Saygı ve samimiyet…
Kalbimizi ve nefsimizi riyadan, nifaktan, ikiyüzlülükten, gösterişten, ucubdan, sümadan, kibirden, kendini beğenmişlikten, yalandan, iftiradan, hasetten, bencillikten, gıybetten, kinden, öfkeden, nefretten arındırmadıkça ihlasa eremeyiz.
İbadet ve kulluğu dünyanın mihveri yapmadıkça; her ibadete sevap, her başarıya takdir, her iyiliğe teşekkür bekleyip gönlümüzü dünyaya ve dünyalıklara, makam ve mevkilere, çıkar ve menfaatlere bağladığımız müddetçe ihlas ve samimiyete kavuşamayız.
Unutmayalım ki dünyevileşme hastalığı insanda ne ihlas bırakır ne de samimiyet! Ne Allah rızası bırakır, ne de Allah’ın rızasını! İhlastan uzak amellerin dışı süslüdür, fakat içi boştur.
İhlas ve samimiyetten uzak toplumlar, güvensizliğin hâkim olduğu; suç ve günahların, aldatma ve aldanmanın en çok olduğu toplumlardır.
Her yerde saygı önemli bir konudur. Evde, okulda, trafikte, toplu ulaşımda kısacası her yerde önemini yitirmez.
İnsanlar birbirlerini sevmeyebilir. Öyle bir zorunlulukları da yok. Ama birbirine saygı göstermek ve karşısındakine tahammül edebilmelidir.
Saygılı insanları başkalarının hakkını yemeyen, bencil olmayan, paylaşmayı bilen insanlardır. Nerede olursa olsun kendilerini de fark ettirirler.
Büyüklere saygı, doğaya saygı, çocuklara saygı kısaca her şeye karşı saygılı olunmalıdır. Saygı duymak karşındaki insanı anlamak demektir. Aynı zamanda insanların birbirlerini anlaması ve anlaşması demektir.
Saygıyı olmayı, saygılı davranmayı hayatımızın temel kuralı haline getirmeliyiz. Saygının olmadığı yerde sevgi olmaz, şiddet olur, kavga olur. Kısacası her şey olumsuz olur.
Fakat son zamanlarda özellikler büyüklere olan saygıyı yitiren çocuklara, gençlere daha çok rastlıyoruz.
Yetişme tarzlarından mı, ailesinden mi, aldığı eğitimden mi bilinmez o kadar kaba ve düşüncesiz davranıyorlar ki bıraksanız kendinden büyük insanları bir kaşık su da boğacak şekilde davranıyorlar.
Yine toplu ulaşım araçlarında büyüklerine yer vermemek için olmadık kılığa girenler var. Bunu yaptıklarından düştükleri durumda kendilerini görseler ne düşünürler diye merak ediyorum.
Ama değişecek bir durumunda olduğunu düşünmüyorum. Yine aynı hareketleri sergileyecekleri kesin.
Yine aynı şekilde ayakkabıları çıkararak karşı koltuğu koyanları da unutmamak gerek.
Sanki kendisinin malı. Ama bunu kendi arabasında olsa yapacağını zannetmiyorum.
Bence saygı ailede çocuk yaşta öğrenilir. Ve büyüdükçe de gelişir. Ama gençlerin çoğu büyüdükçe daha da saygısızlaşıyor.
Saygısızlık noktasından adeta birbirleriyle yarışır hale geliyorlar. Çevresindeki insanlar umurlarında bile değil.
Bunun örnekleri daha çoğaltılabilir. Tabi ki herkes aynı değil ama şu bir gerçek ki saygısız bir kitle var. Ve bu kitle de insanlara ciddi rahatsızlık verecek seviyede.
Onun için biraz daha düşünceli ve saygılı olalım.