Ömer Tokgöz
Ömer Tokgöz Semadan Dansa Mevlevi Dede Bahçesi

Semadan Dansa Mevlevi Dede Bahçesi

Hz. Mevlana’nın 751.ihtifal programlarını düzenlediğimiz bu günlerde dört asırlık bir mazisi olan Dede bahçesi tarihi üzerinde durmak istedim. Dede bahçesi, Türkiye Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykûbâd’ın vakfı olan bir bahçedir. Alâeddin Tepesi’nin kuzey batı tarafındadır. Tacül Vezir Ahmet’in 1239’da yaptırdığı medrese hankâh ve türbe buradadır.

Osmanlı Döneminde bu tarlayı Mevlevi tarikatına mensup, aynı zamanda tanınmış bir hattat olan es-Seyyit el-Hacc Hasan bin el-merhum es-Seyyit Hüseyin Efendi satın alarak etrafını duvarla çevirtip bahçe hâline getirerek bugünkü ulu pelit ve çınar ağaçlarını diktirir. Ayrıca büyükçe bir havuz yaptırıp arazinin güneybatısında bulunan Kadıasker Çeşmesi’nin suyunun altıda bir hissesini buraya akıtır. Bakımlı hâle getirdiği bahçesini zamanla şeyhi ve dostu II.Bostan Çelebiye (d:1645-ö:1705) hediye eder.

whatsapp-gorsel-2024-12-08-saat-17-32-10-9178567a.jpg

Bahçe Bundan sonra bahçe Mevlevî dedelerinin gezinti ve teneffüs yerleri olmuş ve ‘Dede Bahçesi’ diye anılmaya başlanmıştır. Yaz aylarında sema burada yapılırdı. Postnişin Abdulvahid Çelebi (1858–1907) burada bir köşk ve büyük bir havuz yaptırmıştır.(https://gokonya.com/tr/kulturpark-ve-dede-bahcesi-2)

Dede bahçesi kökeni 17.yüzyıla kadar inen Konya'nın dışında yer alan bir mesire ve bahçe alanıdır. Osmanlı dönemi 18.yüzyıldan itibaren Mevlevi dergahına ait bir mesire yeridir. Sema dönülen ve zikir yapılan bir alan, dinlenme yeri, havuzlu bir bahçe ve mevsimlik sebze ve bostan ürünlerinin yetiştirildiği bir alandır. Abdülvahit Çelebi riyasetindeki Mevleviler, yaz günlerinde, şehrin merkezindeki bu mesirelikte bazı günler müzik meclisleri, bazı günler de sema ayinleri icra ederler.

Dede bahçesi Mevlevi dergahını yöneten ve postnişin Dede'ler tarafından peyzaj ve çevre düzenlemesi yapılan bir yerdir. Cumhuriyete kadar bugünden geriye 374 yıllık bir mesire ve dinlenme yeri olduğu için Konya’da çok meşhur olmuştur. Mevlâna dergâhı postnişini Abdülvahit Çelebi döneminde Mevlevilerin yazın sohbet yaptığı, sema döndüğü bir bahçedir. Zamanla halkın bahçeyi kullanması ve sohbetlere katılması sağlandığı için Dede bahçesi olarak bilinir. Abdülvahit çelebi tarafından yaptırılan kameriye ön cephesinde bir dönem Osmanlı Türkçesi ile: “Ağaç Yetiştirelim. Ağaçlar bütün canlılara sıhhat, gıda verir ve ülkeleri tezyin eder. " yazılıdır.

1924 yılı sonrası dergahlar kapatılınca kamulaştırılmış ve Konya belediyesi tarafından satın alınıp Avrupai tarzda yeniden düzenlenmiştir. Dede bahçesine Konya belediyesi tarafından hayvanat bahçesi, havuz, tenis kortu, dans pisti eklenmiştir. Havuz başına kameriyeler eklenmiş ve değişik yerlere çınar ağaçları ekilmiştir. Dergâh döneminde sebze ekilen bahçelerin bir kısmı ise tenis kortu yapılmıştır. Dede bahçesine cüzi bir ücretle girilirken havuzda kayığa binmekte ücretli olmuştur.

Dede bahçesi yaz günlerinde açık hava caz band orkestra, halk konserleri, sünnet ve düğün yapılan bir yer olmuştur. Uzun zaman Konyalıların çay içmek, havuzda kayıkla gezmek, müzik dinlemek, dans etmek ve tenis oynamak için gittiği bir yeşil alan olarak 1960'ların sonuna kadar hizmet vermiştir. Bahçe içinde bekarların bugünkü moda deyimle single erkeklerin oturduğu bir alan ve aile olarak veya yanında kadın olan erkeklerin girdiği bir bölümden oluşmakta idi.

whatsapp-gorsel-2024-12-08-saat-17-32-10-b7e357c8.jpg

İlk gençlik yıllarımda asude çınar ağaçları altında Dede bahçesinde çay içerek bende dinlenmiştim. Sosyal medyada yöneticiliğini yaptığım Konya Eski ve Yeni Fotoğraflar sayfasında Dede bahçesi ile ilgili yaptığım birçok paylaşıma o günleri yaşamış Konyalılar hep olumlu hatıralarını yazmışlardır. (https://www.facebook.com/share/p/1AuV2zNNrc/)

Dede bahçesinde akordeoncu Kaya'nın müzik yaptığı, mahalli sanatçı Udi Ahmet Özdemir, Ahmet Gazi Ayhan, Yıldız Ayhan Bedia Akartürk, Ahmet Sezgin gibi dönemin ünlü sanatçılarının konser verdiği bir sosyalleşme mekânı olmuştur. Dede bahçesine yakın olan Alaaddin İlkokulu 1950 ila 1970 yılları arasında öğrencilere karne teslim törenleri ve mezuniyet programlarını Dede bahçesinde yapmıştır. Dede bahçesi halen kültür parkta sıradan küçük bir çay bahçesi ve Cafem işletmesi konumundadır.

Dede bahçesinin tarihi

Dede bahçesi, Selçuklular döneminde ekim ve yaylım yerine kullanılan bir tarla idi. Osmanlı döneminde bu tarlayı, 1650 yılında Mevlevî tarikatına mensup Es- Seyyid El- Hac Hasan Efendi, Es-Seyyid Hüseyin Efendi'den satın alarak etrafını duvarla çevirtip, bahçe haline getirmiştir. Ayrıca büyükçe bir havuz yaptırıp, arazinin güney batısında bulunan Kadıasker Çeşmesi'nin suyunun altıda bir hissesini buraya akıttı. Bakımlı hale getirdiği bahçesini zamanla şeyhi ve dostu II. Bostan Çelebi'ye hediye etti. Bostan çelebi de bu bahçeyi dergâha bağlayarak gelirini dergâh mensuplarının istifadesine sundu. Mevleviler tarafından ekilip dikilmeye başlayan bahçe, bu tarihten sonra Dede bahçesi diye anılmaya başladı. (Odabaşı, Sefa, 20 yüzyılın Başında Konya'nın Görünümü, s.94, İl Kültür Müdürlüğü Yay. 1994/KONYA)

Seyyid Hacı Hasan Efendi'nin vakfiyesine göre dede bahçesinin hududu şöyledir: Konya'nın Binâri Mahallesinde güneyi kendinin mülk bağı, doğusu bostan ve Ağazade İbrahim ile Kemal beşe hatunu mülkleri, kuzeyi Halil ve Hocacihanlı oğlu Mehmet Mülkü Hacı Nasrullah bahçesi ve Tacü'l- Vezir Medresesi, batısı da umumî yol ile çevrilidir.

Abdülvahit Çelebi zamanında, dergâha bağlı bağ ve bahçelerde başlattığı imar faaliyetleri esnasında Dede Bahçesine de iki katlı bir köşk inşa ettirdi. Abdülvahit Çelebi riyasetindeki Mevleviler, yaz günlerinde bazı günler müzik meclisleri bazı günler de sema ayinleri tertip ederlerdi.

whatsapp-gorsel-2024-12-08-saat-17-32-10-dc2bfa98.jpg

Birinci Dünya Savaşı yıllarında halkın içine düştüğü karamsarlığı bir nebze gidermek gayesiyle Postnişin Abdülhalim Çelebi, Dede Bahçesi'ni dergâh mensuplarına ait olduğu ananesini kaldırarak halka açtı. Yaz günlerinde bahçede, dönemin tanınmış saz heyetleri her gün ikindiden sonra meşke başlayıp akşam ezanı vaktinde bitirirlerdi. Bu arada bahçenin ürünü meyve ve sebzeler de ufak bedeller karşılığında ziyaretçilere satılırdı. Böylece I. Dünya Savaşı yıllarında cephelerde bulunan askerlere silah, malzeme, yiyecek-içecek, giyecek ve para yardımlarının bir kısmı karşılanmış olurdu.

1926 yılında tekke ve zaviyeler kapatılınca hazineye devredilen Dede Bahçesini belediye satın alarak duvarlarını tamir ettirdi. Büyük havuzu çimento-derz yaptırıp yanındaki metruk kuyuyu temizleterek içine pompa motoru oturttu. Havuzun güneybatı ve doğusuna üzeri kiremit ile örtülü dört kafesli kamelyalar yaptırdı. 1927 yılında köşkün önüne fıskiye, pelit ve çınarların altına genişçe bir dans pisti yaptırdı. Aynı sene içinde bahçenin güneydoğu girişinin sağ tarafına küçük çapta bir hayvanat bahçesi ekleyerek buraya tavus kuşları, ceylanlar, kurt tilki gibi hayvanlar getirtti. Hayvanat bahçesiyle havuz arasındaki boşluğa da zamanın en modern iki tenis kortu inşa olunarak bahçeye giriş ücretli hale getirildi. Bu arada havuza da ufak bir sandal konuldu. Bu dönemde bahçeye giriş 10 kuruş, tenis kortunun saati 50 kuruş, 1 saatlik sandal gezisinin ücreti de 25 kuruş idi.

Daha sonra belediye hayvanat bahçesiyle tenis kortunu kaldırarak buraya bir çiçek serası ilave ederek ağaçların ve pelitlerin altını kiraya verdi. Burası" Dede Aile Gazinosu" adı altında halka hizmet vermeye başladı. Yaz akşamları Konyalı müzisyenlerin yanı sıra zaman zaman İstanbul'dan da gelen tanınmış sanatçılar burada sanatlarını icra ederlerdi. Ayrıca bazen kesintiye uğrasa da veya Meram'a nakledilmiş olsa da 1950 yılında başlayıp 1960'a kadar devam eden Gül Yarışması Dede bahçesinde yapılırdı. (https://www.konyapedia.com/makale/906/dede-bahcesi)

Eyüp Mutlutürk ya da Eyüp ağa Dede bahçesi ve Meram son durakta köprü yanındaki aile bahçesini uzun yıllar işletmiştir. Güzel gül ve çiçek yarışmalarında birincilik kazanmıştır. Eyüp ağanın SSK hastanesi karşısındaki köşkü, bindiği motorsiklet ile sükse yapmış ve 1970’li yıllarda konuştuğu iddia edilen kedisi ile ülkede gündem olmuştur.

1966’lı yıllardan itibaren bu alana Konya kent fuarı yapılması başladığı için havuz ve dede bahçesi dışında tüm birimler kaldırılmıştır, tenis kortları da 1950 li yıllarda faaliyete geçen yeni stadyum içine nakledilmiştir. 1968 yılında Dede Bahçesinin de içinde bulunduğu alan Belediye Başkanı Ahmet Hilmi Nalçacı tarafından fuar alanı olarak düzenlendi. 2008 Aralık'ında Konya Büyükşehir belediyesi tarafından yeniden tanzim edilen alan yeni ismiyle Kültür Park olarak 17 Aralık 2009 tarihinde yeniden halkın hizmetine açıldı.

whatsapp-gorsel-2024-12-08-saat-17-32-10-fe886811.jpg

Bugünden geriye dönüp baktığımızda Mevlâna dergahına ait bir mesire alanı, tasavvufi sohbetler yapılan, sema dönülen zikir yapılan bir yer iken modernizm rüzgarları ile tamamen başkalaşım geçirmiştir. Tenis oynanan sportif bir mekân, ladini müzik icra edilen bir eğlence yeri, dans edilen bir ortam ve damsız girilmez bir ortama dönüşmesi bir yönüyle garip ve hazin bir hikayedir.

Kültür park üzerine yapılan bir akademik çalışmada bu değişim dönüşüm adım adım ele alınmıştır. 1900'lü yılların Mevlevi Dergâhı yazlık mesire ve bahçe düzenlemesi ile akıllarda yer eden Dede Bahçesi… Dede bahçesinin 1924'lerde kapatılmasından sonra Belediyece 1927'lerden 1970'lere kadar mesire yerinden dans pistine, tenis kortuna dönüşüm ve değişim… Akordeoncu Kaya'dan Ahmet Özdemir'e mahalli sanatçıların müzik yaptığı, Gül Bayramına ev sahipliği yapan bir kentsel mekân... Sonra 1965'lerde ortaya çıkan fuar kavramı ile başlayan yine bir ortadan kalkış süreci ile yeni mimari düzenlemeler, sosyal değişimler...2000'li yıllarda gelişen Kültür park uygulaması. (Mekân-Politika Ekseninde Konya Kültürpark’ın Dönüşümü, Feyza Topçuoğlu, Meltem Ö. Gürel, idealkent dergisi Sayı-31, Cilt 11, Yıl 2020-4)

Sema ve zikir yapılan bir alandan modern dans pistine giden yolda Konya’nın tasavvufi planda önemli bir mıntıkası olan Dede bahçesinin kuşatıcılığı kaybolmuştur. Mesire yeri ve dinlenme yeri özelliği de ortadan kalkmıştır. Bugün sıradan ve vasat bir mekân ve çay içilen bir yer haline dönüşmüştür. Bu bahçenin ismi niye Dede bahçesi, hangi Dede, kimin dedesine aitmiş diye bir anket yapılsa kimse doğru dürüst bir cevap veremeyecektir. Yaşı ancak 65-80 arasında olanlar belki dede bahçesindeki konser veya havuzda kayığa bindiğinden veya yüzdüğünden bahsedecektir.

Cumhuriyet döneminde kamulaştırılan birçok müslim ve gayri müslim vakıflar tekrar asli sahiplerine iade edilir ve orijinal haline döndürülürken acaba Mevlâna dergahına ait Celaliye Vakfına niye bu iadeler yapılmaz? Yapılmış ise vakfın bugünkü durumu nedir? Kamuoyunca meçhuldür. Dede bahçesini Mevlâna dergahına iade etmek ne kadar mümkün bilemiyorum. Ama bir ahde-vefa göstergesi olarak kültür park olarak isimlendirilen alan vakfiyesine uygun biçimde yeniden Dede bahçesi olarak düzenlenmelidir.

İkinci olarak Dede bahçesindeki köşk ve kameriye orijinal şekliyle yeniden inşa edilmelidir. Dede bahçesi köşküne benzetilmeye çalışılan imitasyon yapı kaldırılmalıdır. Üçüncü olarak ise Dede bahçesi konsepti içinde Mevlâna ihtifalleri kapsamında yapılan sema programları ve rutin olarak her hafta yapılan sema programları, mesnevi sohbetleri ve açık hava etkinliklerinin bir kısmı bu alanda yapılmalıdır. Bir dönem yapılmış olan halk konserleri ve Konya barana türkü geceleri de burada icra edilmelidir. Dede bahçesine bu sıfatı kazandıran Abdülvahit Çelebinin şahsına yönelik anma programları düzenlenmelidir. Konya tasavvufi planda Mevlâna ve Mevlevilik ile özdeş bir şehir olmasına rağmen farkındalık yönünden Mevleviliğin en az bilindiği bir kent konumundadır. Mevlevilik ritüellerine vakıf olan kişi sayısı giderek azalmıştır.(https://www.yenihaberden.com/mevlanayi-ortodoks-ve-heterodoks-bicimde-anmak-14615yy.htm

Bu bağlamda Dede bahçesinde Mevlevilik ritüelleri, irfanı, Dede’lik, Çelebi’lik ve postnişinlik ile sema yapmanın incelikleri, 1001 günlük çile yolculuğu ve geçmişten bugüne Mevleviliğin tanıtıldığı bir digital tanıtım parkuru oluşturulmalıdır. Mevleviliği anlamaya gayret eden bir fakir ve abd-i aciz olarak Hz. Mevlana’nın 751.ci vefat yıldönümünde kendisini, Çelebi ailesini, muhibbanı ve rahmeti rahmana kavuşan Dede’leri rahmet ve saygıyla anıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Tokgöz Arşivi