Murat Güçlü
Murat Güçlü Terörle terbiye olmayacağız

Terörle terbiye olmayacağız

Ateş düştüğü yeri yakmakta, şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifa ve yakınlarına sabrı cemil niyazıyla söze başlayalım. Türkiye olarak yine çok kanlı bir terör saldırısına maruz kaldık. 3o’u polis 38 vatan evladımızı yitirmenin acısını yüreklerimizde yaşadık. Ağız alışkanlığıyla yahut resmi söyleme uygun olarak terör saldırısı diyoruz yoksa bu açıktan yürütülen bir savaş, terör diyerek olayların vahametini ve ciddiyetini gölgelememek gerekir. Türkiye’ye karşı büyük bir savaş verilmekte. Dünya sistemine başkaldırmasına, kendine biçilen role itiraz etmesine, mazlum ve mağdur halkların yanında yer almasına, kendi kararlarını kendi menfaatleri doğrultusunda vermesine karşı ödediği bedel bu saldırlar.

Dünyanın yeniden paylaşıldığı ve paylaşımda büyük güçlerin nüfuz alanlarını arttırma yönünde uğraştıkları bugünlerde herkes tehdit altında. Küçük devletler ya her istenileni yapmak ya da işgale uğramak tercihleri ile karşı karşıya kalıyorlar. İşgali zor ve maliyetli daha büyük devletler ise savaşın özelleştirilmiş şekli olan terör saldırıları ile terbiye ediliyor.

ABD’nin Afrika’da payını arttırmasına karşı çıkan Fransa’ya karşı sistemli şekilde uygulana terör saldırıları ile Fransa pes ettirildi. Bu terörle terbiye etmenin en açık örneği olarak karşımızda duruyor. Fransa ise buna karşı ABD’deki Zenci olaylarını kışkırtarak cevap vermeye çalışıyor.

Türkiye’ye gelince dünyanın en zor coğrafyalarından birinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Türkiye asla sadece Türkiye değildir. Bunu özellikle Osmanlı bakiyesi coğrafyalara seyahat ettiğinizde, oradaki sıradan insanlarla konuştuğunuzda açıkça hissedersiniz. Bosna’dan Doğu Türkistan’a kadar devasa bir coğrafya Türkiye’yi lider, ağabey, baş olarak görmekte ve Türkiye’yi yakından takip etmektedir. Ülkemizin tarihi, coğrafyası, insan unsuru, ekonomik ve askeri gücü bu ülkeye büyük bir misyon yüklemekte.

Batı’ya karşı direnecek tek güç İslam dünyasıdır. Tüm eksiklerine, ilim ve fende geri kalmışlığına, sosyal dokularının tahrip edilmesine rağmen yine de modern dünyaya karşı haklı bir seda olarak meydan okuyacak potansiyel İslam dünyasında bulunmaktadır. Ümit Müslümanlardadır. Bunları toparlayacak tek güç ise şüphesiz Türkiye’dir. Bundan dolayı bu ülkenin kendini bilmemesi, misyonunun farkında olmaması, vesayet altında tutulması, zincirlerini kırmaması gerekiyor.

Ne zaman Türkiye kendini bulma yolunda adım atsa, kendi menfaatlerini koruma adına bir düzenleme getirmeye çalışsa karşımıza terör saldırıları, ekonomik krizler, hükümet bunalımları, sağ sol kavgası, sunni alevi ayrışması, kürt türk çekişmesi çıkmaktadır.

Bugün de yeni bir sistem tartışması yaptığımız, başkanlık sistemine geçiş için Anayasa değişikliğini Meclise gönderdiğimiz günün akabinde gelen bu saldırılar açıkça bu değişikliklerin yapılmasının istenmediğini göstermektedir. Ayrıca Türk askerinin Fırat Kalkanı operasyonu ile El-Bab’a girdiği, orada dengeleri ülkemiz lehine değiştirmeye çalıştığı bir dönemde gelen bu saldırının Türkiye’nin Suriye politikasına karşı da bir uyarı olduğunu düşünebiliriz. Tabii Rusya ile yakınlaşma, Şangay’da Enerji Klubü Başkanlığı da Türkiye’ye karşı böyle bir saldırıyı gerekli kılmış olabilir.

Amaç ne olursa olsun, Türkiye doğru yoldadır ve ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye bu baskıların üzerinden gelecek ve kutlu yürüyüşünü tamamlayacaktır. Türkiye terörle terbiye olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Güçlü Arşivi