MEDYA KUŞATMASI
Evet dostlar her yeni güne çocuk ve kadınlara yönelik cinsel saldırı ve istismar haberleri ile yeniden merhaba diyoruz.
Maalesef yaşanılan bunca acı ve gözyaşıya rağmen toplumsal ve ahlaki ve insani temelde ki sorunlarımızda bile ayrışıyor yahut ayrıştırıcı bir dil ya da üslup yolu tercih edenlerce kanayan yaralar adeta kangrene dönüşüyor.
Eğer bir toplum acıdan ve kederden siyaset üretebiliyorsa ve acılar ve kederler üzerinden siyaset devşirme yoluna gidilebiliyorsa o toplumda ki sorunlar sağlıklı biçimde masaya yatırılamıyor demektir.
Ve o toplum kendi kendini tüketiyor ve yok ediyor demektir.
Son yıllarda ve son günlerde peşi sıra çocuk ve kadınlara yönelik Cinsel saldırı ve istismar ve katliam haberleri basına sıkça düşer oldu.
Her bir vakıanın ardından yine o bildik yaklaşımlar aynı şekilde sergilenir oldu.
Oysa karşımız da bu noktada ciddi bir sorun durmakta.
Bu sorunla ciddi manada yüzleşmemiz gerekmekte .
Konunun uzmanlarınca bir masa etrafında meselenin sosyal ,psikolojik tarafı ,hukuksal yönü kapsamlı ve derin bir çalışma ile mesele en ince ayrıntısına kadar ele alınıp acil eylem planı hazırlanıp masum yavrularımız koruma altına alınmak zorundadır.
Fakat burada dikkatler çekmek istediğim önemli nokta maalesef hiçbir sorunumuzu aklı selim biçimde masaya yatırıp çözemiyoruz.
Toplumsal acılardan bile rant devşirme alışkanlığında olan yapılar eliyle toplumsal sorunlar çözüme kavuşturulamadığı için kangrenleşiyor.
Sorunlarımızın çözümü için herkesin taşın altına elini atması ve ayrıştırıcı üslup ve dil bırakılıp geleceğimizi sağlıklı bir zeminde kurmanın yollarını aramalıyız.
Çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel saldırı haberleri ardından bu ülkede ki muhafazakar kitleyi ya da dindar kitleyi zan altına sokan ve suçlayan yahut siyasal iktidarı bu meseleler üzerinden vurmaya kalkan klawye şovalyelerinin yaklaşım ve önerileri ile bu meseleler çözüme kavuşmaz.
Kıymetli Dostlar;
Şiddet,tecavüz,aldatma,birbirlerine ihanet eden evli eşlerin konu edinildiği diziler eliylede toplumumuz ifsad edilmekte.
Maalesef diziler eliyle yozlaştırılıyoruz.Ahlaki nokta da çökertiliyoruz.
TV dizileri eliyle geleceğimiz karartılıyor.
Senaristler adeta ağız birliği yapmışçasına hepsi aynı konuyu işliyor.Toplum mühendisliğine soyunmuş senaristler.
Yayınlanan filmler de her akşam zihinlerimiz ve ruh dünyamız zehirleniyor.
Evet yaşanılan bu toplumsal çöküşe bu ahlaksız dizilerinde büyük oranda katkısı var.
O sebeple son dönemde yaşadığımız bu olumsuzluklarda bizi, ailemizi adeta büyük bir kuşatma altına almış olan gayri ahlaki dizlerin ekranlarda pervasızca dönmesi noktasında başta RTÜK olmak üzere ilgilileri sorumluluk bilinci ile davranmaya davet ediyorum.
Derin ve büyük kuşatma altında karşılaştığımız ve yaşadığımız toplumsal temelli sorunlarla aklı selim biçimde yüzleşmemiz gerektiğini yeniden hatırlatmak istiyorum..
Selam ve DUA ile..