Oktay Aksu
Oktay Aksu SURİYELİLER

SURİYELİLER

Suriye’deki iç savaşın  ülkemizle ilgili en önemli yansıması göç sorunu. Savaş binlerce insanı evlerinden, yurtlarından ayrılmak zorunda bıraktı. Binlerce çaresiz geride her şeylerini bırakarak sınırlarımıza dayandı ve devlet doğal olarak kapıları açtı.  Zaman içinde Suriyeliler hemen bütün Türkiye’ye yayıldılar. Ülkemiz genelinde ki Suriyeli sayısı bir buçuk milyona yakın, Konya için bu sayı kırkbeş elli bin civarında.

Son günlerde Suriyelilere karşı bir nefret söyleminin yayılmaya başladığına üzülerek şahit oluyoruz. Önce Antep’te sonra Hatay’da bu söylem münferit birer olaydan hareketle fiili tacize hatta linç girişimine kadar vardı. Maalesef Konya’da da bu nefret söylemi şehrin zihninde yer edinmeye çalışıyor. Kötü örnekler dilden dile çoğaltılıyor, bir suriyeli bir yanlış yapmaya görsün ertesi gün bütün şehir duyuyor. Oysa sui misal emsal olmaz ve kardeşinin ayıbını örtmektir Müslümana yakışan ifşa etmek değil. Çektikleri eziyet yetmedi de biraz da bizden mi çeksinler. Hani iyilik yapıp denize atacaktık ne oldu. İyilik ki Müslümanın lütfu değil, fıtratının gereğidir. İnsanın karşısına iyilik yapma fırsatı çıkmışsa değerlendirmezse kaybeder. Sevaptan olur, cennetten olur. Esasen iyilik zaten halık bilsin diye yapılır ,balık bilse de hoş bilmese de. Her mazlum bizim cennetimizdir. Sonra biz hamdolsun çok zengin bir milletiz. Malımız mülkümüz yoksa tebessümümüz var. Tebessümün sadaka oluşunun hikmetini bu günlerde daha iyi anlıyor insan. Bizden gelecek bir tebessüm kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak büyük bir hazinedir. Merhabanın anlamını bilirsiniz, burada, bizim aramızda güvendesiniz demektir. Tebessüm edelim, merhaba diyelim, hem kardeşimiz hem misafirimiz olarak hürmete layık bu insanların gurbetlerini, çilelerini hafifletmeye çalışalım. Yunusca gelin tanış olalım/işi kolay kılalım/ sevelim sevilelim/dünya kimseye kalmaz. Ağzı laf yapan, eli kalem tutan kim varsa elini taşın altına koymalıdır. Kürsü sahipleri, siyasiler, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, kanaat önderleri, herkes hep birlikte kardeşlik iklimini hakim kılmak için elinden geleni yapmalıdır. Bu arada emniyet; Bu günlerde üç beş kendini bilmez yeni yetmenin Suriyelileri darp görüntüleri ve bu görüntülerin altına düşülen faşizan cahil zırvaları sosyal medyada Konya’nın adını kirletiyor. Yazık, çok yazık . Adamın adı nasipsiz olunca hazine dairesine girip eline kürek alsa boş çıkar oradan.

   Suriye daha düne kadar siyasi sınırlarımız içinde Osmanlının Şam vilayetiydi. Siyasi sınırlar hiç bir şeydir. Aslolan yüreklerde ki sınırlardır. Aynı tarihin, aynı kültürün, aynı dinin, aynı milletin – İslam milletinin -  mensuplarıyız. Mevlana’nın dediği gibi aynı duygunun paydaşlarıyız. Ne zaman kanıksadık emperyalizmin coğrafyamıza çizdiği sınırları ve ne zaman yaban oldu Şam, Bağdat, Kahire.

Bu ülkenin tarihinin her sayfasında araplar vardır. Çanakkalede, İstiklal harbinde Arabın malı, canı, kanı var. Şamlının, Haleplinin, Konyalıdan, Kayseriliden, Sivaslıdan farkı yok. İstiklal marşı şairimiz bakın nasıl vurguluyor bu gerçeği ;

Türk Arapsız yaşamaz yaşar diyen delidir

Arabın ise Türk hem sağ gözü hem sağ elidir. 

 Konya, Selçuklunun payitahtı. Mevlana’yı, Şemsi Tebrizi’yi, Sadreddin Konevi’yi ve daha nice velileri kucağında barındıran sevgi ve kardeşliğin her daim başkenti. İnsani ve İslami duyarlılığın her zaman en yoğun olduğu şehirdir Konya. Kimin başı dara düşse Konya yanında olmuştur. Ben Bosna’yı hatırlıyorum mesela. Yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk; kolundaki bilezikten evindeki ekmeğine nesi varsa Bosna için veren bir şehir hatırlıyorum.  Dünyanın kalbi Kâbe, Anadolu’nun kalbi Konya’dır ve bu şehir her zamanki kadirşinaslığı ile kardeşlerini bağrına basacak, fitne tohumlarının yeşermesine müsaade etmeyecektir. Benimki belki de  yersiz bir endişe ; Henüz vakit varken yapılması gereken yapılsın bize yine bir geç kalmışlık duygusu, yine bir vicdan azabı kalmasın bakiye. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oktay Aksu Arşivi