Güleser Keleş
Güleser Keleş Soldurulan çiçekler

Soldurulan çiçekler

Köşe yazılarımda bu tür acı olayları paylaşmak istemesem de bu olaylar maalesef yaşanıyor ve korkarım ki yaşanmaya da devam edecek.

Çocuk ölümlerini her duyduğumda içim parçalanıyor hele ki anne olduktan sonra bu konularda daha çok hassaslaştım. O annelerin yerine kendimi düşündüm o bebeklerin yerine oğlumu düşündüm ve gerçekten bana düşünmesi bile korkunç duygular yaşatırken bu acıları her bir zerresiyle yaşayan insanlar var.

2.5 yaşında güzeller güzeli bir bebek, adı Müslüme...

O kadar güzeller o kadar masumlar ki insan bakmaya kıyamıyor. Ama ahlaktan, vicdandan, insanlıktan yoksun kişiler bir daha açmamak üzere o çiçeklerimizi soldurup atıyor.

Onlar en ama en değerli hediye bizlere emanet edilen.

Peki, bize emanet olan bu yavruları biz kimlere güvenip emanet edeceğiz?

Müslüme'nin dedesi şüpheli sıfatıyla gözaltına alınarak tutuklandı.

Gerçekten yapmış olabilir mi, bu cinayette bir dahili olabilir mi bilemiyorum daha doğrusu düşünmek bile istemiyorum. Tek bildiğim şey   artık en yakınımıza dahi güvenmememiz gereken bir zamandayız.

Düşünüyorum ve düşündükçe bir sürü cevaplanmamış sorular dönüyor kafamda. Sokakta oyunlar oynayarak büyüyen çocuklardık biz. Anne babalarımızın tanımadığın insanlarla konuşma, verdikleri şeker, çikolataları alma diye uyardığı çocuklar.

Meğer tanıdıklardan, burnumuzun dibindeki insanlardan korkmak gerekiyormuş. Çok emanet edildik komşu teyzelere, sokaklarda çok oyun oynadık abilerle. Bizlerin çocukluğunda yoktu böyle şeyler ya da vardı da biz çocuktuk anlayamadık.

O zamanlar en büyük tartışmalarımız oyun için olurdu sen öncesin ben sonrayım muhabbetleri.. Ama çıkıp ne biri bize silah sıktı, ne bıçakla acımasızca kesti, ne de bizleri boğup yakmaya çalıştı. En fazla bağırıp, azarlarlar ailemize şikayette bulunurlardı.

Tahammülü mü kalmadı bu insanların?

Sabırları mı tükendi?

Sevmeyi mi unuttular?  Ya da hiç mi sevilmediler ?

Vicdanlarını mı kaybettiler ?

Yahu küçücük çocuk sana ne zarar verebilir. Senin onda ne gibi alacağın olabilir ? Neden yaparsın bu vicdansızlığı?

Kaçırılışı, tecavüzü, katledilişi, yakılışı, ormana gömülüşü, kuyuya atılışı, boğuluşu... yazık değil mi? bu çocukları doğurana, büyütene, yakınına..

Soldurulan o masum gülüşlere yazık değil mi?

Gerçekten nasıl insanlar olduk biz, nasıl bir dünyada yaşar olduk, bu  dünyayı nasıl böyle kirli hale getirdik ve bu olanları nasıl görmezden geldik.

Tek dileğim o minicik bedenlere her türlü kötülüğü yapan bu vicdandan yoksun kişilerin de aynı acıyı yaşayıp hem de defalarca yaşayıp geberip gitmeleri bu dünyadan. Ama yetsin mi yetmesin bu dünyada çektirdikleri acıların bin katını yaşasınlar diğer tarafta inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Güleser Keleş Arşivi