TAHİR'LER ÖLMESİN
Etrafımız kuşatılmış ve adeta ateş çemberi..
Suriye üzerinden yaşanan krizlerin ardı arkası kesilmiyor.. Son olarak da Rusya ile yaşanılan kriz .Pusu da bekleyen İran Yönetimi..
Ve içeride yaşanılan cinayetler. Terör eylemleri..
Millet olarak acıların biri bitmeden yeni acılarla yüreklerimiz dağlanıyor.. Bu kadar acıyı bu beden ve yürek nasıl kaldıracak ..
Nedir bu yaşadıklarımız..
Savruluyoruz…
Hep birlikte ..
Ucu bucağı görünmeyen zifiri karanlıklara savruluyoruz..
Peki ya neden ?
Bu öke ,bu kin, bu nefret neden ?
İdeolojik farklılıklarımız ,etnik ve kültürel farklılıklarımız ,hayata bakış açılarımız ve ülkede yaşanılan her menfi hadisede yaşanılan kamplaşma ve ayrışma neden.?
EYYY bu coğrafyada yaşayan Vatansever Türk, Kürt, Alevi, Sünni ..
Unutma. Sakın unutma..
Ya kardeşlik türküleri eşliğinde yarınlarımızı, geleceğimizi şekillendiririz ya da bizi bekleyen o hazin ve trajik sonu birlikte yaşarız..
Vatanseverlik iddiasıyla ortaya çıkan klavye kahramanları.. 140 karakterlik vatan savunucuları..
Kendisi gibi düşünmeyen ve kendisi gibi olmayanları hainlikle suçlayan çakma demokratlar ve çakma vatan aşıkları .
ARTIK YETER DİYORUM. “EDİ BESE”
Gün bir olma ,birlik olma ve her zamankinden daha fazla birbirimize kenetlenme günü diyorum..
TAHİR ELÇİ ve YAŞANANLAR….
Cumartesi günü Diyarbakır ‘da yine ülkemizin bir değerini ,insan hakları mücadelesi vermiş bir hukukçuyu hain ve kalleş bir saldırı sonucun da kaybettik..
Ulusal bir kanalda vermiş olduğu o talihsiz beyanatı bir kenara bırakırsak Tahir Başkan bölgenin önemli insan hakları savunucularından birisiydi..
Kamuoyunda oluşturulmak istenen kasıtlı ve yönlendirmeli algının aksine bölgede ki illegal yapılarla ve malum parti ile uzaktan yakından alakası olmayan birisi olduğunu ben bizzat biliyorum..
Bölgenin şartlarından dolayı ve belki de kendisine ve yaşamına yöneltilen tehdit ve baskılardan dolayı bu yönde talihsiz bir açıklamayı yapmıştır..
Batı da yaşayıp Doğuyu batıda ki gözle gören ve düşünen 140 karakterlik vatan aşıkları yine o dönem de Sayın Tahir Elçi’ye olur olmaz hakaretlerde bulundular...
Yapılanlar yanlıştı…
Ve aslında daha büyük yanlışı o sözlerinden dolayı yargımız yapmıştı ve Tahir Başkanı makamında gece yarısı göz altına alarak tutuklanması talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk etmişti..
Bu yapılanların hiçbirisini aslında hak etmiyordu…
Evet bölgede hendek siyasetini eleştiren ve insan hakları mücadelesine kendini adayan biri daha toprak oldu..
Bazı akademisyenlerimiz bu yaşanan acı üzerine hemen yine klavye başına geçerek ‘su testisi su yolunda kırılır ‘diyecek kadar küçüldüler ve kendi iç dünyalarında ki o çukurluğu sosyal medya ortamında ortaya çıkardılar..
Tahir Elçi gibi bu saldırılar da yine iki polisimizde şehit oldu…
Bu cinayetler ve yaşanan bu ölümlerin asıl sorumluları bellidir belli olmasına da ortada cevap bekleyen onlarca soru var.
Cevap bekleyen sorular;
1_)İçinde bir gün evvel silahlı eylem gerçekleştirmiş teröristler bulunan araç bu şekilde nasıl durdurulur?
2_)Polislerin üzerinde neden çelik yelekleri yoktu ?
3_)Şehir terörle mücadele de can çekişirken bu tedbirsizlik ve ciddiyetsizliğin sorumluları kimler?
4_)Basın açıklaması yapılacak alanda neden gerekli güvenli önlemleri alınmamıştır?
Bu soruları daha da artırmak mümkündür tabi ki de fakat son olarak şunu net söyleyebilirim ki bunca yıldır terörle mücadele ettiğimizi söylesek de cumartesi yaşanan hadiseler de son derece ağır ihmallerden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebiliriz…
Terörle mücadele de zafiyetler ve ihmaller mi var yoksa?
Selam ve DUA ile...