Ya olduğun gibi görün Ya da göründüğün gibi ol
İnsanoğlu yaşamı boyunca zaman zaman pek çok fiziksel ve ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalır. Fiziksel problemlerin çoğu genelde ruhsal problemlere göre daha az çaba sarf ederek çözüme ulaşırken asıl problem ruhsal sıkıntılar baş gösterdiğinde ortaya çıkar. Çünkü ruhsal sorunlar bireysel yaşam kalitesini etkilediği kadar toplumsal olarak da etki gösterir. Ruhsal açıdan kendisi ile barışık olmayan kişiler çoğu kez birbiriyle bağdaşmayan iki ya da daha çok amacın peşinde koşar, enerjilerini boş yere harcayarak amaçlarında hayal kırıklığına uğrarlar. İdeal imgelerin peşinde koşarken basit hedefleri kaçırabilirler.
İyi bir dost ve arkadaş olmak isteyen birinin aşırı talepkar ve baskın yönü bunu engelleyebilir. Aşırı otoriter ve haklı çıkma konusunda ısrarcı bir baba farkında olmadan çocuğunun okul başarısını engelleyebilir. İşiyle ilgili bir toplantıda çok önemli, orijinal fikirleri olan bir çalışan, herkesten bir adım öne çıkmayı isterken düşman edinirim ya da düşüncelerimle alay edilirse küçük düşerim gibi korkularıyla ketlenip kalarak hiçbir fikir üretemeyebilir. Buna benzer çelişkileri kendimizde ve çevremizde sıklıkla görebiliriz.
Net bir hedef yoksunluğunun ya da uygunsuz hedeflemelerin yanı sıra bazı kişiler amaçları doğrultusunda aşırı kararlılık gösterebilirler. Erkekler kariyerleri uğruna tüm değerlerini çiğneyebilir, kadınlar her şeyin aşk için olduğunu savunabilir, anne- babalar her şeyden vazgeçip kendilerini çocuklarına adayabilirler. Bunu yaparken çok samimi, candan ve mutlu oldukları izlenimini de verirler. Aslında bunlar da ruhsal bir bütünlüğün eseri değildir. Umutsuzluk, çaresizlik, özsaygı eksikliği, özgüven eksikliği gibi birçok içsel çatışmanın getirisidir.
Ruhsal çatışmaların ifadelerinden biri genel bir kararsızlık halidir. Kişi ne yiyeceği, ne giyeceği gibi basit kararlardan, meslek seçimi, evlilik kararı, evleneceği kişiyi seçme, çocuk yapma kararı gibi daha zorlu seçimlerde zorlanabilir. Aldığı kararlardan memnun olmaz, pişmanlıklar duyar. Geri dönüşü olmayacak karar alımlarında tüm enerjisini tüketir ve panikler. Bu kişiler kararsızlıklarının farkında değildirler ve bilinç dışı bir biçimde karar vermekten kaçarlar. Karar vermek için düşünecek zamanı olmamıştır, karar için henüz zaman erkendir ya da kararı başkasına veya şansa bırakmışlardır.
Ruhsal çatışmaların yarattığı fonksiyon bozukluklarından biri de beceriksizlik ve etkisizlik durumudur. Kişi yapabileceği gücü, bilgisi ve yeteneği olmasına rağmen işin gereğini, daha yavaş veya kötü biçimde yapar. Bundan dolayı herkesten fazla emek ve enerji harcamak durumunda kalır. Burada ayrıntılara takılma, kusursuzluk için uğraşma, bilinçdışında kendisine zorlama gibi geldiğinden bir engelleme veya sakarlık ve unutkanlık gibi bir dışavurum da söz konusu olabilir. Bu durum insan ilişkilerine de yansır.
Ruhsal çatışmalar bazen de kendini bir atalet, tembellik ile gösterir. Çaba ve uğraş gerektiren her şeye isteksizlik gösterir, bu duruma gayet rasyonel cevaplar getirirler. Amaç, doğrultu ve motivasyon eksikliği sonucu eylemlerinde zoraki ve tatmin etmeyen bir çaba hissettiklerinden, yorgunluk ve bitkinlik gösterirler. Sıradanlığın sınırlarında olan her şey onlar için lüzumsuz, itici ve bayağıdır. Hayallerinde hep muhteşem işler yapma vardır ve onların düşüncelerine göre sıradanlık başkalarının işidir.
Mutlu günler…