Siyaseti Dine Alet Etmek
Bu yazıyı yazmadan önce bir Azerbaycan vatandaşı olarak başka bir ülkedeki seçim konusunda yazı yazmam ne kadar doğru olur diye çok düşündüm. Aslında genel olarak baktığımızda çokta doğru gözükmüyor. Eminim bu yazı konusunda beni eleştirenler de çok olacak. Size de hak veriyorum. Ama bu ülke Türkiye olursa benim için akan sular durur. Sadece ben de değil, Azerbaycan Türklerinin çoğu için de böyledir. Örnek olarak herhangi bir Azerbaycan haber sitesine bakın her gün en az 2-3 haber Türkiye seçimleriyle ilgilidir. Çünkü biz Azerbaycan Türkleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk ve İslam Dünyası’nın lideri olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Türkiye’deki seçimler en az Türkiye’deki kadar Azerbaycan’ın da yakın takibindedir. Hele-hele bazen öyle şeyler yaşanıyor ki buna suskun kalmak bir Müslüman olarak mümkün değil.
AK Parti iktidara geldikten sonra Müslümanların, Müslüman gibi yaşaması için yaptığı tüm uygulamalardan sonra “Dini siyasete alet ediyor” iftiraları atıldı. Bunu yapanların da başında, Türkiye’de Müslüman kesim tarafından pekte sevilmeyen bir parti duruyor. Bu malum parti, Müslümanların lehine alınan tüm kararları ya engellemeye çalıştı, ya da alınan kararın uygulanmaması için anayasa mahkemesine şikayet etti. Fakat ne zaman ki, seçim maratonu başlıyor, malum partidekiler birden en samimi Müslüman olarak karşımıza çıkıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, yıllardır sırf inancından, düşüncelerinden dolayı ötekileştirdikleri o insanlar, her defasında onları sandığa gömüyorlar. Böylece bunların Müslümanlığı da bir başka seçime kalıyor.
Malum 24 Haziranda Türkiye’de seçim var. Türkiye seçime giderken malum parti, dindar kesimin oylarını alabilmek için, seçim Müslümanlığına başlamış yine. Malum partinin Cumhurbaşkanı adayı neredeyse her programında, her mitinginde Müslümanlığını göstermek için adeta ecel terleri döküyor. Yok efendim arkadaşları ona hacı diyormuş, belki 50 civarında namaz da kılmış, her gün Cuma namazı kılıyormuş, çocukluğunda Kuran kursuna gitmiş, sınıfta Ayet-el Kürsi’yi ilk o ezberlemiş daha neler-neler… Sanırsan Cumhurbaşkanlığına değil de, Diyanet İşleri Başkanlığı’na aday olmuş. Ama millet hamdolsun bunlara kanmıyor. Bu millet, aday değilken Ramazan ayında içki içip, aday olduktan sonra başında takkeyle namaz resimlerini paylaşanları da, şimdi samimi Müslüman görünüp, mecliste başörtüsüne karşı nasıl amansız mücadele edenleri de iyi tanır.
Bizim millet basiret sahibidir. Elbet sandığa gittiği zaman dini siyasete alet edenlerin değil, siyaseti dine alet edenlerin tarafında olacaktır. Çünkü bu seçim sadece 80 Milyonluk Türkiye’nin değil, 1.3 Milyarlık İslam Alemini ve 300 Milyonluk Türk Dünyasını etkileyecektir. Unutmayın! Türkiye son kale! Ümmet davasına omuz verenlere Selam olsun.