Stratejik Zihin İşgali
Değerli Kardeşlerim
Düşmanını tanımayan hiçbir şeye karşı hazır değildir!
Türkiye Coğrafi olarak Batıyı ve Doğuyu birbirine bağlayan stratejik bir köprüdür, dolayısıyla düşmanımız her yerde ve çok.
’’Eğer bir ülkeyi fiziki İşgal edemiyorsanız o halde o ülkenin zihnini işgal ederek hedefinize ulaşın.’’
İşte tam da bunu tarihimiz boyunca birçok kez yaşadık ve hala yaşamaktayız. Aslında bir nevi kuşatma da denir buna, hem coğrafi hem zihinsel.
Tarih boyunca birçok kez coğrafi olarak topraklarımız kuşatılıp işgal edildi, savaşlarla birçoğunu geri aldık ama işgal edilen zihnimizi gerçek manada geri alabildik mi?
İnsanların fikirlerini kuşatıp onların zihnini profesyonel yöntemlerle işgal etmeyi başaran şeytani zekâ, stratejik bir şekilde fikirlerimizi köleleştirip bizleri sömürdüler.
Bu öyle bir çark ki içine giren bir daha çıkamadı, para, mal, mülk, makam ve gıda derken kıyısından köşesinden maalesef hepimiz bu girdaba istesekte istemesekte girdik.
Eğer gerçek anlamda buna karşı savaşmak istiyorsak, şeytani zekâya karşı Rahmani aklımızı kullanmamız gerek.
Mücadelemizi, düşmanımızın hedeflerini tanıyarak ve analizini yaparak verebiliriz.
Onlar bizleri kendi kültürlerine alıştırmak için zihinlerimizi adeta kodladılar.
Bizler acilen kendi kodlarımıza geri dönmemiz gerekiyor, bu da donanımlı bilgiye sahip olmaktan geçer.
’’Hiç, bilenle bilmeyen bir olur mu?’’
( Zümer / 9. Ayeti)
Bir düşünelim, neden acaba bu topraklardayız ve buraya nasıl gelmiştik?
Çadırlarda doğup, at sırtında büyüyüp, savaşta ölen atalarımız aklımıza gelsin…
Bizler bu topraklara zevki sefa sürmek için gelmedik, Allah’ın kelamını tüm dünyaya yaymak için gelmiştik.
Bizler rehavete kapıldık, düşmanlarımız ise bundan yararlandı.
En yaygın şekilde milliyetçilik akımını yayarak ırklar arasında çatışma oluşturuldular.
Türkçülük, Kürtçülük, Ermenicilik vb. ırkçı akımları yayarak Osmanlı döneminde Osmanlı’nın yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte sinema, dizi, müzik, eğitim kurumları, farklı ideolojiler, magazin gibi araçlarla yayarak artırdılar Zihinsel İşgali.
Kaybolmuş bir nesil, kaybolmuş bir ülkedir!
Yıllardır hem zihinsel hem ruhsal sömürüldük.
Her ne kadar bir ülkenin yer altı kaynakları bor, altın, gümüş, petrol vs. değerli ise, en önemli yer üstü kaynağımız ’’İnsan’’ bilhassa gençlerimizdir, bunu asla unutmayalım.
Yıllardır şarkılarla, dizilerle, reklamlarla ve modayla stratejik bir şekilde gençlerimizin zihinlerinin altına dinamitleri yerleştirdiler.
Birçoğumuz görmedik, görmezden geldik, belki de aman ne olacak ki diyerek es geçtiğimiz şeylerin bugün faturasını ödemeye başladık.
Start düğmesine basıldı…
Son zamanda birlerinin yazıp çizdiği senaryolar sokaklarımızda gayri ahlaki sergilenmeye başlandı, fuhuş aleni bir şekilde sokaklarda çocuklarımızın gözleri önünde sergilenirken bir yandan sosyal medyada bitmeyen ve gün geçtikçe toplum tarafından şirin karşılanan erkeklerin etek giymesi mi dersiniz yoksa çocuk doğurması mizanseni mi, hangi birisini saysam bilemedim.
Tam da bunlar işte. Bizim, zamanında birtakım şeylere dur demediğimizden kaynaklanıyor.
Bizler eğer zihinsel bir temizlik yap(a)mazsak, önce kendimizde başlamak şartıyla, sonra çocuklarımızda ve gençlerimizde, en önemli değerimiz elimizden giderse ki bu ahlak mefhumudur, bunu kaybedersek her şeyi kaybederiz!
Çünkü işgal edilen zihinlerde, tüm operasyon ahlak kavramının çöküşünü sağlamaktır. Bu milleti eğer tamamen zihinsel ele geçirirlerse bu ülkeyi de ele geçirirler.
Allah’ın izniyle bu millet feraset sahibi ve söz konusu Vatan ise gerisi teferruattır.
O halde kalkın gücümüzün yettiği kadar bu seferi birlikte devam ettirelim!
Bırakalım aklımızı ideolojik kavgalarla tüketmeyi, birbirimizi yiyip bitirmeyi.
Onların kurdukları oyunlarını başlarına yıkalım, bunu ancak birlikte başarırız, yıkılması gereken partiler değil, yıkılması gereken bir sistem var, oyun büyük, partiler üstü bir durumla karşı karşıyayız. Zihinler işgal altına alınırsa topraklarımız da işgal edilir.
Büyük resmi göremezsek paramparça olmaya mahkûm kalırız
Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan, tüm saldırıların ana temelinde İslamiyet'in tekrardan dünyaya hâkim olmasının korkusu var düşmanlarımızda. Her geçen gün daha da artan ve artacak olan manipülasyon haberlerle gündeme gelip iktidarı zedelemek için ellerinden geleni yapacaklar.
Ortalığı karıştırmaya ve gündemi değiştirip bu hükumeti karalamak için ellerinden geleni yapıyorlar ve yapacaklar.
Uyanık olmak gerek, yalan haberlere inanıp onların ekmeğine yağ sürer gibi onları konuşacağımıza, akıllı olup Cumhurbaşkanımızın yanında olup, hakkı ve hakkaniyeti savunmamız gereken bir dönemdeyiz.
’’Hak geldi batıl zail oldu. Batıl her zaman helak olacaktır.’’
( İsra / 81. Ayeti )
Hülâsa Allah-u Teâlâ'nın (CC) ipine sarılıp bunlarla yapacağımız mücadelede daha gayretli olursak Cenab-ı Hak (CC) bizleri bu afatlardan muhafaza eder.
Son din İslam’ın dünyaya yayılmasını nasip eder.
Çaba bizden hidayet Allah-u Teâlâ'dandır, aziz kardeşlerim.
Vesselam…