. Gençler her şeyi çok iyi bildiklerini zannettiklerinden yaşlıları, onların deyimiyle emeklileri toplum için gereksiz görmeye başladılar. 65 yaş üstü oy kullanmasa bu ülke cennet olurmuş vb. işkembeden sallıyorlar. Elbette gençlerin bu içi boş özgüvenlerinde basının ve sosyal medyanın suçu büyük. Z kuşağı genellemesi ile işe yarasın, yaramasın gençlerin büyük bir kısmı kendisini önemli görmeye başladı. 65 yaş üstü insanlar tecrübelerinin sadece zekâtını verseler şimdiki gençlerin önemli bölümünü ikiye, üçe katlarlar ama haddini, kendini bilmeyen elbette bunu anlayamaz…

Seçimden sonra 65 yaş üstüne nefret kusan bir kitle oluştu. İlk başta azınlıkta gibiydiler sonrasında gençlerin büyük bir kısmı da bunları destekler oldu. Sırf yaşlılar yüzünden hükümet tekrar seçimi kazanmış, ülke yanmış, bitmiş, kül olmuş falan. Tamam, ekonomi de sıkıntılar var bunun üzerine sıkıcı olacak kadar çok yazıyoruz. Fakat gençlerin desteklediği, dedem dedikleri Kılıçdaroğlu seçimi kazansaydı emin olun ülke daha da beter olacaktı. Muhalefet cephesindeki kavgayı gençlerin çoğunluğu takip bile etmiyor. Seçim zamanı politik göründüler, oylarını kullandılar şimdi gündelik hayatlarına geri döndüler. Bol keseden dağıtılan bakanlıklar, yandaş medyalarına verilen milyonlarca lira, ortakların bir şeyden haberdar olmaması falan tam rezillik ama bu bile yeterince gündeme gelmiyor. Gençlerin takip ettiği hesaplar sadece hükümeti kötülemekle yetiniyor.

Emeklilere yapılan son zam çok saçma oldu. Yüzde 25 zam yapıldı ama kök maaş uyanıklığı ile milyonlarca emekli zam alamadı. Hükümete yakışmadı. Özellikle 65 yaş üstü mağdur oldu. Gençler, akılları sıra onlarla dalga geçmeye çalışıyor. Yaşlılarımızın önemli bir kısmı ise yine hükümeti desteklemeye devam ediyor. Çünkü onların yaşadıklarından gençlerin haberi yok. Dinlemeye bile tahammül edemeyip, akılları sıra klişe buluyorlar. Geçmiş geçmişte kaldı, bugüne bakalım diyorlar. Elbette daha iyi bir hayat yaşamak her gencin hakkı. Lakin bunun için çalışıp çabalamak lazım. İyi okullar bitirip, arada boş durmayıp kendini geliştirmek gerekiyor. Çok özendikleri batıda da durum aynı. Fakat bizde elbette bütün gençlerin aynı kefeye koymak doğru olmaz ama armut piş, ağzıma düş diye bekleyen çok. Aileleri madem onları dünyaya getirmiş, o zaman en iyi şekilde bakmakla yükümlülermiş. En iyinin elbette bir sonu yok(!)

Gençler şimdi her şeyi bir kenara bıraktı 65 yaş üstünün ücretsiz ulaşım hakkına taktı. Kim ne derse desin bana göre bu uygulama hükümetin sosyal sorumluluk alanında yaptığı en iyi işlerden birisidir. Özellikle İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri yaşlıları hedef göstermek için ücretsiz ulaşım hakkını sık sık gündeme getiriyor. Ankara’da belediye tarafından otobüslere asılan afişlerde otobüsleri kullananların yüzde 20’sinin ücretsiz bir şekilde bindiğini, bunun sorumluluğunun da kendilerinde değil mecliste olduğunu yazıyor. Otobüs fiyatlarına yapılan zamlar da yaşlılar sorumlu tutuluyor. Belediyelerin keyfe keder harcamaları elbette önemli değil…

65 yaşını geçmiş bir insanın kaç yıl yaşayacağı daha doğrusu kalan ömrünün ne kadarın da sağlıklı olacağı meçhuldür. Bu yaşından sonra karısı, kocası hayattaysa beraber kafalarına göre gezmelerinden doğal ne olabilir. Örneğin İstanbul’da yaşayan yaşlılarımız her gün bir semti gezmeye gitseler çok iyi vakit geçirmiş olmazlar mı? Yaşlıları yıpratan, hastalıklarını artıran en önemli şey hareketsizlik, evde oturmaları. Ücretsiz ulaşım sayesinde gezebiliyorlar. Yıllarca bu ülke için emek verdiler bu kadarı sonuna kadar haklarıdır. Gençler serde gençlik olduğundan züccaciye dükkânına dalan filin rahatlığında konuşabiliyor, günün akşamlı olduğunu unutuyorlar. Fakat zamanın herkesi yontup, hizaya getirme gibi bir huyu vardır. Günü gelince onlar da görecekler…

Büyüklere saygı, yaşlılara hürmet tartışmaya kapalı bir konudur. Gençlerin kanı deli aktığından bazen ne söylediklerin farkında olmayabiliyorlar. Fakat sabırla, anlayasıya kadar neyin doğru olduğu onlara söylenmeli. Sırf şirin görünmek için yanlışlıklarına hak verilmemeli. Sonrasında yol olur. Yanlışlığa, ahlâksızlığa açılan yollara seslenmeyerek bugünlere gelindi. Artık son olmalı, gençlerin anlayacakları dille gerçekleri görmeleri sağlanmalı…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi